Salı, Mayıs 14, 2024

Derin evren ve Uzay Hukuku

Uzay faaliyetlerine dair temel hukuki zemini oluşturan ve günümüzde Uzay Hukuku olarak bilinen beş temel antlaşmanın hazırlandığı, tartışıldığı ve son metninin hazırlandığı Birleşmiş Milletler organı COPUOS’tur.

Yeni çağ! James Webb Uzay Teleskobu tarafından çekilen ilk renkli derin uzay fotoğrafı geçen haftanın en çok izlenen görüntüsü oldu. Dünya’ya 1.5 milyon kilometre uzaktan ilk fotoğrafını gönderen James Webb Uzay Teleskobu, 13 milyar yıl önceyi, odağına 4.24 milyar ışık yılı uzaktaki SMACS 0723 galaksi kümesini alarak fotoğraflamayı başardı. Fotoğrafta görülen parlak yıldızların çoğu, Güneş gibi yaklaşık 200 milyar yıldızı barındıran birer galaksi. Her birinde yaklaşık 200 milyar yıldız ve onların etrafında dönen trilyonlarca gezegen var.

Bu fotoğraf, hem galaksi etkileşim teorilerini gözden geçirmek hem de yeni teoriler geliştirmek için çok önemli. Peki söz konusu çalışmalar hangi uluslararası hukuk kurallarına göre yürütülüyor, uzaydaki faaliyetlerin hukuki gelişimi nasıl oldu ve yürürlükteki koşulları nelerdir?

Uzay Hukukunun uluslararası hukuktaki konumlanmasına dair tarihsel süreç nasıl başladı?

Uzaya açılma konusundaki ilk çalışmaların başladığı 19. yy’dan II. Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş yıllarındaki teknolojik gelişmelere hızlı bir süreç yaşandı. İlk hukuksal düzenlemeler soğuk savaşın etkisi ve geleceğin bilinmezliği ile karşı tarafın hakimiyetini önlemek, gelişmekte olan ülkelerin ise kendilerini koruması üzerine kuruluydu.

Doğu batı bilmsel etkileşiminin duraklamasına neden olan soğuk savaş yıllarından sonra  “Uluslararası Jeofizik Yılı” olarak anılan bilimsel projeyi takiben 1958 yılı sonunda BM Genel Kurulu “Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Meselesi” başlıklı belirleyici bir karar aldı.

Böylelikle, Sputnik 1’in dünya yörüngesine yerleşmesinden 1 yıl sonra, 1958’de uzay alandaki en önemli hükümetlerarası kuruluş Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi (COPUOS) geçici olarak kuruldu, 1959’da da kalıcı bir komite haline geldi. BM Genel Kurulu kararı gereği kurulan Komite uzay faaliyetlerine dair uluslararası hukuki rejimin ya da diğer adıyla “Uzay Hukuku”nun gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur.

Uzay Hukuku’nun oluşum dinamiği ile işte bu komitenin insanlığa hizmet başlığı altındaki amacı örtüşmektedir: Barış, Emniyet ve Kalkınma. Komite, uzayın barışçıl amaçlarla kullanımı için uluslararası işbirliğini geliştirebilecek imkânları araştırmak ve yaratmak, Birleşmiş Milletler tarafından ele alınabilecek uzayla ilintili faaliyetleri belirlemek, uzay araştırma programlarını teşvik etmek, uzayın kullanımı ve keşfi sırasında ortaya çıkabilecek teknik ve hukuki problemlerle ilgili kendi etütlerini sürekli gözden geçirmek ve güncellemekle görevlendirilmiştir. Bu kapsamdaki Hukuk Alt Komitesi (LSC) uzay faaliyetlerindeki hızlı teknolojik gelişmelere uyumlu yasal çerçevenin geliştirilmesini sağlamak için çalışır.

Uzay faaliyetlerine dair temel hukuki zemini oluşturan ve günümüzde Uzay Hukuku olarak bilinen beş temel antlaşmanın hazırlandığı, tartışıldığı ve son metninin hazırlandığı Birleşmiş Milletler organı COPUOS’tur.

UZAY HUKUKU KAYNAKLARI NASIL ELE ALINMALIDIR?

Uzay Hukuku, uzaya ve uzay faaliyetlerine ilişkin temel hukuki uygulama ve rejimin, uluslararası anlaşmalar, uluslararası ilkeler ve bağlayıcı olmayan diğer düzenlemelerle belirlenmiş olması sebebiyle uluslararası hukukun bir alt dalı olan, özel bir hukuk alanıdır, kökleri uluslararası kamu hukukuna uzanır. Uzay Hukukunun normları, genellikle uluslararası hukukun bir parçasını oluşturur ve oluşum süreci açısından Deniz Hukuku ile benzerlik taşıdığı hususlar söz konusudur.

Uzay hukukunun temelini oluşturan Birleşmiş Milletlerin beş uluslararası anlaşması; kısaltılmış ve Türkçeleştirilmiş adlarıyla, sırasıyla Uzay Antlaşması, Kurtarma Anlaşması, Sorumluluk Sözleşmesi, Tescil Sözleşmesi ve Ay Anlaşması’dır.

105 devletin imzası bulunan ve Uzay Hukukunun ilk anlaşması, Magna Carta of Space, Uzayın Magna Carta’sı olarak nitelenen “Ay ve Diğer Gökcisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Antlaşma” Uzay Hukukunun temeli olarak kabul edilmektedir.

Henüz yolun başı! Doğal kaynakların işletilmesi konusunda henüz uluslararası bir sistem olmamakla birlikte; Uzay Hukukunun merkezinde taraf devletleri, zamanı geldiğinde, bu sistemin kurulmasıyla yükümlü kılan uluslararası anlaşmalar ve açıkça zikredilen barışçıl erek bulunuyor.

UZAY HUKUKUNA İLİŞKİN TEMEL BEŞ ANLAŞMADA YER ALAN ULUSLARARASI HUKUK KONULARI, İLKELERİ GENEL OLARAK NELERDİR?

Uzayın herhangi bir devlete tahsis edilmemesi, silahların kontrolü, keşif konusunda özgürlük, uzay araçları ya da cisimlerinin sebep olduğu zararlardan sorumluluk, uzay araçları ve astronotların güvenliği ve kurtarılması, uzay faaliyetlerinin bildirimi ve tescili. Uluslararası Anlaşmaların tamamı uzayda yürütülen faaliyetler ve bunun sonucu elde edilen menfaatin bütün ülkelerin ve insanlığın refahının artırılmasına adanması gerektiğini vurgular, uzay faaliyetlerinde uluslararası işbirliğinin geliştirilmesinin altını çizer.

Uzay Antlaşmasıyla, uzaya dair her aktivitenin ana şartının barışçıl kullanım amacı taşıması olduğu kabul ve taahhüt edilmiştir.

1972’de imzalanan ve Türkiye’nin 2016’da taraf olduğu Sorumluluk Anlaşması ise bu alanda, özel hukuk benzeri düzenleme ve kavramlara yer verilen ilk ve tek uluslararası anlaşmadır. Anlaşma ile belirlenen tazminat yükümlülüğünü temin eden delil ise uzay cisminin bir devlete tescilinin yapılmış olmasıdır ki bu da Tescil Anlaşması ile sağlanmıştır.

Türkiye, uluslararası alanda, beş uzay anlaşmasının tamamına imza atmış 16 ülkeden biridir. Ulusal seviyede, uzay ile ilgili stratejik ve hukuki karar alma, uygulama ve uygulatma yetkisi, 2011 yılından itibaren, resmi olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yetki alanındadır. Ülkemizin imzaladığı sözleşmelerden kaynaklanan uluslararası yükümlülüklerinin ulusal kanunlarımıza ve ulusal mevzuatımıza yansıtılması için de sistemli  bir çalışma yerinde olacaktır.

Henüz yolun başı! Doğal kaynakların işletilmesi konusunda henüz uluslararası bir sistem olmamakla birlikte; Uzay Hukukunun merkezinde taraf devletleri, zamanı geldiğinde, bu sistemin kurulmasıyla yükümlü kılan uluslararası anlaşmalar ve açıkça zikredilen barışçıl erek bulunuyor.

Ursula K. Leguin’in güzel romanı Mülksüzler’de Kvetur  sorar: “Kim Urras’a gitmek ister? Ne için?” Shevek yanıt verir: “Başka bir dünyanın nasıl olduğunu keşfetmek için.”

Bugün; uzay alanda keşiflerin uluslararası yasal amacının verim enerjisinde, hegemonyadan uzak barışçıl ölçütler ve hakkaniyet olgusu var. Gelecekte; dünya üzerinde talep edilen tahakkümsüz ve eşitlikçi adalet anlayışı, uzay çalışmalarının yasal oluşumunu ve değerler sistemini de yönlendirmelidir.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI