İmamoğlu, halkçı, kamucu ve sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışıyla başlattığı Belediye Başkanlığı görevini, yeni dönem için ‘’İstanbul Modeli’’ adını verdiği yeni ve geliştirilmiş bir kent modeliyle sürdürmeyi hedeflemektedir.

6 Mayıs 2019 tarihi, Türkiye demokrasi tarihi açısından kara bir leke olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul halkının özgür iradeleri neticesinde kazandığı mazbatası iptal edilmiştir. Ancak tüm iktidar baskıları ve hukuksuzluklara rağmen pes etmeyen Ekrem İmamoğlu, büyük bir demokrasi mücadelesi vererek İstanbul’u yeniden ve bu defa 800 bin oy farkıyla kazanmıştır.

Yenilenen İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan 800 bin oy farkı, esasında İstanbul özelinde tüm Türkiye toplumunun bütün siyasi baskılara ve hukuksuzluğa karşı göstermiş olduğu demokrasi direncinin tepkisi olmuştur.

Göreve geldiğinde kasasında, sadece 6 milyon lira kalmış bir belediye teslim alan Ekrem İmamoğlu, 5 yıl içerisinde tüm zamanların en büyük ulaşım atılımını başlatmıştır. İmamoğlu, İstanbul’daki raylı sistemlere yaptığı yatırımlarla bir dünya rekoru kırmış aynı anda 10 hat inşası başlatarak tarihin en büyük atılımına imza atmıştır. Mart ayında açılacak 2 yeni hat ile birlikte, göreve geldiği günden bugüne, raylı sistemlerde 65,1 km yeni hat ve 62 istasyon tamamlamış olacaktır.

Bu atılımlar sayesinde, bugün İstanbul’un toplu ulaşımında yolculuk sayıları bakımından raylı sistemlerin payı, yüzde 35’ten yüzde 42’ye çıkarılmıştır. Ayrıca 2025 yılı sonuna kadar, toplam 45,7 kilometre daha yeni hattı hizmete sunmayı planlanmaktadır. Karayolu ulaşımında, yaklaşık 9 milyar liralık yatırım yapılmıştır. İstanbul trafiğinin rahatlatması için 155 kavşak tamamlanmıştır. 232 cadde yenilenmiştir. İstanbul’un altyapısına 43 milyar lira yatırımla, 3.100 kilometre içme suyu hattı, 2.290 kilometre atık su hattı tamamlanmıştır.

Terkos’tan aldığı ham suyu, İkitelli Arıtma Tesisi’mize taşıyan 33,6 kilometre uzunluğundaki Terkos-İkitelli İsale Hattı’nı tamamlanmıştır. Bu hat, ayrıca 33 kilometrelik bir metro tüneli ölçüsündedir. Aralarında ileri biyolojik arıtma tesisi, biyolojik atik su arıtma tesisi, içme suyu arıtma tesisleri olan 6 büyük altyapı tesisi hizmete açılmıştır.

Süt uygulamasıyla, 257 bin çocuğa 24 milyon litre süt dağıtılmıştır. 388 bin dar gelirli aileye nakdi destek verilirken ‘Anne Kart’ hizmetiyle, 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye ücretsiz ulaşım hakkı tanınmıştır. 300 bin üniversiteliye burs, 350 bin ilk ve orta öğretim öğrencisine eğitim desteği verilmiştir. 14 yurtta, 5 binden fazla üniversiteliye, güvenli ve sağlıklı barınma hizmeti sunulmuştur.

İstanbul’un krizlere ve afetlere direnci artırılarak 4 yılda 91 nazım imar planı güncellenmiş 36 ilçede vatandaşların imar hakları korunarak, konutlarının dönüştürülmesinin önü açılmıştır. İBB ve iştirak şirketleri, 19 milyar liralık yatırımla, 52 projesini tamamlanmıştır. İBB iştirak şirketi KİPTAŞ, 4 yılda 9 bin 498 konutu tamamlamış 7 bin 949 konutun inşaat ve proje aşamasına ise devam etmektedir. Dolayısıyla vatandaşlarımıza toplamda 18 bine yakın yeni konut kazandırılmıştır.

5 yıllık görev süresi boyunca son derece önemli işlere imza atan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, halkçı, kamucu ve sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışıyla başlattığı Belediye Başkanlığı görevini, yeni dönem için ‘’İstanbul Modeli’’ adını verdiği yeni ve geliştirilmiş bir kent modeliyle sürdürmeyi hedeflemektedir.

İstanbul Modeli; Türkiye’de yerel yönetimler tarafından ilk kez ortaya konulan kentsel dönüşümden toplu konut projelerine, metrodan metrobüse, hafif raylı sistemden biyolojik arıtma tesislerine kadar Cumhuriyet Halk Parti’li sosyal demokrat belediyecilik anlayışını temsil etmektedir.

İstanbul Modeli, sadece hizmet değil, Ekrem İmamoğlu’nun ifadesiyle ‘’adil hizmet belediyeciliği’’dir. Sadaka dağıtarak değil her vatandaşa haysiyetli bir yaşam sürme imkânı tanıyan bir belediyecilik anlayışını kapsamaktadır. Günübirlik ya da anlık çözüm arayışlarından ziyade kalıcı ve köktenci çözüm üreten belediyecilik anlayışını temsil etmektedir. Yeşil düşmanı, rant ortağı ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu bir kalkınma anlayışı yerine, her insanı eşit derecede önemseyen, doğayı ve insani kalkınmayı merkez alan toplumcu ve çevreci bir belediyecilik anlayışını benimsediklerini ifade eden İmamoğlu, 2029 yılına kadar İstanbul’da 10 milyon metrekare daha aktif yeşil alan hayata kazandırmayı hedeflediğini belirtmiştir.

Bu kent modeli ile birlikte; İstanbul’daki 4 temel sorun olan; ulaşım, barınma, rant eksenli kentsel dönüşüm ve işsizlik problemlerine köktenci bir çözüm üretim arayışı esas alınırken mevcut toplu taşıma sistemlerini geliştirmek, sefer sıklıklarını artırmak ve yeni hat projeleri kazandırarak trafik sıkışıklığının azaltılması planlanmaktadır. Ayrıca alternatif bisiklet yollarının genişletilmesi ve teşvik edilmesi, sürdürülebilir ulaşımı destekleyerek trafiği hafifletmek amaçlanırken teknolojik çözümlerle trafik akışını optimize eden akıllı trafik yönetim sistemlerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

İstanbul'da hızla artan nüfus, kentsel dönüşüm projelerini zorunlu kılmış ve bu süreçte çeşitli çevresel sorunlar ortaya çıkmıştır. Yeşil alan kaybı, su kirliliği ve hava kalitesinin düşmesi gibi sorunlar, özellikle önceki büyükşehir belediye yönetimleri dönemindeki yanlış şehir planlaması ve çevre politikalarındaki eksikliklerden kaynaklanmaktadır.

İstanbul Modeli ile kentsel dönüşüm projelerinde yeşil alanların korunması veya yeni yeşil alanların oluşturulmasıyla çevresel dengenin korunarak özellikle çevre dostu malzemelerin kullanımı ve enerji verimli yeni yapıların inşa edilmesiyle, kentsel dönüşüm sürecinde çevresel etkilerin azaltılması amaçlanmalıdır. Ayrıca atık su arıtma tesislerinin iyileştirilmesi ve geri dönüşüm programlarının güçlendirilmesi kapsamında İstanbul Modeli ile İstanbul’daki çevre kirliliğine ciddi bir çözüm arayışı başlatılabilir. Ayrıca yerel yönetim destekli istihdam programları oluşturularak, işsizlik sorununa çözüm aranırken İstanbul Modeli ile girişimciliği teşvik eden ve küçük işletmelere destek sağlayan politikalarla, İstanbul’un ekonomik büyümesine katkı da sağlanacaktır.

İmamoğlu’nun İstanbul Modeli ile İstanbul, ihtiyaç sahiplerini daha çok gözeten, yoksullukla daha kapsamlı mücadele eden, herkes için adil fırsatlar sunan bir kent olabilme potansiyeline sahiptir. Mevcut iktidarın yanlış ekonomi politikaları nedeniyle 500 bini aşkın öğrencinin üniversiteyi bıraktığı bir ortamda İstanbul, gençlerimiz ve kadınlarımız için daha adil, daha güvenli ve daha sosyal bir şehir olacağı, yoksullara, yaşlılara, bakıma muhtaç olanlara ve çocuklara kamunun şefkatli ve sürdürülebilir desteğini hissettiren bir metropole dönüştürülmelidir.