Cuma, Nisan 26, 2024

Millet kazanacak

Bu mücadele iyilerle kötülerin yarışı. Biz hep iyilerin safında olacağız. Ve artık bizim dünyamızda arsızlar, çığırtkanlar, kötüler ve iki yüzlüler değil iyiler kazanacak. Tek Adam değil Millet kazanacak.

6 Mart Pazartesi akşamı yapılan toplantı neticesinde Millet İttifakı cephesinden geldi.  CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,  Saadet Partisi Genel Merkezi önünde toplanan coşkulu kalabalığın önünde 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı’nın adayı olarak ilan edildi.

Cuma’dan Pazartesi’ye İyi Parti Lideri Sayın Meral Akşener’in masadan kalkması ile başlayan ve üç gün süren yoğun süreç, aklı selimin ortaya konulması, birçok katkı koyanın gayretleri ve lokal ameliyat-pansumanlar ile tedavi edilerek tekrar ayağa kaldırıldı.  Masada yer alan beş parti liderinin oldukça itidalli açıklamalarda bulunması sürecin daha da derinleşmesini önledi. Tabi burada İyi Parti açısından bakacak olursak, süreçte tabandan ciddi yara aldıklarını söylemek mümkün. Hâlâ özellikle Sayın Yavuz Ağıralioğlu ile devam eden açıklama artçılarının İttifak seçmenlerinden tepki gördüğünü ve sonuçlarının İyi Parti açısından nasıl tezahür edeceğini hep birlikte izleyip göreceğiz.

Tüm bunları artık bir kenara bırakacak olursak, seçim tarihi ve kararının da resmileştiğini göz önünde bulundurarak, artık CHP Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kampanyasına, eylem ve söylemlerine odaklanmak gerekiyor. Öncelikle, 15 Ocak tarihli yazımızda da belirtmiş olduğumuz üzere, Sayın Kılıçdaroğlu’nun başta HDP olmak üzere Emek ve Özgürlük İttifakı partilerini ziyaret etmesi seçimin ilk turda bitirilmesi sürecinde önem arz ediyordu. Ve ayrıca dikkate alınması gereken bir diğer husus, ittifakın çıkarabileceği milletvekili sayısı yeni oluşacak meclis aritmetiği açısından göz ardı edilemeyecek bir husustur.

Bu minvalde Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması durumunda, meclis milletvekili çoğunluğunun kazanılması 14 gün sonra yinelenecek Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci tur öncesi seçmen tercihlerinde yönlendirici bir durum ortaya koyabilecek olmasından hareketle, milletvekili listelerinin hazırlanması esnasında görev alacak parti yetkililerinin sorumluluğunu da bir kat artıran bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Millet İttifakını oluşturan partilerin tabanlarının homojen ve kayıpsız bir şekilde sandığa gitmesi ve gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse milletvekili oy pusulalarında millet ittifakına oy vermesi hususunda ehemmiyetle ve masada yaşanılanları geride bırakarak çalışması gerekiyor.

Şimdi 13.  Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapacağı icraatın seçmene aktarılmasında en büyük görev bu davaya inanan herkese ve kampanya ekibine düşüyor.

Cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasının, toplumun her kesiminin en temel sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin en etkili şekilde paylaşılması en önemli husus olacaktır.  Seçim kampanyasında depremin etkileri ve bölge halkının yaşadığı sıkıntıların çözümüne ilişkin söylemler oldukça ön plana çıkacaktır. Yanı sıra, makro anlamda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin, satın alma gücündeki erimenin, işsizliğin azaltılmasının ve yoksullukla mücadele yollarının, sığınmacı sorununun, toplumda erozyona uğrayan adalete inancın, liyakatin, insan hakları ve özgürlükler ve çevresel duyarlılıklar ile sosyal devletin ayağa kaldırılacağının,  gençlerin hem kendi hem de ülkenin geleceğine dair umutlarının en yüksek noktaya çıkarılması kampanya sürecinde amaçlanmalıdır.

Özellikle toplumda yer alan dezavantajlı grupları gözeterek atılacak adımlar, yıllardır ezişmiş, sömürülmüş, tek gayesi insanca yaşam olan insanların kampanyada kendilerini görmeleri gerekiyor.  Türkiye’nin,  Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 37 üyesi arasında gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu 4.  ülke olduğunu, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde ise gelir eşitsizliğinde Türkiye’den daha kötü durumda olan tek ülkenin Bulgaristan olduğunu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de halkın yüzde 40’ının gelirin sadece yüzde 16, 5’ini alıyor olması, buna karşın en zengin yüzde 20’lik grubun ise gelirin yüzde 47, 5’ini alıyor olması başlı başına bu düzenin sil baştan yapılandırılmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Daha kamucu bir düzende her kesimin en temel insani gerekliliklere ulaşabilmesinin sağlanacağının hissettirilmesi çok önemli.

Sayın Muharrem İnce’nin adaylığı konusuna gelecek olursak, kendisinin tüm yaşanılanları, söylenenleri ve kavgaları bir kenara bırakarak, günün sonunda bir vatansever olarak zamanı geldiğinde gereğini yapacağını düşünüyorum. Elbette siyaset bir iddia ortaya koyma ve cesaret gösterme işidir. Ancak, ülkenin kaybedecekleri düşünüldüğünde bunun vebalinin tarih önünde ne kadar ağır olacağı Sayın İnce ve ekibi tarafından hesap edilecektir.

Sonuç olarak, uzunca bir zamandır bu harami sömürü düzenini yıkıp daha adil, daha hakça paylaşılacak bir modeli Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun sağlayabileceğini söyledik, yazdık. Şimdi 13.  Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapacağı icraatın seçmene aktarılmasında en büyük görev bu davaya inanan herkese ve kampanya ekibine düşüyor. Şimdi sandık sonuçları ilan edilene kadar, yorulmadan, durmadan çalışma ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yardımcı olma zamanı.

Bu mücadele iyilerle kötülerin yarışı. Biz hep iyilerin safında olacağız. Ve artık bizim dünyamızda arsızlar, çığırtkanlar, kötüler ve iki yüzlüler değil iyiler kazanacak. Tek Adam değil millet kazanacak.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI