Geçmişten bu yana şiddet, ataerkillik ve eşitsizlik Türkiye topraklarının makus talihine dönüşmüş durumda. Binlerce yıl önceden başlayan bu şiddet hâlinin 2010’lardan bu yana gazete küpürlerine nasıl yansıdığını Kubilay Kaptan yazdı.
M.Ö yaklaşık 1750’lerde oluşturulan Hammurrabi Kanunları’nın 128. maddesinde şu yazar:
“Eğer bir adam bir kadın almış, fakat buna ilişkin bir sözleşme yapmamışsa; bu durumda kadın adamın karısı sayılmaz.”
Hammurrabi’den iki yüz yıl öncesine tarihlenen Eşnuna Krallığı yasalarında ise şu yazar:
“Eğer bir adam bir adamın kızını, anasına ve babasına sormaksızın evinde bir yıl oturtursa dahi onun karısı değildir.”
M.Ö 2094-2047 arasında hükümdarlık yapan Ur kralı Şulgi, M.Ö 668-627 arasında hükümdarlık yapan Ashurbanipal okur yazar olmakla övünüyorlardı. Yazı, hesap ve alan ölçme gibi yazıcılara özgü etkinlikler tanrıça Nisaba’nın koruması altındaydı. Yazıcılar, öğrenimleri sırasında, ona duydukları minneti, alıştırma tabletlerinin sonunda, “Nisaba’nın onuruna!” deyişiyle sıkça dile getirirlerdi.
M.Ö 4000’de dünya üzerinde yaşayan insan sayısı 100 milyonu geçmiyordu.
Ortadoğu, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’nın büyük kısmında bahçe tarımı yapılıyordu.
Dünyanın pek çok farklı bölgesine yayılmış insan aynı özelliklere sahipti; barış, eşitlik, ataerkilliğin olmaması, doğaya saygı ve cinsel özgürlük.
Yaklaşık M.Ö 4000’den itibaren sistem çöktü ve insan üstünden atlayıp geçemedi.
Bu çöküş bir anda ortaya çıkmadı.
Son bin yıldır çeşitli belirtileri mevcuttu.
Ortadoğu ve Anadolu’da geçici kuraklığa bağlı olarak ortaya çıkan toplumsal şiddet olayları gibi.
Kavga hızlı bir biçimde içimizde yayılmaya başladı.
Bir avuç toz uğruna kardeşler birbirini öldürmeye girişti.
Bilgi kötülendi.
Doğum kirlendi.
Ölüm kutsandı.
İlk olarak Mezopotamya ve Kenan Ülkeleri’nde ve daha sonra Yahuda ile İsrail’de savaş, despotluk ve kadınların erkeklere yamanması toplum yaşamının ayrılmaz parçaları oldu.
Bir zamanlar daha barışçıl ve eşit toplumun ana çekirdeği olan Büyük Tanrıça fikri tamamen ortadan kaldırıldı.
Artık kadın heykelcikleri, doğal betimlemelerle dolu sanat eserleri, müşterek mezarlıklar ya da eşit büyüklükte mezarlar yoktu.
Savaş tabiattan, ölüm yaşamdan önce gelmeye başladı.
Her yerde silahlar vardı ve yerleşim yerleri korunaklı, her an savunmaya hazırlıklı ve sularla çevriliydi.
Sonra “modern çağ” geldi. 2000’li yıllar yaşanmaya başlandı.
Antalya’daki Aksu İlköğretim Okulu’nda müzik öğretmeni ile müdür arasındaki cinsel taciz suçlamasını soruşturan İlköğretim müfettişlerinin, tanık öğretmenlere “Okul müdürünün Allah’a inanmadığı, Ermeni olduğu ileri sürülmektedir. Bildiklerinizi yazınız” sorusunu yöneltti.
09 Ekim 2008, Milliyet
Badminton federasyonu 2012 Londra Olimpiyatları için “ithal” edeceği Endonezyalı sporcuların, Türkiye’ye nişanlarıyla gelme isteğini “örf ve adetlere” aykırı buldu.
04 Ekim 2008, haber.sol.org.tr
Darwin yılı ilan edilen 2009’da Katolik Kilisesi Darwin’den özür dilerken, Türkiye’de hazırlanmış ve basımı yapılmış olan Tübitak dergisinin kapak dosyası Darwin olduğu için toplatıldı ve Genel Yayın Yönetmeni görevden alındı.
14 Mart 2009, Milliyet
Bir zamanlar daha barışçıl ve eşit toplumun ana çekirdeği olan Büyük Tanrıça fikri tamamen ortadan kaldırıldı. Artık kadın heykelcikleri, doğal betimlemelerle dolu sanat eserleri, müşterek mezarlıklar ya da eşit büyüklükte mezarlar yoktu.
Diyarbakır’da sadece bir hastanede 10 ayda yaşları 11-17 arasında değişen 415 kız çocuğu doğum yaptı.
07 Aralık 2011, HaberTürk
“Vıdı vıdı yapmayın.”
İstanbul Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin boşanma oranlarını azaltmak için evlilere dağıttığı kitapçıktan,
25 Aralık 2011, T24 Internet Gazetesi
CNBC-E’de yayınlanan çizgi dizi The Simpsons’ta, Tanrı’nın şeytanın emrinde gösterilmesi nedeniyle kanala 52 bin 951 TL ceza kesildi. RTÜK raporunda cezaya gerekçe olarak, “Tanrıyla dalga geçilmesi, yılbaşı gecesi alkole başlanması gerektiği mesajıyla da alkole özendirilmesi” gösterildi.
06 Aralık 2012, Radikal
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, hapşıranlara “çok yaşa yerine Allah rahmet etsin” denmesini önerdi.
16 Nisan 2012, Haberekspres
Diyanet “kırmızı ışıkta geçmek caiz değil” açıklaması yaptı. Kırmızı ışıkta geçmenin caiz olmadığını anlatacaklarını belirten Din İşleri Yüksek kurulu Başkanı, “biz, kanundan kaçarım ama Allah’tan kaçamam duygusuna sahip olmalarını sağlamaya çalışacağız.” dedi.
6 Şubat 2012, Sabah
Tıp ilerledi, emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar: Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın, vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin.
Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın,
22 Şubat 2012, Milliyet
İzmir’de içeceğine ilaç koyup uyuttukları 15 yaşındaki H. S’ye tecavüz ettikleri ve bu anları görüntüleyip şantaj yaptıkları iddiasıyla 18 yıla kadar hapsi istenen kişiler, 2 yıl sonra tahliye oldu. Kızına tecavüz eden iki gencin 2 yıl sonra tahliye olmalarına itiraz eden anneye, hâkim “kızına sahip çıksaydın” dedi.
29 Mart 2012, Sabah
“Kızın zekâ düzeyi gelişmemiş, ilişkilerde rızası var.” Bartın’da 14 yaşında kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla 22 kişinin göz altına alındığı olayla ilgili Başsavcılıktan yapılan açıklama.
20 Aralık 2012, t24.com.tr
Diyarbakır’da zihinsel engelli Emine B.’ye tacavüz eden kişi, Adli Tıp’ın “Kadın tecavüz esnasında bağırmamış, karşı koyabilirdi, demek ki rızası var” raporuyla 2 yıllık tutukluğunun ardından tahliye edildi. Hakkında 17 yıl hapis istenen İbrahim H. T. mahkemenin tek kadın üyesinin izinli olduğu gün yapılan duruşmada serbest kaldı.
31 Ocak 2012, Habertürk
Parklarda buluşan sevgililerin hareketlerinden dert yanan Bursa Emniyet Müdürü “Her ağacın dibinde bir çift var, yatak odası gibi davranıyorlar. Bu kanımı donduruyor, ancak yasalar buna izin veriyor.” dedi.
25 Nisan 2012, Habertürk
Sizler oturmayı kalkmayı bilmiyorsunuz, eteklerle koşuyorsunuz. Biz ne videolar gördük. Etek giyen kız öğrenciler merdivenden çıkarken erkek öğretmenler rahatsız oluyor, utana sıkıla ders anlatıyorlar.
Esenyurt Nakipoğlu Cumhuriyet Anadolu Lisesi Müdürü “erkek öğrenciler tahrik oluyor” gerekçesiyle kısa etek giyen bütün kız öğrencileri uyardı.
22 Şubat 2012, haber.sol.org.tr
Mahkeme, eşini kucaklayarak öldürdüğü için müebbet hapisle yargılanan V. Ö’nün “tartıştık, bana TV kumandasını fırlattı. Bende sinirlerime hâkim olamayınca masanın üzerindeki bıçağı alarak eşimi vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladım” ifadesindeki “TV kumandası fırlatmayı” tahrik unsuru sayarak cezayı 18 yıl 4 aya indirdi.
30 Ocak 2012, Milliyet
Dinimize göre bir Müslüman ancak Ehl-i Kitap olan annelerin sütünü içebilir. Çocuğunuza sütü verilecek annenin neye inanıp neye inanmadığını, ateist, komünist veya inanmayan annelerin sütünü nasıl tespit edeceksiniz? Bu konu zannedildiğinden daha önemlidir.
Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren’in Sağlık Bakanlığı tarafından kurulması planlanan Süt Bankasıyla ilgili yorumu
5 Mayıs 2013, ensonhaber.com
Adana Otistik Çocuklar Sağlık ve Eğitim Derneği Başkanı sosyolog Fehmi Kaya otistik çocukların doğuştan ateist olduğunu, onları inançlı hâle getirmek gerektiğini söyledi.
26 Nisan 2013, http://blog.milliyet.com.tr
Devlet Ajansı AA’ya göre 4+4+4 eğitiminde her şey mükemmelken, özel bir haber ajansı olan DHA’nın görüntüsünde bir kız çocuğu görülür. Musluğa erişememektedir.
Musluğun ucuna uzanmak için plastik hortum eklenir. Dertler çözülür. Diyanet yarıyıl tatilinde ilköğretim öğrencileri için 10 günlük özel umre planı hazırlar. Öğrenciler umre için 785 euro ödeyecektir.
13 Ocak 2014, Hürriyet
İlkokul kitaplarında resmedilen kız öğrencilerin etek boyunun dizüstü olacak şekildedir ve bu toplumun inancını yansıtmayacak niteliktedir. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir toplumun inancını hiçbir şekilde yansıtacak nitelikte resimler değildir. Kitaplarda öğrencilere fayda vermeyen, öğrencilerin ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyici, toplumun değer yargılarına ters düşen roman özetleri, hikayeler ve şiirlere yer verilmektedir.
İstanbul Sultangazi’deki Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Hidayet Aydın’ın, Facebook sayfasındaki paylaşımları
06 Ekim 2015, BirGün
Pegasus Havayolları tarafından uçaklarda ücretsiz dağıtılan “Pegasus Magazine” adlı derginin mayıs sayısında yer alan bulmacada, “gayrimüslimlere verilen ad” sorusuna doğru cevabın “kafir” olduğu yazıldı.
04 Mayıs 2015, http://haber.sol.org.tr/
(Şeytan’ın) … İnsanı insanlıktan sukut ettiren müstehcen sitelerle, pezevenklik ve kavatlık hizmetleri veren arkadaşlık odalarıyla, sanal kumar salonlarıyla, netlerde kurduğu şehvet dalgalarıyla insanları, özellikle Müslümanları yoldan, dinden imandan, insanlıktan çıkarmaya başlaması işin vahametini gösteriyor.
Yeşilay Gebze Şubesi internet sitesinden bir bölüm
Irak’ın Duhok kentine kaçan Ezidi mülteciler içinde 4 yaşındaki bir erkek çocuğa, annesinin kafasını kesmesi için IŞİD’in “eğitim verdiği” ortaya çıktı. IŞİD kampında aile idrar içirme, cam parçaları katılmış yemeği zorla yedirme gibi işkencelere maruz bırakılırken, Ezidilerin “kâfir” olduğuna, kendi halkının yok edilmesi gerektiğine inandırılan çocuğa bir kılıç verilerek kendi annesinin başını nasıl keseceği öğretilmiş. 35 yaşındaki annesi “Eline büyük bir kılıç verdiler ve ona ‘bu anneni öldürmen’ için dediler” diye anlattı.
2 Ağustos 2015, Cumhuriyet
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çıkarılan çocuk dergisinde “şehitlik” övgüsünden sonra, internet sitesinde çocuklar için ayrılan bölümde de “Çoğunluğa uy muhalif olma” mesajı veriliyor.
05 Nisan 2016, Cumhuriyet
Güneydoğu’da İnsan Hakları Sözleşmesi hükmünü yitirdi. Savaş hukuku uygulansın. Nerede bir topluluk varsa uydu üzerinden yer tespiti ile bir füze göndermek mümkün.
AÜ Hukuk Fakülitesi’nde insan hakları dersi veren Prof. Anıl Çeçen
Yukarıda sadece 2008-2016 yılları arasında söylenen cümlelerden, yapılan uygulamalardan çok küçük bir kesit paylaştım. Bu tür örneklerin binlercesi var.
O yıllarda bu sözlere, uygulamalara karşı çıkmayanlar, hiçbir şey söylemeyenler ve izleyenler, suskun kalanlar bugün yaşadığımız “6 yaşındaki çocuğa tecavüz edildi” olayının ve benzer olayların hazırlayıcısıdırlar.
