Dans videosu milyonlara ulaşan Muharrem İnce, henüz imza toplamada 30 bine ulaşamadı. Demek ki ülke gündemi Tiktokta yaşanandan daha ciddi ve Tiktokta ülke kurtarılmadığı gibi gerçeklere de oradan ulaşılamıyor. Tiktok, özellikle ülkemizde çokça eleştirilen Çin merkezli bir sosyal medya platformu. Burada insanlar geçici gündemlerle uğraşır. Çok sanal bir ortam vardır. Kişiler ve karakterler tamamen geçicidir ve kalıcı bir durum yoktur. Oradaki kitle yanıltıcıdır, çünkü kitlenin gündemi kalıcılık değil günübirlik olmak üzerinedir. Tiktok, konunun özünden ziyade şekli ile ilgilenir. Yani portakalın dışına bakar içine değil. Bu Tiktok furyası ne yazık ki bazı siyasetçileri de esir almış gibi duruyor. Mustafa Sarıgül’ü artık kanıksadık. Tiktok için çektiği eğlenceli videolarla belirli bir kitleye ulaştı. Türkiye gündemine dair güldüren videoların dışında toplumsal sorunlara dair en küçük bir çözüm önerisi de yok. Sadece mevcut sorunları gündeme getiren komik ve amatör videolar... Sarıgül’ün ulaştığı bu Tiktok kitlesinin Türkiye’nin sorunlarına dair en küçük bir fikri ve çözümü de yoktur, olamaz da. Hayatını Tiktok’ta geçiren bir kitlenin insanların sorunları ile ilgili bir görüşü de olamaz. Seçime dört nala koştuğumuz bu zamanlarda, bu akıma Muharrem İnce’de katıldı. Tiktok’ta yaptığı dansların popüler olması ile beraber kendisini cumhurbaşkanlığına daha güçlü bir aday olarak görmeye başladı. Ancak ne var ki Sarıgül’ün yaşadığı bu yanılsamaya İnce’de düştü. Almanya’nın en meşhur felsefe okullarından biri olarak kabul edilen Frankfurt Okulunun kurucularından biri Thedor Adorno (Frankfurt Okulu derken bizdeki imam hatip okulları ile falan karıştırmayın, orda düşünce insanları yetişiyor müteahhit veya ihaleciler değil) “Kahve kültürü en entelektüel insanı bile aşağı çeker” diyordu. Ve yine Adorno ve Horkhemimer tarafından kaleme alınan Aydınlanmanın Diyalektiği” adlı kitap çalışmasında “Eğlence endüstrisinde en önemli yasa, insanların hiçbir şekilde arzuladıkları şeylere kavuşmamalarını ve bu yoksunluk içinde gülerek doyuma ulaşmalarını sağlamaktır” denmektedir. Bir dönem CHP içerisinde önemli noktalara gelmiş ancak bu sanal dünyanın yalancı verilerine kapılarak adeta bir bilinmezliğe doğru giden ama bunun farkında olmayan siyasiler… Eğlence endüstrisinde arzuladıkları şeylere kavuşamamanın yarattığı doyumsuzluğu gülerek, dans ederek telafi etme gayretleri… Tiktok’ta popüler olan bir dans sizi cumhurbaşkanı yapmaya yetmiyor. İnce’nin söylemleri de Tiktok diline benzer bir hâlde. İçi boş ama iddiası yüksek. Örneğin kendisine “Nasıl cumhurbaşkanı olacaksınız” veya “%20 oy oranınız var diyorsunuz?” diye sorduğunda size Tiktok ağzı ile cevap veriyor: “Göreceksiniz, bakın alacağım.” “Tamam, ama nasıl alacaksınız?” “Bekleyin göreceksiniz” diyor.
Karşısındaki rakip sanki Erdoğan ya da Cumhur ittifakı değilmiş gibi, bütün rotasını CHP ve Kılıçdaroğluna çevirmiş olan İncenin söylemleri, öfkesi, hep geçmişe dönük.
Bunun dışında ülke gündemine dair konulara somut en küçük bir çözüm önerisi de yok. Örneğin, ülkemizde yaşanan bir kültür-sanat sorunu var. Bu sorunun çözümüne en küçük bir söylemini duymadım. Ya da eğitim sisteminin dizayn edilmesi veya eksiklerinin giderilmesine dair somut bir çözümü yok. Ekonominin düzeltilmesine dair de bir çözümü yok. Sadece kabaca “eğitim sistemi bozuk, düzelteceğiz, ekonomi kötü iyileştireceğiz” diyebiliyor. Elbette bütün alanları bilmesini beklememeliyiz bir siyasetçiden. Ancak o zaman kadrolarına bakar o şekilde soru sorarız kendisine. Hangi kadrolarla yapacaksınız? Mesela İnce veya Sarıgül gibi Tiktok siyasetçileri, hangi nitelikli kadroları ile bu sorunları çözecekler? Bu iki siyasetçinin ortak noktası da Tiktok mecrasından ibarettir. Tiktok kullanıcıları nasıl ki uygulama içerisinde etkileşimlerini sık sık kontrol ederek fenomen olduklarını zanneder ve bir gün zengin olacaklarını hayal ederler. İnce ve Sarıgül’de etkileşimlere bakarak iktidara yürüdüklerini sanıyorlar. Eski bir CHP’li olan İnce, 2018 yılında genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayıydı ve seçimi kaybetti. “Adam kazandı” ile hafızalarımıza kazındı, unutulmadı. Şu an ise cumhurbaşkanı adayı olmak için imza toplamaya çalışıyor. YSK’da toplanan imzalar bakıldığında durum hiç iyi değil. Dans videosu milyonlara ulaşan Muharrem İnce, henüz imza toplamada 30 bine ulaşamadı. Demek ki ülke gündemi Tiktok’ta yaşanandan daha ciddi ve Tiktok’ta ülke kurtarılmadığı gibi gerçeklere de oradan ulaşılamıyor. Karşısındaki rakip sanki Erdoğan ya da Cumhur ittifakı değilmiş gibi, bütün rotasını CHP ve Kılıçdaroğlu’na çevirmiş olan İnce’nin söylemleri, öfkesi, hep geçmişe dönük. 2018 seçimlerini kaybedişinin faturasını eski partisine keserek kendisine bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. AKP’li trol ordularının sahte desteklerinin olduğunun farkında. Ama bu desteği kendi gücünü büyütmek için bir silaha çevirmeyi deniyor. Kendisini destekleyen AKP trollerine ve AKP tarafına saldırmıyor, çünkü onların desteği onun için önemli. Kendisine destek veren trol ordularınındın aldığı rüzgârla bir şeyler denemeye çalışıyor, ama bu denediği şeyin siyasi sonunun olacağının farkında bile değil sanki.