Parti içi tartışma ve arayışlar, verilen sözler, protokoller, değişim çağrıları ve istifa çağrılarının gölgesinde CHP, 100’ncü yılına girdi. Bugün 100 yaşına giren CHP, sadece “Altı Ok ve Atatürk” söylemleri ile nereye kadar gidebilir bilemiyoruz.Gerçekten de Kemal Kılıçdaroğlu, 100 yıllık CHP’ye inanılmaz bir ivme kazandırmayı başardı ve CHP toplumun farklı kesimleri ile bir araya gelmeye başladı. Elbette bu ‘değişim ve helâlleşme’ süreci yeterli değildi iktidar için. Halkla olan bu yakınlaşma ve buluşma hareketi, CHP’yi iktidara taşıyamadı ama oyların artırmasını sağladı. %20-21 bandındaki oy oranına sıkışıp kalan CHP, %25-26 bandına çıkmayı başardı ancak yine de yeterli gelmedi iktidara gelmesine. Dolayısı ile CHP ve Kılıçdaroğlu, iktidar formülünü tek başına olmaktan ziyade ittifaklarla birlikte olarak kazanabilmeyi hedefledi. Ancak bu da yetmedi CHP’nin iktidar olmasına. Aslında ittifak kurmak ve Altılı Masayı oluşturmak siyasetimiz açısından tam bir demokrasi devrimiydi. Zira bu ittifak formülü 2019 yerel seçimlerinde tam 20 yıl aradan sonra hem İstanbul hem Ankara gibi büyükşehirleri kazanmayı sağladı. Bu çok önemli bir başarıydı. Bu ittifak hareketi ve ittifakın yönetimi, genel seçimlerde de denendi ama “önemli ve son dakika hataları” yüzünden ne yazık ki beklenmedik bir biçimde sonuçlandı. Daha sonrasında yapılan açıklamalar, parti içi tartışma ve arayışlar, verilen sözler, protokoller, değişim çağrıları ve istifa çağrılarının gölgesinde CHP, 100’ncü yılına girdi. Bugün 100 yaşına giren CHP, sadece “Altı Ok ve Atatürk” söylemleri ile nereye kadar gidebilir bilemiyoruz. Zira şu an Cumhuriyet Halk Partisi, son seçimleri kazanmadığı gibi kendisine oy veren sağdan soldan herkesin (%48) güvenini de büyük oranda kaybetmiş gibi görünüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti lideri olarak hem kendisinin hem de partinin, vatandaşları yeniden halkın umudu olabileceklerini konusunda ikna edebilmeleri gerekmekte. Yerel seçimlerin yarışmasının artık resmen başladığı, rakiplerin de birbirlerini yıpratmaya bile başladığı şu dönemde CHP, 100 yıllık siyasi yolculuğuna, girdiği son 10 seçimin hepsini kaybeden bir kadro ile girdi. Ancak yine de CHP tarihi boyunca geçirdiği ve atlattığı büyük krizlerden çıkmayı başararak günümüze ulaşmayı başaran dünya siyasi tarihindeki ender partilerden biri... Cumhuriyet Halk Partisi, 100 yıllık geçmişi ile halk partisi olmayı ve insanı önceleyen bir parti olmayı başarabilir. 100 yaşında bir parti olan CHP’nin, demokrasimizin geleceği için geçmişinin mirasını tüketen değil geçmişin mirasını geleceğe taşıyabilen bir yaklaşımla yoluna devam edebilmesi gerekir.
Geçmişten geleceğe 100 yıllık CHP
Ömer Terzi
CHP tarihi boyunca geçirdiği ve atlattığı büyük krizlerden çıkmayı başararak günümüze ulaşmayı başaran dünya siyasi tarihindeki ender partilerden biri... Cumhuriyet Halk Partisi, 100 yıllık geçmişi ile halk partisi olmayı ve insanı önceleyen bir parti olmayı başarabilir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, bugün tam 100 yaşına girdi. Gazi Mustafa Kemal gerek dışarda gerekse içerdeki düşmanlara karşı büyük bir mücadele vererek zaferler kazandı. Akabinde ortaya koyduğu devrimler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden inşa edilme süreci ile beraber yepyeni bir ülke var edildi. İşte CHP bu mücadelelerle dolu yeniden inşa sürecinin bir mirası olarak günümüze ulaşan önemli bir siyasi parti.
Dile kolay tam 100 yıllık birikim, deneyim, geçmiş… Atatürk dönemi, İnönü dönemi, Ecevit Dönemi, Baykal dönemi ve nihayet günümüzde Kılıçdaroğlu dönemi… Ne var ki 100 yıllık siyasi geçmişine bakıldığında tek partili hayatın olduğu dönemi saymazsak, halkın partisi olma konusunda ciddi sınavlar verdi, vermeye devam ediyor.
Bu 100 yıllık geçmişinde tek başına iktidarda olmayı henüz başaramadı. Ya bir sağ partinin yanında koalisyona ortak oldu ya da sürekli olarak muhalefette kaldı. CHP’nin son on yıllık geçmişini saymazsak, iktidarda olmayı pek arzulamadığı da söylenebilir pekâlâ. 100 yıllık çınar, muhalefet olmanın konforlu alanında kaldı daha çok. 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde yapılan seçimlerde de çeşitli hataları nedeniyle kaybetti ve yine iktidar olamadı. Belki daha az hata yapmış olsaydı ‘CHP 100 Yaşında’ sloganı daha anlamlı olacaktı.
Atatürk’ten sonra İsmet İnönü, Bülent Ecevit CHP içerisinde ciddi dönüşümler yaratamadı ama yaptıkları önemli işler de elbette vardı. Baykal döneminde ise CHP muhalefet partisi olmayı bir başarı olarak görmeye başladı ve halka yönelik en küçük bir adımı da olmamıştı. Baykal dönemi CHP’nin imajının en çok yıprandığı, halktan koparıldığı dönem oldu. Baykal, CHP’yi geleceğe taşımak gibi bir derdi olmadan sadece koltuğunu korumak ile ilgilendi. Belki de bugün CHP’nin halka yaklaşamaması veya halkın partiyi bir umut olarak göremeyişinin en büyük sorumlusu Baykal’dı. Son olarak ise Kılıçdaroğlu dönemi var. Bu dönem CHP’nin tarihinde belki de en büyük devrimlerin, kırılmaların, değişimlerin yaşandığı dönem diye tarif edilebilir.
Yorumlar