Guardian gazetesi, seçimlere yer verdiği haberinde İstanbulluların siyasetin yükselen yıldızı Ekrem İmamoğlu’nu sahiplendiğini yazdı.
“Bölünen şehrin desteğini kazanan, yükselen bir yıldız” ifadesini kullanan gazete, “İmamoğlu yerel seçimden önce çok bilinen bir isim olmadı ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkedeki yıllar süren kontrolünü ‘zorlayan’ bir isim olarak artık herkes tarafından tanındı. İmamoğlu’nun kazanması beklenmiyordu. Anketlerde, mali desteği kuvvetli, AKPli güçlü rakibi eski başbakan Binali Yıldırım’ın ardından geliyordu. Ama Erdoğan ilk konuşmasını yaptığı ve zafer ilan ettiği gece saat 9’dan sonra İstanbul sonuçlarının yayını bir anda durdu ve ülke genelinde halk, CHP’nin, Erdoğan’ın memleketi İstanbul’da muhtemelen öne geçtiğini düşünmeye başladı. İmamoğlu ilerleyen saatlerde azmini gösterdi, sakinliğini koruyarak işin ucunu bırakmadı. Yıldırım’ın vakitsiz zafer ilanına rağmen İmamoğlu, Türk siyasetinde çok sık görülmeyen uzlaştırıcı bir tavır benimsedi” dedi.
İmamoğlu’nun bölünen İstanbul halkına ulaşmayı başardığını vurgulayan İngiliz gazetesi, İmamoğlu’nun, ‘Halkımıza en kısa sürede hizmet etmeye başlamak istiyoruz. İstanbul’un ihtiyaçlarının karşılanması için Türkiye’deki tüm kurumlarla işbirliği içinde olmak istiyoruz’ şeklindeki açıklamasına da yer verdiği haberine şöyle devam etti:
“Ama birçok İstanbullu şimdiden İmamoğlu’nu belediye başkanları olarak sahiplendi. Siyasetin yükselen yıldızı Trabzon doğumlu. Ailesinin inşaat firmasında çalışmaya başlamadan önce İstanbul Üniversitesi’nde işletme okudu. Yerel siyasete 2009 yılında girdi, 2014 yılında İstanbul’un orta sınıflarını ağırlayan Beylikdüzü ilçesinin belediye başkanı oldu. İmamoğlu seçim öncesi ‘daha düşük profilli bir kampanya yürüterek siyasi, dini ve etnik olarak bölünen İstanbul halkına ulaşmayı başardığını’ yazdı. İstanbul’daki kampanyası sırasında elini sıkmayı reddeden bir AKP seçmenini de ikna edebildi. İmamoğlu sıklıkla toplantılarda yerel meseleleri tartışırken görüldü, Yıldırım ise çoğunlukla, büyük mitinglerde milliyetçi duyguları kamçılayan Cumhurbaşkanı tarafından kenarda tutuldu”.
Gazete haberini, “Muhalifler Erdoğan’ın genişleyen cumhurbaşkanlığı yetkilerinin Türkiye’deki demokratik yapının sarsılmasına katkıda bulunduğunu söylese de, geleneksel olarak da yüksek olan seçimlere katılım oranı %84 oldu. CHP ve HDP başta olmak üzere muhalif partiler, hükümetin ekonomik krizi idare biçiminden duyulan memnuniyetsizlikten de faydalanarak ortak seçim stratejisiyle hareket ettiler. İmamoğlu CHP yönetimiyle buluşmak için Ankara’ya gitmeden önce gazetecilere ‘Bu ülkeyi uzlaştıracağım. Siyasi değerlendirmelere dayalı eylemler, aklın ve gerçeğin yerini asla almayacak’ dedi” sözleriyle noktaladı.
