Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu, merkezi yönetimin belediye başkanının yetkilerini kısıtlama ihtimali ile ilgili, “Bunu kesinlikle yapmayın, artık sizi kimse ayakta tutamaz.” uyarısında bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bugün partisinin genel merkezinde gerçekleştirdiği haftalık olağan basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ağırlıklı olarak 23 Haziran seçimlerinin değerlendirildiği açıklamada Kramollaoğlu şu ifadelere yer verdi:
Basın toplantımıza geride bıraktığımız İstanbul seçimleri ile başlamak istiyorum. Öncelikle 23 Haziran günü sandıktan galip çıkan Sn. Ekrem İmamoğlu’nu tebrik ediyorum. Bu sonuçların hem İstanbul hem de ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bu seçimleri kazanan Sn. İmamoğlu’nu tebrik etmek istiyorum. Sn. İmamoğlu İstanbul büyükşehir belediyesini İstanbula yakışır bir şekilde yönetir. İstanbulumuz herhangi bir şehir değildir. Hem manevi kökleriyle geçmişe uzanan, hem de dünyanın ve Türkiye’nin kalbi diyeceğimiz bir yere sahiptir.
İstanbul’un birçok problemi var inşallah bu problemler çözülür. Ekrem Bey adil bir yönetim sergiler ve örnek bir belediyecilik sağlar. İstanbul’da ilçe seçimleri iptal edilmedi ama büyükşehir seçimleri iktidarın menfaatine olmadığı için iptal edildi.
Dünyada aynı zarfta 4 pusulanın olduğu birinin iptal olduğu bir seçim yok. Fakat iktidar partisinin menfaatine gelmediği için büyükşehir iptal edildi diğerleri iptal edilmedi. 20 liralık bir banknotun 5 lirası sahte geri kalanı gerçek demek bunu en iyi şekilde ifade ediyor.
KARŞIMIZDA YEPYENİ BİR TÜRKİYE VAR
Seçimleri geride bıraktık, ortaya çıkan sonuçlar önümüzde. Bu sonuçlar gösteriyor ki artık karşımıza Yepyeni bir Türkiye tablosu var. İstanbul seçimlerinde fark 16 binden 800 bine çıktı. Burada halkın tepkisini kardeşane bir şekilde yorumlayarak cumhurbaşkanına çağrıda bulunmak istiyorum. Bugüne kadar seçimleri parti olarak AK Parti kazanmamıştı. Cumhurbaşkanı seçimleri hep kendi ismiyle kazanmıştı. Bugün de İstanbul seçimini AK Parti kaybetmedi, Cumhurbaşkanı kendisi kaybetti. Bu seçimde ilk defa vatandaş Cumhurbaşkanı’na hayır dedi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu gerçeği görmeden politikalarını düzene sokması mümkün değil. İlk yapılması gereken iş sistemin değişmesidir. Israrla söylüyoruz bu sistem yürümüyor. Sayın Cumhurbaşkanı etrafında kendisinde yanlışlarını söylemeyenlere itibar etmemeli. Yalakalar kimseye fayda vermiyor. Çevresinde yola çıktığı kimse kalmadı. Şuan devlet 1 kişiye bağlı olarak yönetiliyor, bütün kararları bir kişi alıyor. Herkes bizim söylediğimizi söyleyemez. Ben bunu söyledim diye troller ağzına geleni söyleyecek. Bir büyü vardı seçmenin üzerinde o büyü bozuldu. Artık bu gidiş dikiş tutmaz. Bu sebeple bunun idrak edilmesi lazım Sn. Cumhurbaşkanı tarafından. Bundan sonra açık bir şekilde görülüyor ki, gerilim ve kutuplaşma siyaseti bu ülkede kazandırmayacaktır. Toplum gerilimden, gayri ahlaki davranışlardan, adaletsizlikten bıkmış durumdadır. Vatandaş bu seçimlerde ben sizin söylediğinize itibar etmiyorum dedi.
Biz bu kutuplaştırma siyasetinin ortadan kalkması gerektiğine inanıyoruz. Kamplaşmanın yerini kucaklaşmaya bırakması elzem bir hal almıştır. Gerilim ve kutuplaşmadan beslenen siyaset ülkemize açık bir şekilde zarar vermektedir. Biz genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olan birisinin hapiste olması uygun değildir dedik. Bizi teröristlikle itham ettiler PKK ile işbirliği ile itham ettiler.
Şimdi düne kadar söylenmeyen sözler ortaya atıldı terör örgütü lideri tarafından AK Parti’yi destekleyen MHP bile tavır değiştirdi bu durum karşısında. Bugün ya da parlamenter sisteme dönülecek ya da Cumhurbaşkanlığı sistemi şeffaflaştırılacak Siz Türkiye’yi tek adama getireceksiniz, belediyeye gelince yetkiyi meclise vereceksiniz. Bu nasıl ters mantıkdır. İstanbul seçimlerinin bu manada ortaya koyduğu en büyük ders kanaatimizce budur.
Bizim üzerimize geliyorlar sanki biz kendi adayımızı çıkarmamışız gibi itham ediliyoruz. Şimdi kulağımıza bazı söylentiler geliyor, Ankara ve İstanbul’da belediye yetkileri kısıtlanacakmış. Bunu kesinlikle yapmayın, artık sizi kimse ayakta tutamaz. Bunları yaparsanız sizi kimse ayakta tutamaz. Türkiye’yi tek adama getireceksiniz belediyeler gidince işleri tersine çevireceksiniz. Eğri oturup doğru konuşalım diye bir söz var. Biz eğri oturmaya da karşıyız doğru oturup doğru konuşalım. Bu millet bu kararın hesabını Sn. Erdoğan’dan sorar. Bu memleket hepimizin. Bu memlekette kendimize muhalif olanları ötekileştirdiğimiz zaman kazanan biz olmayız.
SEÇİMLER GERİDE KALDI ÖNÜMÜZE BAKMALIYIZ
Artık seçimler geride kaldı, sonuçlar ortada. Artık önümüze bakacağız. İnşallah Meclis daha verimli bir çalışma ortamına girer. 2023’e güçlü bir ülke olarak girmek istiyorsak, önce barışı güçlendirmek zorundayız. Milletimiz ve ülkemiz ardı ardına gelen seçimlerle ciddi manada yıpranmış bulunmaktadır. Bundan sonra önümüzde 2023 yılına kadar seçim görünmemektedir. Şimdi bizim üzerimize düşen 2023 yılına kadar bu ülke için ne yapabiliriz, sorunlarımızı nasıl çözeriz oturup bunu konuşmak ve çözüm yolları bulmaktır. Çok acil bir şekilde asıl gündemlerimize odaklanmak zorundayız. Burada ülkemizin şuan acil çözülmesi gereken birkaç sorununu hatırlatmak istiyorum;
EKONOMİ ALARM VERİYOR
Bugün içinde bulunduğumuz en önemli sorunlardan birisi karşı karşıya olduğumuz ekonomik krizdir.
-İşsizlik %14.1 ile toplam 4 milyon 444 bin kişiye ulaştı
-Bugün her 4 gençten birisi işsiz eğer böyle giderse 4 gençten 1’i zor iş bulacak!
-İğneden ipliğe temel ürünlerin çoğuna zam geliyor, çarşı pazarda hissedilen enflasyon %60 civarında
Bu hafta zam gelen bazı ürünleri zikretmek istiyorum;
Çay’a %15
Şeker’e %16
Mazot’a 22 kuruş zam geldi
Bu tablo çok açık bir şekilde ekonomimizin alarm verdiğini gösteriyor. Biran önce içinde bulunduğumuz bu krizden çıkmanın yolları aranmalıdır. Ekonominin başına ekonomiyi bilen birisini getirmezse ekonomi ayağa kalkmaz. Biz her zaman diyoruz, yatırım öncelenir israf önlenirse bu krizi aşmamız mümkün olacaktır…
Köprüler yollarla, Yolsuzluk israfla ekonomi yükselmez. Bunlarla itibarımız yükseliyor derseniz itibarınız yerle bir olur
DIŞ POLİTİKA
Ülkemizin bir başka önemli gündemi ise dış politikada yaşanan gelişmelerdir. Bakınız Suriye meselesi iktidarın ynalış kararları ile bu noktaya geldi meseleler. Şimdi Kudüs’te İsrail ABD Rusya Suriye için bir araya geliyor Türkiye toplantıda yok. Bunların sebebini başlangıçtan beri söyledik bu politika yanlış. Bunun için Türkiye’nin dış politikasında çok ciddi ince ayarlara ihtiyacı var. Bu sebeple çevremizde yaşanan bu hassas meselelere bi taraf kalmamız söz konusu olamaz. Muhakkak İİT harekete geçirilmeli, D8 konusunda ciddi adımlar atılmalıdır.
Bunun yanı sıra S400’lerin alımı konusunda ise asla taviz verilmemeli. Ulusal egemenlik ve bağımsızlığımız kimsenin tekeline bırakılmamalıdır. İdlib meselesi de önümüzde hızlıca çözülmeyi bekleyen bir başka önemli husustur. Bu konuların yanında Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler ve Kıbrıs Meselesi de acilen ciddiyetle ele alınması zorunlu olan konulardır.
