Muhalefetin 2023’ten umutlu olması için aday belirlemek, ama kazanacak adayı belirlemek gibi birçok adımı kararlı ve de planlı bir şekilde atması lazım. Aksi takdirde değil 2023’ten çok daha fazla yıldan umutlu olamayız ne yazık ki…  2022 dünya ve Türkiye için ilginç bir yıl oldu ve her yıl gibi kendinden sonrakini de hazırladı. Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ile beraber bir yandan dünyanın güvenlik algısı değişirken, diğer yandan da Avrupa-Atlantik güvenlik hattı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk defa doğuya doğru genişleme hamlesinde bulundu. Bu her ne kadar çok farkında olmasak da sadece 2023’ü değil sonrasında da tarihi etkileyen önemli bir gelişmeydi. Ukrayna’da sivil kayıplar 7000 kişiye kadar çıkarken, batı bir kere daha bir arada fotoğraf vermeyi başardı. Elbette savaşın ve de Covid-19’un uzun etkileri ile bozulan ekonomik parametreler yıllar sonra 2022’i hatırlarken anacağımız kötü gelişmeler arasında yerini aldı. Türkiye için ise durum bir nebze daha karışık durumda. Türkiye gerek stratejik konumu gerekse de uluslararası sistemdeki kilit rolü sebebiyle batının güvenlik hattını genişletmesi önündeki en büyük engellerden birisi oldu. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine bir yandan iç politikadaki kazanç uğruna karşı çıkarken diğer yandan hem Rusya hem de bati ile görüşebilen yegâne ülke oldu. Her ne kadar savaşın sıcaklığı ile yaptığı ikili politikanın zararlarını doğrudan hissetmiyor olsa da ileride Rus kara parasını sınırlarına sokmanın bedelini bir şekilde ileride iktidar değişiminde farklı seviyelerde ödeyecektir. Devran 2022’de dönmese bile 2023’te bir şekilde dönebilir. Aslında Türkiye’nin dış politikada umutlu olması bir şekilde 2023’te iç politikada olacak değişimlere bağlı. İç politika ise muhalefetin iktidar koltuğunu elinde bulunduran yapının her türlü akıl dışı salvosuna ne oranda cevap verebileceğine bağlı. Demek istediğimi biraz daha açayım. Aslında 2022’nin ikinci yarısı muhalefet için umut dolu başladı. Muhalefet bir şekilde kendi gündemini iktidara dayatırken, iktidar hem yılların yorgunluğu ile boğuşurken hem de ekonomik kötü gidişatı kontrol altına alamazken muhalefete doğru ve yerinden cevaplar veremiyordu. Kenetlenmiş muhalefet ise geçtiğimiz yıllarda kaçırdığı fırsatları 2022’nin son aylarına kadar yeniden yakalayacak gibi duruyordu. Ama iktidar son aylarda adil ve de saygılı bir mücadeleye izin vermeyeceğini açıkça belli etti ve hem hukuki hem de psikolojik mücadelenin sınırlarını kendisinin belirleyeceğini belli etti. Elbette Ekrem İmamoğlu davası ve sonrasında 6’lı Masa’nın bocalamasından bahsediyorum. Bu sürece Erdoğan’ın adil bir şekilde muhalefetin kendi adayını belirleme hakkını kendisine bırakmadan, hukuk yolu ile rakip elemesi de diyebiliriz. Esasında bu bir anlamda kaçak dövüşmek anlamına da geliyor. Bir yandan hukuku araçsallaştırıp rakiplerini elemeye çalışan Erdoğan aynı zamanda 6’lı Masa’nın huzurunu da kaçırarak onların diyalog yollu dayanışmasının da önüne geçmek istiyor. Kılıçdaroğlu’nun Saraçhane sürecinde bocalaması, Meral Akşener’in sürecin içerisindeki lider olarak görünmesi ve diğer 4 liderin bir anlamda Kemal Kılıçdaroğlu’nu takip etmesi bunlara birer işaret. Bu noktada çok olumlu başlayan 2022 hem Türkiye hem de muhalefet için çok da parlak bitmiyor gibi. Elbette her şey çok karanlık da değil ama istenilen seviyede olunmadığını da görebiliyoruz. Peki 2023’ten umutlu olabilir miyiz? Elbette. Ama iktidarın ne olduğunu ve de kim olduğunu doğru okuyabilirsek. Riskleri minimize ederken, fırsatları kaçırmazsak. Daha açık konuşmam gerekirse şunu söylemeye çalışıyorum. Muhalefet iktidar olmak istediğini belki de yıllardır hiç olmadığı kadar belli ediyor ve de istiyor. Ama karşısında iktidardan düştüğü zaman ne olacağını kestiremeyen ve bu nedenle de çok kırılgan olan bir yapı var. Devamlılık ve de iktidarda kalmak için her yolu deneyecek bir yapı. Bunun içerisinde hukuk, entrika ve psikolojik savaş da dahil. Bunu bilen muhalefetin ve de iktidardan yılmış yapıların 2023’ten umutlu olması için aday belirlemek, ama kazanacak adayı belirlemek gibi birçok adımı kararlı ve de planlı bir şekilde atması lazım. Aksi takdirde değil 2023’ten çok daha fazla yıldan umutlu olamayız ne yazık ki…