Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybını reel bir makroekonomik nedene bağlamanın mümkün olmadığını söyleyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Bu yüzden spekülatif diyoruz. Para politikalarıyla, TL’nin değeriyle ilgili olması gereken şeyleri yapacak enstrümanlarımız da var. Bu tedbirleri alacak yetki ve sorumlulukları da var” dedi.
NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen’in ekonomi gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Zeybekci’nin açıklamaları şöyle:
Türkiye’nin reel sektörü, makroekonomik performansına bakınca büyüme rakamları yüzde 7.4. İhracatımızı 12 aylık periyotta yüzde 12 artırmak. 2017’deki yatırım teşvik belgesi tutarında yüzde 80 artış. 2018 başı itibariyle ilk çeyrekte büyüme performansımız. Yüzde 30 civarındaki turizm gelirleri artışı. Bu bir alın teri, bir emek. Türk ekonomisinin bir performansı. Kapasite kullanım oranlarının, sanayi üretim endeksinin büyümesi. 2017’de bütçe açığı performansı yüzde 1.5 seviyesinde. Bu övülmesi gereken bir performans. Mükellefiyetlerimizi yerine getirmekle ilgili sıkıntı yok.
‘İLGİLİ KURUMLAR SORUMLULUKLARININ GEREĞİNİ YAPMALI’
Siyasetteki söylemlerle ilgili spekütalif amaçlı sebepler olarak kullanılması da söz konusu olabilir. Türk Lirası’nın değer kaybını reel bir makroekonomik nedene bağlamak mümkün değil. Bu yüzden spekülatif diyoruz. Para politikalarıyla yönlendirilmesi gereken bir alan. Para politikaları ile ilgili TL’nin değeri ile ilgili olması gereken şeyleri yapacak enstrümanlarımız da var. Bu tedbirleri alacak yetki ve sorumlulukları da var. Kurumlarımızın elinde yetkileri var.
Yetkisi olanların yetkilerini kullanırken kendi sorumluluk alanları içinde kullanmalarının gerekliliğine inanıyorum. Bunun da geciktirilmesinin Türk sanayisine, büyümesine makroekonomik performanslara faydası olmadığına inanıyorum. İlgili kurumlar Cumhurbaşkanı ya da Başbakanı konuya dahil etmeden sorumluluklarının gereğini yapmalı. Spekülatif değer kaybına müsaade etmeyeceğimizi göstermemiz lazım.
Şu anda kurun seviyesi anormal, kalıcı hasar henüz oluşmadı. Ekonomide ilk etkisi, enflasyonu yukarı çekmesi, faizlerin orta vadede kalıcı yukarı gitmesi riskleri olabilir. Henüz o noktaya gelinmedi.
