Avrupa Gündemi | 21-28 Eylül Haftası

21-28 Eylül haftasında Avrupa’da olup bitenler, gündemi etkileyen olaylar PolitikYol’un derlediği “Avrupa Gündemi”nde…

İNGİLTERE BAŞBAKANI MAY: BREXIT ÖNCESİ SEÇİM ULUSAL ÇIKARLAR UYGUN DEĞİL

İngiltere Başbakanı Theresa May, ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılacağı tarih olarak belirlenen, 2019 yılının Mart ayı öncesi yapılacak bir genel seçimin, “ulusal çıkarlara uygun olmayacağını” söyledi.

BBC Türkçe’nin haberine göre, ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lider kadrosu, AB ile Brexit müzakerelerinin tıkanma görüntüsü vermesi ile birlikte erken genel seçimi gündeme getirdi.

Birleşmiş Milletler görüşmelerine katılmak üzere New York’a giden May ise yolda gazetecilere yaptığı açıklamada, Brexit’i (İngiltere’nin AB’den çıkışı) tamamlamaya odaklandığını söyledi.

AB KONSEYİ BAŞKANI TUSK’TAN BM’DE REFORM ÇAĞRISI

AB Konseyi Başkanı Tusk, Avrupa Birliğinin Birleşmiş Milletlerin reformuna yönelik mevcut çabaları güçlü biçimde desteklediğini söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, liderler olarak BM’yi görevini başarıyla yerine getirme araçlarıyla donatmaları gerektiğini söyledi.

“AB, BM reformuna yönelik mevcut çabaları güçlü biçimde destekliyor” diyen Tusk, “Bu reformlara çok ihtiyaç duyuldu ve gecikti. Aciliyet açıktır ve uygulama esastır” ifadelerini kullandı.

İSVEÇ BAŞBAKANI GÜVEN OYU ALAMADI

Parlamentoda yapılan güvenouyu oylamasını kaybeden İsveç Başbakanı Stefan Löfven istifa edecek. Hükümetin yeniden kurulmasında sağ popülistler önemli rol oynayabilir.

DW Türkçe’nin haberine göre, İsveç’te Başbakan Stefan Löfven, seçimlerden iki hafta sonra parlamentoda yapılan güvenoyu oylamasını kaybetti. Seçimlerin ardından Sosyal Demokratlar ve Yeşiller arasında kurulan azınlık hükümetinin lideri, 142 milletvekilinden güvenoyu alırken, 204 parlamenter aksi yönde oy kullandı. İsveç’te parlamento seçimlerinden sonra güvenoyu oylaması yapılması alışılmış bir uygulama. Löfven istifa etmek zorunda ancak yeni bir hükümet kurulana kadar geçici olarak başbakanlık görevini sürdürecek.

FRANSA’DA AŞIRI SAĞCI PARTİYE 1 MİLYON EURO CEZA

Fransa’da mahkeme, parti çalışanlarının maaşını Avrupa Parlamentosuna ödettiği ortaya çıkan aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisine 1 milyon euro ceza verilmesine hükmetti.

Fransız yargısı, aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birlik Partisine (RN), parti çalışanlarının maaşını yasa dışı yollarla Avrupa Parlamentosuna (AP) ödettiği gerekçesiyle, 1 milyon euro ceza verilmesini kararlaştırdı.

Paris Mahkemesi, kamuoyunda uzun süredir tartışılan aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi RN’ye hazine yardımının kesilmesi ile ilgili davada kararını açıkladı.

Haziran ayında parti hesaplarındaki 2 milyon euroya el koyma kararı veren mahkeme, yapılan itiraz sonucu el konulacak miktarda yüzde 50 indirime giderek 1 milyon euroya el konulmasına hükmetti.

Karara göre parti, 2009-2017 yılları arasında parti çalışanlarını AP’de danışman veya güvenlik görevlisi gibi göstererek haksız kazanç elde etti ve AP fonlarını yasa dışı yollarla kullandı.

AB, DOLARA KARŞI EUROYU GÜÇLENDİRECEK TEDBİRLER ALMAYA HAZIRLANIYOR

Avrupa Birliği (AB), enerji ithalatından birlik ülkelerinde üretilen uçaklara kadar çeşitli satış işlemlerinin ABD doları ile gerçekleşmesinden duyduğu rahatsızlık nedeniyle küresel ticarette euronun daha önemli bir rol üstlenmesine yönelik çalışmaları hızlandırmaya hazırlanıyor.

Avrupa’nın enerji ithalatından kendi ürettiği uçakların alımlarına kadar çeşitli ticari işlemlerin dolar üzerinden gerçekleşmesini sert bir dille eleştiren AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de yaşanan bu durumu “saçmalık” olarak nitelendiriyor.

Küresel ticarete doların tahakküm etmesinden rahatsızlık duyan AB Komisyonu’nun, yıl sonuna kadar euronun uluslararası rolünü güçlendirecek çeşitli tedbirler alması ve bu alanda yeni düzenlemeler açıklaması bekleniyor.

Ticari işlemlerde dolar yerine başka para birimlerinin kullanımı konusunda AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, euro para biriminin daha yaygın hale gelmesi için birlik ülkelerin öncelikle ekonomi ve para politikalarını daha uyumlu hale getirmeleri gerektiği görüşünü savunuyor.

Merkezi Brüksel’de bulunan bağımsız düşünce kuruluşu Bruegel’in kıdemli uzmanı Francesco Papadia, “Küresel ticarette hakim para birimi dolar olmakla birlikte euro ikinci konumda bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında euro zaten bir uluslararası para birimi durumunda. Euro, dolardan daha az olmakla birlikte yen, sterlin ve yuandan daha fazla kullanılıyor.” dedi.