Perşembe, Nisan 25, 2024

Zeynep Altıok erken seçim çağrısını ve AKP istifalarını değerlendiriyor

Cumhuriyet Halk Partili Milletvekillerine son günlerin en çok konuşulan konularından AKP’li belediye başkanlarının istifalarını ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken yerel seçim çağrısını sorduk.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok sorularımızı cevapladı.

  • AKP’nin belediye başkanlarını istifaya zorlamasının nedeni nedir? AKP’nin sıklıkla vurgu yaptığı “milli irade” kavramıyla beraber düşünüldüğünde istifaları nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye’nin toplam nüfusu 79.814.871’dir. Bugün istifa ettirilen, görevden alınan ve kayyım atanan belediyelerin bulunduğu illerde yaşayan vatandaşlarımızın sayısı toplamda 34.362.498 kişi. Yani sonuç olarak şu anda Türkiye’de her iki kişiden biri, kendi seçtiği belediye başkanı tarafından yönetilmiyor.

İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük kentleri halkın değil, Erdoğan’ın seçtiği kişiler, Güneydoğu’nun neredeyse tamamını ise kayyumlar tarafından yönetiliyor. İktidara yakın kaynaklar 7 ilin daha belediye başkanlarının istifa ettirileceğini aktarıyor. Bu durum demokrasi açısından kabul edilemez.

Akp’nin Milli İradeden anladığı “saray iradesidir” Ortada Milli irade yok; demokrasi ve halkın iradesinin gaspı var. Cumhuriyet, iktidarı ve gücü saraydan alıp halka verdi. Akp ise halktan alıp saraya verme gayretine girdi. Parlamenter sistem birçok eksikliğine rağmen toplumun birçok katmanının temsil edilebildiği bir alan sağlıyordu. Akp 3 Kasım 2002’de parlamenter sistem sayesinde iktidara gelebildi. Milli iradeyi samimiyetle isteyenler önce yüzde 10’luk seçim barajını kaldırsın. Medyada çok ve eşit seslilik egemen olsun. Ohal kaldırılsın. O zaman bir demokratik iradeden bahsedilebilir. Ohal ve Khk’lar eliyle muhalifler, aydınlar, akademisyenler ve siyasetçiler susturuluyor, gözaltına alınıyor ve tutsak ediliyor. Bu ortamda milli iradenin korunması için evrensel ilkelerin, eşitlik, hak ve özgürlük kriterlerinin tanınıyor olması gerekir.

Cumhurbaşkanı ülkeyi anket sonuçlarına göre yönetiyor. Parası örtülü ödenekten karşılanan ve kamuoyuyla paylaşılmayan anket sonuçlarına göre politikalar belirleniyor. Çıkan sonuçlara göre siyasi söylemler değiştiriliyor, kanun tasarıları geri çekiliyor duruma göre bazı kişilere görevden el çektiriliyor. Belediye başkanlarının istifa süreci de anket sonuçlarında görülen oy kaybının, gerilemenin ve erimenin sonucudur. İktidar partisinin genel başkanı “cumhurbaşkanlığı sistemini” benimsenmediği ve ilk seçimde yerini kaybedeceği endişesiyle değişim havası yaratarak tabandaki erimeyi durdurma ve güç kazanma çabasında.

OHAL baskısında gerçekleşen mühürsüz ve müdahale edilmiş seçimle bile % 50’yi aşamayan Cumhurbaşkanlığı sistemini Akp’nin iç çözülme ve rant kavgaları, güç savaşları tehdit ediyor. Bu kararlar Akp’lilerin ortaklaşa aldığı kararlar değil, Akp Genel Başkanının tercihidir. Akp’nin ne kurumsal olarak işleyen bir yönetim anlayışı, ne de siyasi bir parti olarak ilkeleri ve ideolojisi kalmıştır. Tek adam vesayeti altında, saray oligarşisinin yönettiği kitlesel bir yığına dönüşmüştür. Mesele tek adam iktidarını koruma düzeyine indirgenmiştir. Bu nedenle parti içinde kurban vermekten bile çekinmiyorlar. Görevden el çektirilmek istenen kişi eğer direnirse, ‘Edip Uğur örneğinde olduğu gibi’ ‘gereği yapılır’ denilerek tehdit ve şantajla istifa ettiriliyor. Akp için bu dönem ‘şantaj demokrasi’ dönemidir.

  • CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken yerel seçim çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sandıktan korkmadığını her fırsatta dile getiren AKP hükümetinin buna karşı çıkmasının nedenleri nedir?

Son yapılan anketlerde Akp’nin ciddi oy kaybı yaşaması ve en büyük destekçisi MHP’nin baraj altında kalması Saray’da ciddi bir telaşa neden olmuş durumda. Akp Genel Başkanı ve yandaş medyasının, Atatürkçü söylem üzerinden özellikle kıyı kesimlerinden ve şehir merkezlerinden oy devşirme peşine düşmesinin nedeni tam da bu.
Bakılması gereken nokta belediye başkanları üzerinde kurulan şantaj ve tehditlerdir. Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur’in açıklamaları kabul edilebilir değildir. Bir buçuk milyonluk bir kentin belediye başkanı, canlı yayında partisi tarafından tehdit edildiğini, sadece kendisinin değil ailesinin de tehdit edildiğini söyleyerek istifa etti.
Muhtemelen diğer belediye başkanları için de aynı yöntem uygulandı. Bu durum Akp’nin iç siyasi tartışması olmaktan çıkıp temel bir demokrasi ve insan hakları sorunu olmuştur. Milyonlarca seçmenin iradesi hiçe sayılmıştır. İstanbul’da Kadir Topbaş’ın aldığı oy 4milyon 100 bin, istifa ettirilip yerine atanan Başakşehir belediye başkanının aldığı oy 90 bin! İşte Erdoğan ve Saray otoritesinin Türkiye’yi getirdiği nokta burası. Yaşanan süreç demokrasi açısından sürdürülebilir değil ve bu koşullar erken yerel seçim yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Üstelik bu yaşananlar AKP iktidarının aday belirleme kriterlerinin de liyakat, hizmet ve dürüstlük ilkeleri yok sayılarak çıkar ve rant odaklı ilişkiler üzerinden şekillendirildiğinin göstergesi gibi.

İstifaların gerçek sebebi her neyse seçmene açıklanmalıdır. ‘Genel başkanım emretti, ben de istifa ettim’ anlayışı kabile devletlerinde olabilir, fakat demokratik bir sistemde göreve gelen kişi istifa gerekçelerini somut olarak açıklamak zorundadır. Demokratik siyasi işleyiş ve demokratik anlayış bunu gerektirir. FETÖ ilişikleri mi, yolsuzluk mu, rant paylaşım kavgası mı, parti içi siyasi çatışma mı veya baskı ve tehdit mi ? Gizlice suçluları aklama mı? Bu sorular cevap bulmalı ve seçmen bu konuda bilgilendirilmelidir.

Akp kendi adaylarından memnun değil ve halk değişim istiyor diyorsa, yapılması gereken yeniden halkın demokratik tercihlerine başvurmaktır. Demokrasilerde kurallar nettir. Kişinin metal yorgunu olup olmadığına, yönetici olarak başarı endeksine tek bir kişi değil, halk karar verir. Biz parti olarak bunu savunuyor, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘hemen erken yerel seçim yapılmalıdır’ çağrısını çok anlamlı bularak yineliyoruz.

Şunu da belirtmek gerekiyor; Genel Başkanımız yerel seçimleri erkene alalım dediğinde saray muktediri bu haklı öneriyi kabul etmedi. Yani o ağzından düşürmediği milli iradeden ve demokrasiden kaçtı. Partimizin son grup toplantısında Genel Başkanımız gelin 17 ay sonra değil hemen yerel seçimleri yapalım, isterseniz sadece istifa ettirilen, görevden alınan ve kayyım atanan belediyelerde yapalım dedi bu seçimi dedi. Saray ve Akp korkmuyorsa ve gerçekten milli iradeyi temsil ettiklerini düşünüyorlarsa en azından bu illerde erken yerel seçim kararı alınır. Sonuç olarak ister Türkiye’nin tamamında ister istifa ettirilen ve kayyım atanan belediyelerde erken yerel seçim yapılması çağrımızı yineleyeceğiz.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER