Vergi afları, vergi denetimini ve cezalarının etkinliğini azaltır. Mükellefler, her yıl yeni bir af beklentisiyle hareket ederek vergi ödemelerinden kaçınırlar.

2024 yılı bütçe kanun teklifi, vergi harcamalarının toplamda 2.2 trilyon TL'yi aştığını gösteriyor. Bu, vergi gelirlerinin bir kısmının devlet tarafından alınmaktan vazgeçildiği veya muafiyet ve istisnalarla hafifletildiği anlamına gelir. Vergi harcamaları, devletin ekonomik, mali ve sosyal amaçlarla bu vergileri kullandığı yerdir. Ancak vergi harcamalarının şeffaflığı ve kamuoyuyla paylaşılması ülkemizde yetersiz.

Vatandaş olarak genellikle verdiğimiz vergilerle ve bunların devlet tarafından nasıl harcandığıyla ilgiliyiz. Elbette, bu çok önemli. Ancak bunların dışında devletin almaktan vazgeçtiği vergileri pek konuşmuyoruz. Devlet, nasıl aldıklarıyla ve harcadıklarıyla kişisel hayatımızı ve ülke refahını etkiliyorsa, almaktan vazgeçtikleriyle de benzer bir etki yaratıyor. Şehir hastanelerini, köprüleri konuştuğumuz kadar vergi harcamalarını konuşmuyoruz. Oysa vazgeçilen vergiler birilerinin cebinde kalıyor, gelir dağılımını değiştiriyor. Azalan vergi gelirlerini telafi etmek için daha da daralan vergi tabanı üzerine abanıyoruz.

Önümüzdeki yıla ilişkin vergi harcamalarının dağılımı aşağıda yer aldığı gibi:

Gelir Vergisi: 1,006 trilyon TL

Kurumlar Vergisi: 657 milyar TL

Katma Değer Vergisi: 342 milyar TL

Özel Tüketim Vergisi: 61 milyar TL

Diğer Vergiler: 143 milyar TL

Bu vergiler, devletin bütçesi için önemli gelir kaynakları. Özellikle Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi gibi doğrudan vergiler, gelir dağılımını etkiliyor. Vergi harcamalarının, düşük gelirli esnaf, yaşlı vatandaşlar, öğrenciler veya sağlık çalışanları gibi toplumun savunmasız kesimlerini nasıl koruduğu üzerinde durulmalı. Ayrıca, vergi harcamalarının ekonomik büyümeyi teşvik etmek veya araştırma-geliştirme faaliyetlerini desteklemek için nasıl kullanıldığına dair açıklık sağlanması şart. Bu konuda bir etki analizi yapılmalı. Bir de vergi afları yoluyla tahsilinden vazgeçilen vergiler var.  Son 20 yılda 12 vergi affı çıkarıldı.

Vergi afları, vergi denetimini ve cezalarının etkinliğini azaltır. Mükellefler, her yıl yeni bir af beklentisiyle hareket ederek vergi ödemelerinden kaçınırlar. Bu, vergi kaçakçılığına ve haksız rekabete yol açar. Adalet ve güven açısından önemlidir ki herkes eşit bir şekilde vergi yükümlülüklerini yerine getirsin ve vergi sistemi adil ve güvenilir olsun.

Vatandaşlar, devletin bütçesinin gerçek sahibidir. Vergi harcamaları, herkesin ekonomik durumunu doğrudan etkiler. Dolayısıyla, kamuoyu vergi harcamaları konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik talep etmeli.

Vergi harcamaları, bir ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını şekillendirir. Bu nedenle, vergi harcamalarının nasıl yapıldığını ve dağıtıldığını anlamak, vatandaşların ve toplumun genel refahını etkileyen bir konu. Şeffaf ve hesap verebilir bir vergi harcaması politikası, adaleti sağlar, haksız rekabeti önler ve vergi gelirlerinin etkili bir şekilde kullanılmasını sağlar.

Bir zamanlar “Zengin ve Yoksul” diye bir dizi vardı. İki kardeşin yaşam öyküsünü anlatıyordu. Bu iki kardeşten biri zenginlik ve güç elde ederken diğeri zor koşullar altında yaşıyordu. Bizim adımıza verilen ama cebimizi doğrudan ilgilendiren kararların takipçisi olmazsak,  tıpkı dizideki gibi ülkemizde de zenginler ve yoksullar arasında uçurum büyür.

Editör: Turgay Bozoğlu