Cuma, Nisan 19, 2024

Zaman, sadece birazcık zaman

Olsun, giderek çoğaldık, birleştik, bir arada olma kabiliyetimiz yaralı ama yarası ölümcül değil. Beraber, birleşe birleşe kazanacağız. Zamanla, yavaş yavaş daha da çoğalacağız. 15 Mayıs’tan sonra yurda önce bahar gelecek. Baharlardan sonra yazlar da. Zaman, sadece birazcık zaman.

Yarın büyük gün. 14 Mayıs yaklaştıkça uyku düzeni bozulanlar, anksiyetesi artanlar, umut dolanlar, umutsuzluğa batanlar, rengini belli edenler, kararsızım diyenler, gerçekten kararsız olanlar… Hepimiz seçim sonuçlarına odaklandık. Sadece biz mi, borsa, dolar, yatırımcılar, Rusya bile.

Sanırım rutin düzeninde her dört yılda bir tekrarlanan demokrasimizin gülü, çiçeği seçimlerin hiç bu kadar büyük bir heyecanla bekleneni olmamıştı. En azından kendi ömrüm içinde böylesini hatırlamıyorum.

Ben umut dolanlardan olmasam da umut ışığını görenlerdenim. Dibe vurmadan çıkmaya başlayamayacağımızı biliyorum ve 20 küsur yılda dibi gördük (maalesef)

Ekonomik olarak gördük. Barınamıyoruz. Güvenli ve insani şartlarda evlerin kiraları ya da fiyatları artık küçük bir zümre hariç katlanılabilir sınırların çok üzerinde. Gıda enflasyonu tüm dünyada düşüyor, bizde inadına yükselişte. Devletin kurumları enflasyon rakamların manipüle ettiği için, enflasyona endeksli zam yapılsa bile alım gücü direnemiyor, geriledikçe geriliyor.

Kültürel olarak çöktük. Benim memurum hep işini bilirdi ama söyleyemezdi. Recep İvediklerce itibarını al aşağı ettik okumanın, eğitimli olmanın, kendini yetiştirmenin. Ahlaklı ve ilkeli yaşamanın. “Çakallık” aklın, zekanın, çalışkanlığın yerine geçti birçoklarının gözünde. Çalıp çırpmak “işini bilmek” oldu.

Bir arada olma kabiliyetimiz bu defa da başka yerlerinden vuruldu. İnsanlığımızı küçük küçük çiziklerle, biriktire biriktire kanattılar. Dün Madımak’ı yakan bir avuç caniyi hep beraber kınadık, bugün Erzurum’da taş atanlara haklı diyenler tahminlerden kalabalıktı.

Onlar gibi düşünmeyen, onlar gibi yaşamayan herkes dönem dönem değişen terör odaklarının mensubu oldu. Terörist kelimesi yetmedi aşırı terörist tamlaması Türkçemize girdi.

Tam kadınların giydikleri, giymedikleri ile artık kimse ilgilenmiyor dedik ki onda da yanılmışız. Kadınlarla ilgili çok yanılmışız zaten. İstanbul sözleşmesi önce bir ışık yaktı, hadi dedik belki bizi utandırırlar. Sonra öncesinden de karanlık günler geldi. Sözleşmeden çekildik. Onlar utanmadı ama.  Zaten iktidar bin bir söylemi ile cesaretlendiriyordu katilleri. Katilleri, tecavüzcüleri bağrına basıp kurbanları o saatte orada ne işi vardı diye sorgulayan, giyim kuşamından bazı kadınları perdesiz eve benzetip fıtratında erkeğe köle olmak var diyen iktidar. Vitrin mankeni olduk, sürtük olduk. İnsan olamadık gözlerinde. Şimdi de “sahiplendirme” falan diyor iktidarın yancısı. Bundan ötesi Afganistan.

LGBTI+ bireyleri nerdeyse zoofili ile suçladı bu iktidarın bakanı. Kimin kiminle sevişeceğine kadar karışmayı hakları görüyorlar. Ahlakı insanların özel hayatlarında aramaya başlayan herkesin ne kadar ahlaksız olduğunu 21 yılda iyice anlamış olduk.

Dünyada başta kediler olmak üzere hayvanseverliği ile tanınan, sosyal medya üzerinden gönüllü reklamı yapılan başka bir ülke yok. Bu ülkenin genetiğine sinmiştir. Evine köpek girsin istemeyen bile yemeğinin kalanını sokakta, bahçede yaşayan canlarla paylaşırmış. Hâlâ da halkın çoğu bu sevgiyle yaşıyor. Ama eziyeti, işkenceyi hatta tecavüzü yaşatanlara karşı caydırıcı neredeyse hiçbir şey yok elimizde. Öyle ki halkın arasından değil barınak çalışanlarından bile katilleri çıkıyor. Ahlaki çöküşü kendinden daha az güçlü, daha dezavantajlı olana yapılan muameleden anlamaz mıyız ilk? Şu dünya üzerinde, 7 kıtayı işgalimiz, tüm kaynakları ele geçirişimiz karşısında hayvanlardan daha dezavantajlı, daha mağduru yok ki.

Hepimizin gözlemlediği, hepimizin yaşadığı, maruz kaldığı bir karanlık bu. Diplerin karanlığı. Önce sinsi sinsi, sonra göstere göstere gelen. Acısı, hâlâ takipçileri, mihmandar bilenleri var. Olsun, giderek çoğaldık, birleştik, bir arada olma kabiliyetimiz yaralı ama yarası ölümcül değil. Beraber, birleşe birleşe kazanacağız. Zamanla, yavaş yavaş daha da çoğalacağız. 15 Mayıs’tan sonra yurda önce bahar gelecek. Baharlardan sonra yazlar da. Zaman, sadece birazcık zaman.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI