Ankara 17. İdare Mahkemesi, “TOGO Kuleleri” olarak bilinen yerin inşaat yoğunluğunu artıran imar planını iptal etti.
Gerekçe olarak da, “kamu yararına, hukuka, şehircilik ilke ve esaslarına ve imar mevzuatına aykırı” olmasını gösterdi.
Karardan sonra tarafların yapmaları gereken şey nedir?
Mahkeme kararına saygı göstermek ve inşaat yoğunluğunu artırdığı için iptal edilen imar planının öncesine dönmek.
Dönmüşler mi?
BU NASIL BİR GÖZÜ DÖNMÜŞLÜKTÜR?
Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ankaralının hakkını yedirtmem” diyerek, konunun bir üst mahkemeye gitmesini önlemiş.
Yavaş’ın, “haksız yere 95 bin metrekare inşaat alanı elde etmiş” sözleri karşısında “gözleri dönmüş”.
Geçmişler, yandaş medyanın karşısına; verip veriştiriyorlar.
“Ama ben merdiven yaptım, otopark yaptım, asansör boşluğu bıraktım.”
Karşısında oturanlar gazeteci kılığındakilerin “gazeteciliğin temel kurallarını” bilmediğinin de farkında!
“Yahu merdivensiz, asansörsüz, otoparksız bina mı olur?” diye soran olmamış.
Halkın “rüşvete, kayırmacılığa, haksız kazanca” olan hassasiyetini de bildiğinden, “benden 25 milyon istediler” diye bir taraftan da halkı tahrik etmek istiyor.
Allah’tan “gazetecilik damarı” hala yaşıyormuş da bir haberci çıkıp, “sizden bu parayı kendi ceplerine indirmek için mi istediler” diye sormuş.
BU NASIL HARAMZADELİKTİR?
Bu sorudan sonra öğreniyoruz ki adam, babasının hayrına yapmak istediği okulu bile pazarlık konusu yapıyormuş.
Yeri gelmişken anlatayım.
Rivayet edilir ki şairin biri, muhtemelen çıkar elde etmek için bir çete reisini öven bir kaside yazıp, kendisine götürmüş.
Çete reisi, malum anladığı tek şey soygun, adamlarına emir vermiş:
“Bu adamı çırılçıplak kalacak şekilde soyun ve de kovun gitsin.”
Çırılçıplak dışarı atılınca sokak köpeklerinin saldırısına uğramış.
Kendisini korumak için yere eğilip bir taş almak istemiş ama mevsim kış olduğu için taşı yerinden oynatamamış.
Dayanamayıp yüksek sesle şunu söylemiş:
“Bunlar nasıl haramzadedir böyle, köpekleri salıp, taşları bağlamışlar.”
BABASININ HAYRINA OKUL YAPTIRMAYI BİLE ŞARTA BAĞLAMIŞ!
Bugünlerde Ankara’da olup biten de bundan ibaret!
Ankaralıların hizmetinde olması gereken imkanları “har vurup harman savuranlar”, karşılarında Yavaş’ı görünce fütursuzca bağırıp çağırıyorlar.
Düşünün ki babalarının hayrına okul yapmayı bile şarta bağlamışlar.
Mansur Yavaş, işte bu haksız düzene çomak sokmuş; Ankaralının hakkını yedirmeyeceğini, hukukunu çiğnetmeyeceğini söylüyor.
El verelim kendisine; “taşları çözsün”, hukukumuzu korusun!
Elbette Ankara’nın hakkını, hukukunu korumak için bir karınca misali, “Nemrut’un ateşinde yakılmakta olan İbrahim’i kurtarmak için su taşıma kararlılığını gösteren karınca” misali çalışan Mimarlar Odasının da hakkını unutmak olmaz.
