Cumartesi, Nisan 20, 2024

Yüksel Işık yazdı | Belediyeler değişirse Türkiye değişir!

2019 seçimleri, Başkanlık mı, parlamenter sistem mi tartışması açısından büyük önem taşıyor.

MHP’yi de yedeğine alan AKP, Başkanlığa dair herhangi bir “yol kazası” yaşamamak için işi baştan sıkı tutmayı amaçlayan bir strateji geliştirmiş bulunuyor.

Bu stratejinin ilk adımının yerleşmiş gelenekleri ve evrensel kuralları hiçe sayarak, “problemli” belediye başkanlarını istifaya zorlamakla atmış; yerlerine de “geleneğe” bağlı isimleri atamıştı.

Asıl hedefleri, büyük şehirler üzerinden başkanlığa ulaşmak; bunun için ne gerekiyorsa yapacakları anlaşılıyor.

İşin ucunda CHP’li belediyelere “dokunmak” bile olsa!

Yaparlar mı?

Cumhurbaşkanının söz arası göndermelerine bakılırsa iktidar, “ihtiyaç halinde” CHP’li belediyelere de operasyon çekme işini yedekte tutuyor.

TANITIM EKSİKLİĞİ Mİ, YÖNETSEL EKSİKLİK Mİ?

Peki CHP ne yapıyor?

CHP için de, belediyelerin stratejik öneme sahip olduğunu görüyoruz.

Dahası mevcut CHP’li belediyeler, “güzel işler” de yapıyor.

CHP ise mevcut belediyelerin en temel eksikliğinin “tanıtım” olduğunu düşünüp, bu eksikliği giderecek adımlar atmayı planlıyor.

Hiç kuşkusuz CHP’li belediyelerin, halkın gündelik hayatını kolaylaştıran pek çok önemli projeyi gerçekleştirdiğini; bütün zorluklara rağmen başarılı işlere imza atan başkanların var olduğunu görüyoruz.

Gelgelelim, kentin geri kalanı, yöre halkının takdirini kazanan pek çok projeden haberdar bile değil.

Bu bir “tanıtım” eksikliği midir?

Evet ama “tanıtım” eksikliği kadar bir “yönetsel” eksikliktir de.

Bu “yönetsel” eksikliğin, başkanları ilgilendiren bir yönü olsa da, asıl eksiklik, CHP Genel Merkezi’ni işaret ediyor.

BELEDİYECİLİK SENARYONUZ VAR MI?

Çağımızın “hikayeler çağı” olduğu söylenir; bu çağda hikayesi olan dikkat çeker.

CHP’nin, mevcut başkanlara rehberlik de edebilecek ve adına “Yerel Yönetimler Manifestosu” denebilecek bir “hikayesi” var mı?

Varsa böyle bir “hikaye”, CHP, bunun “Belediyecilik Senaryosu”na dönüştürebilmiş mi?

Hayır, çünkü bütün CHP’li belediyeler geleneksel modelle yönetiliyor; tıpkı AKP’li belediyeler gibi!

Böyle olunca da CHP’li belediyelerin başarısı “şans”a kalıyor.

Eleştirmenin kolay, çözümün ise pek çok zorluğu olduğunun farkındayım.

Gene de bir Çin atasözünde denildiği gibi “bin kilometrelik yola da bir adımla başlamak” gerekiyor.

Önce geleneksel modelin bir fotoğrafını çekelim.

Geleneksel yönetim modelinde başarısı şansa bağlıdır. Bu modelde, bürokratik ve aşırı merkezileşmenin getirdiği baskılar, riskli girişimler, deneme yanılma yöntemleri, düşük iletişim sistemleri hakimdir. Başarı küçümsenir; kişisel hatalar da, başarılar da abartılır; bu modelde çalışanlar kendilerini dışlanmış hissederler.

Geleneksel modelde halk, sürecin dışında tutulur. Zaman zaman halkın çıkarına olan hizmetler üretilse de, halkın sürece katılmasını sağlayacak mekanizmalar yoktur. Geleneksel modelde, doğru ve yerinde hizmetler üretimi şansa bağlıdır. Halkın beklentileri de “şans eseri” saptanır. Geleneksel modelde, hiçbir bilimsel bilgiden yararlanılmaz. Gerçekçi hedeflere rehberlik edecek bir senaryoları yoktur.

Geleneksel modelin bir başka özelliği de, kuralları yok ama kuralcıdır. Her gün yeni bir kural konulur; o kuralın niçin konulduğu, ondan öncekinin niçin kaldırıldığı bilinmez. Ne halkı bilgilendirme ihtiyacı duyar ne de hizmeti yerine getirecek olan çalışanları!

Geleneksel model, bürokratik ve hantaldır; çalışanları sürece katma ihtiyacını duymaz. Çalışanlar emirle çalışır. Her şeyin başı, “Başkan talimatı”dır. İş, için “yukarıdan” gelen talimat beklenir. Yani Gökçek’in istifasında kullandığı gibi “emir demiri keser”.

Projeci değil, amacı, günü kurtarmaktır. Bilgiye ve ortak akla önem verilmez. Ürettiği hizmetlerin halk üzerindeki etkisini ölçme ve değerlendirme ihtiyacı duymaz. Kurumsal ortak akıl yoksa başarı da tesadüflere kalmıştır.

2019’UN ANAHTARI!

Buna rağmen CHP’li belediyelerin başarılı projeler yaptıkları doğrudur.

Oysa belediyecilik, tesadüflere bırakılamayacak kadar önemlidir. Zira belediyeler, attığı her adımda, aldığı her kararda halkın gündelik hayatını doğrudan etkileme gücüne sahiptir.

Bakın dünyaya; otoriter geleneksel ne kadar yönetim varsa, yerini, yetkisini ve bilgisini çalışanlarıyla paylaşan, onları üstlendikleri iş süreçlerinde özerkleştiren, her küçük iş için bile “ortak akıl” takımları oluşturarak, çalışanlarının aktif olarak rol almasını sağlayan modern yönetim anlayışına bırakmış durumdadır.

2019’un anahtarı buradadır!

Yetkilerimi paylaşan, açıklığın ve hesap verebilmenin bir erdem olduğu bilen, perspektifi geniş ve en az beş yıllık senaryosu olan, kentin gündelik yaşamını kolay, yaşanabilir, ucuz ve rahat hale getirmek kadar kentlinin de sürece aktif katılımını sağlayan modele sahip bir belediye pekala mümkündür.

Modern yönetim anlayışı, hedef kitlenin isteklerinin saptanması ve bu isteklerin tümünü içeren bir senaryonun varlığını ve o senaryonun gerektirdiği roller için doğru aktörler seçilmesini gerektirir.

Belediyeler değişirse Türkiye değişir. Türkiye’nin demokratik, özgürlükçü ve herkesin hakkına ve hukukuna saygılı bir ülke haline gelmesi için değişime “senaryosu olan belediye” fikriyle başlamanın vakti gelmiştir.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER