Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, kayyım atamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrılarıyla başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kısa bir süre içinde çağrı yapacağı belirtilen ve iktidarın 'Terörsüz Türkiye' olarak nitelendirdiği 'yeni sürece' işaret eden Uçum, "Kayyım uygulaması bağımsız bir yerel idare şekli değil terörle mücadeleye bağlı ve geçici bir tedbirdir" diye konuştu.
Uçum, "Kayyımın sebebi terör olduğu için Terörsüz Türkiye’de kayyım uygulamalarına da ihtiyaç kalmayacaktır" sözlerini sarf etti.
TERÖR SEBEP KAYYUM SONUÇTUR!
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) February 7, 2025
Türkiye için terör, yalnızca ülkesel bütünlüğü değil, toplumsal huzur ve güven ortamını da tehdit eden bir olgudur. Terörle mücadelede organik bütünlük yaklaşımı, aktif terör unsurlarıyla beraber terör yapılarının destek unsurlarını da kapsar. Bu…
Kayyım uygulamasını eşit vatandaşlığa bağlamak terörü perdeleme gayretiymiş
Uçum'un açıklamaları şu şekilde:
* Türkiye için terör, yalnızca ülkesel bütünlüğü değil, toplumsal huzur ve güven ortamını da tehdit eden bir olgudur. Terörle mücadelede organik bütünlük yaklaşımı, aktif terör unsurlarıyla beraber terör yapılarının destek unsurlarını da kapsar. Bu destek unsurları arasında seçimi ve yerel idareleri istismar edenler, seçilme hakkını kötüye kullananlar ve halkın iradesini terör vesayetine teslim edenler de bulunuyor. Aktif terör unsurları ile destek terör unsurları arasında yöntemleri farklı olsa da mücadelede ayrım yapılamaz. Bu kapsamda kayyım uygulaması terörle günlük mücadelede asli sorumlu olan yürütmenin aldığı yasal bir tedbirdir.
* Bu noktada kayyım uygulamasını eşit vatandaşlığa bağlamak terörü ve terör destekçiliğini perdeleme gayretidir.
* Eşit vatandaşlık olan Türk vatandaşlığını teröre karşı bir tedbir olan kayyım uygulaması üzerinden hedefe koymak asıl niyetin ne olduğunu gösteriyor. Terör siyaseti üzerinden meşruiyet sağlama girişimleri bu bağlamda açıkça görülüyor. Daha da önemlisi Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen emperyalist dış Kürt sorunu projesinin temel tezi olan iki ulusa dayalı eşit vatandaşlık tartışması gündemde tutulmaya çalışılıyor.
Kayyım uygulamalarına ihtiyaç kalmayacak
* Kayyım uygulaması terörle mücadelenin bir yöntemidir. Kayyım görevlendirilen yerel yönetimlerde terörün kadro ve lojistik destekçiliği yapılıyor, yerel hizmetler ise adeta askıya alınıyor. Bu şekilde vatandaşların birçok hakkı ihlal ediliyor. Kayyım tüm bu ihlalleri önlemek için başvurulan tedbirdir. Kayyım uygulaması sadece terör suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma halinde devreye girer. Başka suçlar sebebiyle görevden almalarda zaten kayyım olmaz. Görevden alınan belediye başkanının yerine Belediye Meclisinden geçici ya da sürekli başkan seçilir. Yani kayyım uygulaması, yalnızca terörle mücadelede geçerli bir yöntemdir.
* Kayyım uygulaması eşit vatandaşlığı ihlal eden bir durum değil tam tersine hizmet alma hakkı bakımından eşit vatandaşlığı güçlendiren bir önlemdir. Çünkü kayyım uygulamasıyla ilgili yerel idareler tümden asli görevlerine dönüyor. Belediyeden hizmet bekleyen vatandaşlar terör destekçiliğinin yarattığı hizmet eksikliği ya da yoksunluğundan kurtuluyor. Kamu hizmetlerinin aksaması önleniyor. Vatandaşların hizmet alma hakkı korunuyor ve güçlendiriliyor.
* Sonuç olarak kayyım uygulaması bağımsız bir yerel idare şekli değil terörle mücadeleye bağlı ve geçici bir tedbirdir. Kayyımın sebebi terör olduğu için Terörsüz Türkiye’de kayyım uygulamalarına da ihtiyaç kalmayacaktır.