Perşembe, Mart 28, 2024

Yandaş yazar Elif Çakır: ‘Başkanlık’ sistemi Erdoğan’dan sonra kaldırılsın

Yandaş Karar Gazetesi yazarı Elif Çakır, bugünkü yazısında Erdoğan dışında birisinin başkan olma ihtimalinde başkanlık sisteminin kaldırılması gerektiğini yazdı.

Türkiye’de Erdoğan’dan başka güçlü lider profili olmadığını belirten Çakır, Ahmet Necdet Sezer gibi birisinin başkan olması durumunun hüsran olacağını söyledi.

Çakır’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

“Diyelim ki Ahmet Necdet Sezer gibi birisi geldi; anladınız siz onu!

Nasıl olmuştu Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı? Hatırladınız mı? En azından biz dindarlar ne umutlar yaşamıştık, ne coşmuştuk!

Sahi, hatırladınız mı?

Hepimizin gönlünü fethettiği, hepimize hep bir ağızdan ‘adam demokrat’ dedirten, o zor yıllarda gazete manşetlerine “demokrasi manifestosu”, “demokrasi notası” olarak taşınan, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Nisan 1999 yılında yaptığı o meşhur konuşmayı:

“Düşünce özgürlüğü demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanları genişletilmelidir.”

İşte bu konuşmaydı 2000 yılı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beş partinin de ortak olarak Ahmet Necdet Sezer isminde uzlaşmasına sebep olan.

Ahmet Necdet Sezer ki o dönemde yaptığı her konuşma “demokrasi manifestosu” niteliğindeydi.

Yakınları kendisini “haksızlığa tahammülü olmayan, küçük yaşlarda bile her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkan” bir kişilik olarak tanımlıyordu.

***

Ahmet Necdet Sezer beş parti liderinin ortak imzası ile kendisinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesini, kendisinin şahsında “yargıya ve hukukun üstünlüğüne verilen değer” olarak değerlendirirken, Ahmet Necdet Sezer ismini ilk olarak öneren Ecevit’e yapılan övgülerin de haddi hesabı yoktu.

Örneğin dönemin Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, verdiği demeçte “Ecevit’in bu hayırlı işinden dolayı Özal gibi hayırla” anılacağını söylüyordu.

Recai Kutan, Sezer’in adaylığının Fazilet Partisi’ni “fevkalade mutlu ettiğini” söylüyordu, hatta mutluluğunu daha da ileri götürüp “Ahmet Necdet Sezer’in Fazilet Partili gibi konuştuğunu” falan söylüyordu.

Bizim kesimin medyasındaki coşkunun zaden haddi hesabı yoktu.

Sonuç… Çankaya’nın ekmeğinden midir, suyundan mıdır, bilinmez…

Koskoca bir hüsran oldu Ahmet Necdet Sezer.

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı döneminde yaptığı her konuşma “demokrasi manifestosu” niteliğinde olurken, Çankaya Çankaya olalı onun dönemindeki kadar demokrasi krizine şahit olmadı.

Demokrat yüzüne aldanıldı.

Tamam, CHP rozetli kimse diyelim ki başkan olamaz da…

Demokrat yüzlü, söylemli birisinin başkan seçilmeme ihtimali ne kadardır?

Bu yetkilerle bizi Ahmet Necdet Sezer gibi birisinin yönettiğini bir düşünelim bakalım? Sonuç ne olur?

Peki, çözüm ne?

Çözüm şu olabilir: Bugün güçlü bir başkanlık iradesine ihtiyaç duyulmasının sebebi içinde bulunduğumuz şartlar. FETÖ ile, PKK ile ve bilumum iç ve dış düşmanla mücadele için güçlü bir otoriteye ihtiyaç duyuluyor. Başkanlık sistemini içtenlikle destekleyenlerin görüşü bu. Tarif edilen güçlü liderlik profiline de Erdoğan dışında uyan bir kimse yok bu ülkede. Öyleyse yapılması gereken belirli bir süre için, mesela beş yıllık bir süre için, Erdoğan’a geçici olarak bu yetkilerin verilmesi. Daha sonrası için daha risksiz bir yönetim yapısının teminat altına alınması. Benim teklifim, referandumdan sonra anayasaya eklenecek geçici bir maddeyle bu sorunun çözülmesi. Bir düşünün bunu.”

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER