Cumartesi, Nisan 20, 2024

Vergi Savaşları Vol. Macaristan

AB ile Macaristan arasındaki süregelen gerginliğe yeni bir başlık daha eklendi: Vergi. Macarlar çok uluslu şirketlere yüzde 15 oranında küresel asgari kurumlar vergisi yönergesini veto ettiler.

Macar ekonomisinde bir süredir işler yolunda gitmiyor. Hükümet taze mali gelir kaynakları yaratmaya çalışırken AB tarafından ödemesi kesilen fonlar, Macar forintinin Euro karşısında sürekli değer kaybetmesi, enflasyonun %12’ye yükselmesi gibi olumsuz gelişmeler bir dizi diğer olumsuz gelişmelerin hem sebebi hem de devamı niteliğinde… Bu bağlamda son zamanlarda en çok yankı bulan konu hükümetin vergilendirme konusunda attığı adımlar oldu.

Öncelikle, Macaristan haziran ayında AB ülkelerinin maliye bakanlarının Lüksemburg’daki Ekonomik ve Mali İşler Konseyi (ECOFIN) toplantısında çok uluslu şirketlere yüzde 15 oranında küresel asgari kurumlar vergisi yönergesini veto etti. Yönerge çok uluslu şirketlerin Macaristan gibi cazip vergi oranları sunan ülkelerde genel merkezler kurarak vergiden kaçınmalarını zorlaştırmak üzere OECD tarafından 2012’den beri üzerinden çalışılan ve 136 üye ülke tarafından kabul edilen düzenlemenin blok genelinde yürürlüğe girebilmesi ve AB hukukuna aktarılması amacıyla tasarlanmıştı.

Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto yaptığı açıklamada veto kararını yönergenin Macar ulusal çıkarlarına uygun olmadığı ve düzenlemenin ülkenin istihdam kapasitesini tehlikeye sokacağı gerekçesiyle savundu. Aynı zamanda, yönergenin Avrupa ortak pazarında rekabete zarar verecek bir darbe niteliğinde olduğunu da belirtti.[1] Ukrayna’daki savaş nedeniyle enerji arzında aksaklıklar olduğunu, sürekli yüksek enflasyon ortamının oluştuğunu ve savaş sebebiyle Rusya’ya uygulanan yaptırım önlemlerinin Avrupa’ya Rusya’dan daha fazla zarar verdiğini bildirdi. Macaristan’ın bu tutumu AB ile Macaristan arasındaki süregelen gerginliğe yeni bir başlık daha eklerken Macaristan’ın Rusya yaptırımlarına bilinen ve her fırsatta öne çıkarılan karşıt duruşu da Rusya’nın Batı ile ilişkilerinde Macaristan’ın aykırı statüsünden yararlanmaya devam edebileceğini bir kez daha göstermiş oldu.

Macaristan’ın yönergeyi veto etmesinin ardından aynı hafta ABD’den etki-tepki olarak yorumlanabilecek bir hamle geldi. ABD Macaristan ile 1979’dan beri yürürlükte olan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasını sonlandırma kararı aldı. Böyle bir karar zamanlama açısından Macaristan’ı %15 kurumsal kurumlar vergi oranını kabul etmesi için baskılamak olarak yorumlanıyor, zira ABD Macaristan’ın kurumlar vergisi %9’ oranının ABD’nin %21 oranının yarısından bile daha az olduğunu ve bu sebeple Macaristan’ın anlaşmadan tek taraflı fayda sağladığını öne sürdü.

ABD Macaristan’ın kurumlar vergisi %9 oranının ABD’nin %21 oranının yarısından bile daha az olduğunu ve bu sebeple Macaristan’ın anlaşmadan tek taraflı fayda sağladığını öne sürdü.

Gerçekten de Macaristan %9 oranla AB içinde en düşük kurumlar vergisi oranına sahip AB ülkesi. İrlanda da yüzde 12,5 vergi oranı ile Macaristan’ı takip ediyor. Bu da bu iki ülkeyi AB genelinde çok uluslu şirketlerin gözdesi haline getiriyor. Bu sebeptendir ki özellikle Macaristan ve İrlanda ülkelerin vergi oranlarını kendilerinin belirlemeye devam etmeleri gerektiğini sıkça yineliyor. Avrupa bütünleşmesi kuramları açısından bakıldığında iki ülkenin bu tavrının para, savunma ve dış politika gibi ulusal kimliğin ön planda olduğu yüksek politika alanlarında devletlerin kontrol kaybetmeyi göze alamadığını savunan hükümetlerarasıcılık kuramına[2] uygun bir tablo çizdiği görülebilir.

Macar hükümetinin ulusal düzeyde de vergi konusunda attığı adımlar yankı getirmekte…

Hükümet mayıs ayında Ukrayna savaşı sebebiyle OHAL ilan ederek Hane Fonu ve Savaş Fonu adı altında iki ayrı fon kurmuş ve farklı sektörlerden pek çok şirkete özel ek vergiler getirmişti. Atılan adımlarla devlete ciddi bir kaynak aktarımı öngörülmüştü. Hane Fonu ile devletin vatandaşlara yaptığı fatura yardımı yükünün hafifletilmesi savaş fonu ile de savunma sanayinin güçlendirilmesi planlanmıştı.

Geçtiğimiz ay da Küçük Mükelleflere Yönelik Vergilendirme (KATA) sisteminde değişikliğe gidildi. KATA 3 yıl önce uygulamaya geçilmiş özel girişimciler, tek kişilik şahıs şirketleri ve sınırlı ortaklıklar için oldukça uygun bir vergilendirme sistemiydi.[3] Yıllık geliri 12 milyon HUF’un altında olan işletmeler KATA sisteminden yararlanabiliyordu. KATA ödeyen vergi mükellefleri ayda 50.000 HUF veya 75.000 HUF tutarında toplu vergi ödeyip, böylece tüm vergi yükümlülüklerini yerine getiriyorlardı. Oldukça kolay ve anlaşılabilir olması itibariyle sistem Start-Up dostu bir uygulama sunuyordu. Oturum izni olan yabancılar da şirket açarken bu sistemden faydalanabiliyordu.

Ancak hükümet son attığı adımla küçük işletmelerin ödeyeceği vergileri arttırmayı ve vergilendirme uygulamalarını detaylandırmayı öngören bir yasa tasarısı hazırladı ve yasa tasarısı parlamentoda bir gün içinde onaylandı. Eylülden itibaren yürürlüğe girecek yeni düzenleme ile yalnızca özel kişilere mal ve hizmet (taksi hizmetleri hariç) satan girişimciler KATA vergilendirmesi kapsamında kalabilecek. Onlar için aylık vergi 50.000 HUF (125 EUR) ile son derece düşük kalırken, yıllık gelir limiti mevcut 12 milyon HUF’dan (30.000 EUR) 18 milyon HUF’a (45.000 EUR) yükselecek. Yerli veya yabancı tüzel kişilere mal veya hizmet satan tüm Macar işletmeleri artık KATA kapsamı dışında kalacak ve yeni bir vergi planı uygulanacak. Yaklaşık 450 bin kişiyi etkileyecek bu değişiklik pek çok küçük işletme sahibini zor duruma sokmuş bulunmakta.

Hükümet, yeni vergi düzenlemesiyle aslında bütçe açığını bir ölçüde kapatmayı hedefliyor. Ancak, mali yılın ortasında yapılan bu yeni vergilendirme düzenlemesine uyum sağlayamayan pek çok küçük işletme kuvvetle muhtemel ya ortadan kalkacak ya da yasal olmayan yollardan faaliyetlerine devam edecek ve her iki durumda da aslında yeni sistem devlete daha fazla vergi geliri üretmeyecek. Öte yandan, KATA rejiminden ayrılan girişimcilerin vergi yükünün önemli ölçüde artması nedeniyle müşterilerine sundukları hizmetlerin de daha pahalı hale geleceği tahmin edilmekte. Sanayi sektöründeki fiyat artışları da hali hazırda tırmanan enflasyonun daha da artmasına neden olacak. Enflasyonla mücadele edilmesi gerekirken akıllarda tek soru beliriyor; bu ne yaman çelişki?

[1] https://www.portfolio.hu/gazdasag/20210413/globalis-minimumado-ez-nem-csak-magyarorszagnak-fajhat-477960.  Ayrıca bknz. https://www.origo.hu/itthon/20220720-a-globalis-minimumado-jelentene-a-kegyelemdofest-az-europai-gazdasagnak.html.

[2] Açıkmeşe, Sinem Akgül. “Uluslararası İlişkiler Teorileri Işığında Avrupa Bütünleşmesi.” Uluslararası İlişkiler Dergisi 1, no. 1 (2004): 1-32., p.11.

[3] https://gurcanpartners.com/en/company-taxation-in-hungary/?_ga=2.150494838.1351109415.1660234263-1878027146.1659523034.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI