Bu yürüyüş kutlu bir yürüyüştür. Biz yaptığımız için söylemiyorum. Herkesin vicdanına seslendiğimiz için, herkesi bu sürece kattığımız için ve herkesin nasıl bir ülkede yaşamak istediğini yeniden gündeme getirdiğimiz için kutlu bir yürüyüştür.
Her iktidar belli icraatlar, süreçler, uygulamalar ve kavramlarla anılır. AKP iktidarını bir kavramla anlatmak gerekirse bu kavram hiç kuşkusuz Adaletsizlik olurdu. Türkiye tarihinin en büyük, en ağır, en korkunç adaletsizlikleri bu dönemde yaşandı. Bu ülkede adaletsizliğe uğramayan tek bir kesim ve AKP elitleri dışında tek bir kişi kalmadı.
Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gençler, işçiler, memurlar, doktorlar, avukatlar, öğrenciler kısacası herkes ama herkes adaletsizliğe uğradı. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı bu yürüyüş işte bütün bu adaletsizliklere karşı bir yürüyüştür. Biz hakkı, hukuku yok sayılan bütün ezilenler için yürüyoruz. Hiçbir siyasi görüş, parti, inanç, din, mezhep ayrımı yapmadan yürüyoruz. Bu ülkenin bütün insanları için haklı bir dava başlattık. Bu yüzden bu yürüyüş bütün halkımız için yapılmaktadır ve yürüyüşün asıl sahibi halktır.
Bu yürüyüş milletvekilimiz Enis Berberoğlu şahsında Gazi Meclisimize yönelik AKP ablukasını, milletin iradesini kuşatmak isteyen otoriter ve tek adam zihniyetine karşı bir büyük karşı çıkıştır.
Bütün bunlardan ayrı olarak Adalet Yürüyüşü AKP’nin kirlettiği bütün kavramları temizleme çabasıdır. Adında adalet olup adaleti bu kadar kirleten bir parti en çok adalet kavramına, kurumlarına, hakkına zarar vermiştir. İşte biz Adaletin aslında ne olduğunu herkese anlatıyoruz. Herkese şunu söylüyoruz adalet olmadan, eşit, özgür ve huzur için bir yaşam olamaz. Her şeyin temelinde adalet olduğu için yüzlerce km’lik yolu yürüyoruz. Şimdi inanç, kararlılık ve umutla herkesi yanımızda yer almaya birlikte geleceğe yürümeye ve adaleti ülkenin her karışında hakim kılmaya çağırıyorum.
