Sözün özü; mükelleflerin varlık barışından faydalanmaları mutlak suretle kendi yararlarına olacak olup kanun koyucu ise, ilgili varlıkların kaynağını sorgulamadan Mevlana’nın felsefesinden hareket ederek “Gel gel ne olursan ol yine gel” demektedir! 7256 sayılı Kanun ile hali hazırda 1 yılı aşkın süredir uygulanmakta olan ve yurt dışında bulunan altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarıyla yurt içinde gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan, ancak; kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların belirli usuller çerçevesinde sisteme entegrasyonunu sağlayan varlık barışı müessesesinde süre, Cumhurbaşkanı kararı ile son kez olmak üzere 6 ay daha uzatılmış olup ilgili müessesede, yurt dışı ve yurt içi varlıklara yönelik olarak iki ayrı uygulama bulunmaktadır. Yurt dışı varlıklar özelinde bakıldığında, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, Gelir Vergisi Kanununun geçici 93 üncü madde hükümleri çerçevesinde, 30/06/2022 tarihine kadar (bu tarih dahil) Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildiren gerçek ve tüzel kişiler; ilgili varlıkları, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde Türkiye’ye getirmek veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer etmek şartıyla söz konusu varlıklar üzerinde serbest tasarruf hakkına sahip olacaklardır. (Tebliğin 1 no’lu ekinde yer alan form ile banka veya aracı kurumlara bildirimde bulunulacak olup bağlı olunan vergi dairesine herhangi bir bildirimde bulunulmayacaktır.) Söz konusu varlıkların fiziki ortamda Türkiye’ye getirilmesi halinde, 30/06/2022 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirilmesi kaydıyla ülkeye giriş sırasında Gümrük İdaresinden alınan belgeler, varlıkların Türkiye’ye getirilmiş olduğunun tevsikinde kullanılabilecektir. Diğer yandan, Yurt dışında bulunan varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 17/11/2020 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/06/2022 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacaktır. Bu hükümden yararlananların, kredilerini kapattıklarına dair yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan alacakları tevsik edici belgeleri talep edildiğinde ibraz etmek üzere muhafaza etmeleri yeterlidir. Yurt içi varlıklar için durum biraz farklılık arz etmektedir. Şöyle ki, Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, madde kapsamında 30/06/2022 tarihine (bu tarih dâhil) kadar, 31318 sayılı Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğin eki Ek-2’de yer alan bildirim ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine elektronik ortamda bildirilebilecektir. Taşınmazlar dışındaki bildirime konu olan bu varlıkların, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırılması gerekmektedir. Bu minvalde, bildirime konu kıymetlerin banka veya aracı kurumlara yatırılarak varlıklarının ispatlanması ve banka ve aracı kurumlarca düzenlenmesi zorunlu belgelerle tevsiki şarttır. Varlık barışı uygulaması kapsamında bildirilen taşınmazlarını ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde ise, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilir. Yukarıda belirtilen usul ve şartlarda yurt dışı ve/veya yurt içinde bulunan varlıkların ekonomiye kazandırılması halinde kanun koyucu, mükelleflere azımsanmayacak derecede önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu avantajlara değinecek olursak; *Kapsam dahilindeki kayıt dışı varlıklarınızı, vergi idaresi tarafından herhangi bir yaptırıma/sorgulamaya tabi tutulmadan kayıtlı hale getirebilirsiniz. *Bildirimde bulunan mükellefler herhangi bir vergi tarhiyatına/cezasına/incelemesine muhatap tutulmayacaktır. *Bildirimde bulunulan ve defter kayıtlarına intikal ettirilen varlıklar gelir hesaplarıyla ilişkilendirilmeyecek ve dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacaktır. *Serbest tasarruf hükmü gereği, getirilen varlıklar işletme ortaklarınca kar dağıtımıyla ilişkilendirilmeden/stopaja tabi tutulmadan vergisiz olarak işletmeden çekilebilecektir. Diğer bir deyişle ilgili kayıt dışı varlıklarınızı usulünce sisteme girdi çıktı yaparak kayıtlı hale getirip hiçbir vergi tarhiyatına muhatap tutulmadan gönlünüzce kullanabilirsiniz! Sözün özü; mükelleflerin varlık barışından faydalanmaları mutlak suretle kendi yararlarına olacak olup kanun koyucu ise, ilgili varlıkların kaynağını sorgulamadan Mevlana’nın felsefesinden hareket ederek “Gel gel ne olursan ol yine gel” demektedir!