Perşembe, Mart 28, 2024

Uzaktan eğitim felaketi

Armağan Öztürk
Armağan Öztürk
1980 yılında doğdu. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı. Önce Kocaeli Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, ardından da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Aynı üniversitede 2014 yılında siyaset bilimi doktorasını tamamlayan Öztürk’ün çalışmaları daha çok siyaset felsefesi, siyaset teorisi ve siyaset sosyolojisi gibi alanlarda somutlaşmıştır. Evli ve bir çocuk babası olan Öztürk 2014 yılından beri Artvin Çoruh Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Öztürk 2017 yılından beri Siyasi Düşünceler Tarihi alanında Siyaset Bilimi Doçenti unvanına sahiptir. Yazarın akademik makaleleri Ankara SBF, İstanbul SBF, Doğu Batı, Düşünen Siyaset, Felsefe Tartışmaları, Felsefelogos, Liberal Düşünce, Muhafazakar Düşünce, Cogito ve Birikim gibi belli başlı dergilerde yayınladı. Ayrıca Radikal 2, Birgün, Cumhuriyet, Politikyol ve Gercekgündem’de çok sayıda güncel yazısı yayımlanan Öztürk’ün daha önce Dipnot Yayınlarından Toplumsal Üzerine Yeni Perspektifler, Phoenix Yayınlarından Yeni Sol Yeni Sağ ile Postyapısalcılık, Doğu Batı Yayınlarından Res Publica ve Kavramlar Tarihi: Özgürlük, Tekin Yayınlarından Güncel Sosyolojik Tartışmalar adıyla beş derleme kitabı basıldı. Öztürk’ün yüksek lisans tezi Doruk Yayınlarınca Liberal Adalet, doktora tezi yine Doruk Yayınlarınca Cumhuriyetçilik ve Liberalizm, makaleleri ise Lotus Yayınlarınca Prometheus Ateşi ismiyle kitaplaştırıldı. Öztürk’ün makalelerini birleştirdiği bir diğer kitabı 2019 Yılında Doruk Yayınlarınca Siyaseti Düşünmek bağlığıyla basıldı. Nomos Yayınları Türkiye Tartışmaları serisinin editörlüğünü üstlenen Öztürk, bu seri kapsamında Political Culture of Turkey in the Rule of the AKP, The Transformation of Publicity in Turkey ve Living Together kitaplarının editörlüğünü yaptı. Öztürk’ün son kitap çalışmaları Yurttaşlık ve Demokrasi başlığıyla Nika Yayınları ile Siyasal ve Sosyal Kuram adıyla Çizgi Yayınlarından basıldı.

Üniversitelerin yurt kapasitesini kullanmak için uzaktan eğitime geçmesi yanlış bir karardır. Uygulama sırasında hepimiz şahit olacağız. Depremzedelerin barınma sorunu çözülse de onların alıştıkları sosyal hayattan bu şekilde koparılması daha ciddi sorunlara yol açacak.

Siyasi iktidar üniversiteler için uzaktan eğitim kararı aldı. Türkiye’deki tüm üniversiteler bahar döneminde uzaktan eğitim verecek. Kararın resmi gerekçesi KYK yurtlarıyla ilgili. Üniversite öğrencilerinin barındığı yurtlar depremzedelere tahsis edilecek. Bu nedenle öğrencilerden evde eğitim alması isteniyor. Depremzedelerin barınma ihtiyacı bugün itibariyle devletin ve milletin en acil sorunudur. Diğer hiçbir ihtiyaç ve konu bu mesele kadar önemli değil. Ortada bir yüksek çıkar var. Her alan veya her diğer alandaki beklentiler bu yüksek çıkar için feda edilebilir nitelikte. Kimsenin bu mantığa diyeceği bir şey yok. Ama ülkedeki tüm üniversiteleri yurtlarında deprem mağduru aileler kalsın diye kapatmak yine de yanlış bir karar. Neden mi?

Öncelikle yetkilileri bu kararı almaya iten var sayım sorunlu. Hükümetin bulduğu çözüm hayatın normal akışına aykırıdır. Şöyle bir şeyi mi düşünüyor devlet erki? Adıyaman’da evi yıkılan bir aile Trakya Üniversitesinin Edirne’deki yurduna yerleştirilecek. Peki ya sonrası? Bu aile nasıl yaşayacak? Ev hayatın bir boyutu. Ama evin dışında başka sosyal ilişki biçimleri de var. Mesela okul. Deprem bölgesindeki okullar açık kalacak mı? Açık kalacaksa ortaya şöyle bir tablo çıkacak. Maraş’ta evi yıkılan bir ailenin çocuğu Çanakkale’de bir yurtta yerleştiği için lise eğitimine Çanakkale’de devam edecek.

Ama evi yıkılmayan diğer arkadaşları Maraş’ta kalıp okullarına eskisi gibi devam edecek. Bu durumun ne kadar sürdürülemez, anormal ve travmatik bir şey olduğunu göremiyor mu yetkililer? Aynı sorun iş yaşamı için de geçerli. Depremde kayıp yaşamış bir ailenin bazı fertleri çalışıyorsa ne olacak peki? Aileyi Hatay’dan alıp Samsun’da yurda yerleştiren devlet o kişilere Samsun’da iş bulacak mı? Nereden baksan tutarsızlık.

Bakın açık konuşalım. Depremde yakınlarını kaybetmiş, evleri yıkılmış insanlar bu ülkenin en büyük önceliğidir. Biz bir milletsek geriye kalan herkes o insanlara elinden geldiği ölçüde, gerekirse kendi hayatından fedakârlık yaparak yardım yapmak zorunda. Ama devletin deprem mağdurlarını yurtlara yerleştirme ve bu nedenle üniversiteleri kapatma kararı depremzede vatandaşlarının hayatlarını iyileştirmeyecek, aksine daha büyük sorunlara yol açacaktır. Bizim yaraları sarmaya ve hayatı normalleştirmeye ihtiyacımız var. Deprem mağduru kişileri 6 aylığına işinden, okulundan ve sosyal çevresinden uzaklaştırıp tanımadığı bir ilde bir yurt odasına gönderdiğimizde sorunları çözmüş olmuyoruz.

Olayın ikinci boyutu deprem bölgelerindeki üniversitelerle ilgili. Deprem coğrafyasındaki 10 üniversitenin tüm yurtları yıkıldı mı? Yıkılmadıysa bu üniversitelere devam eden öğrencileri başka yerlere nakledip o yurtları deprem mağduru ailelere vermek seçeneği neden uygulanmıyor? Gaziantep’teki öğrenciler bir dönem İstanbul’da okuyabilirler. Gaziantep Üniversitesinin yurtları ise kentteki depremzedelere verilebilir. Ayrıca bütün üniversiteleri bir felakete mahkûm etmek yerine ara formül geliştirilebilirdi. Devletin sayısız misafirhanesi var. Neden öncelikle buralara yerleştirme kararı alınmadı? Kışlalar, oteller, pansiyonlar bölge halkı için bir seçenek değil mi?

Son olarak uzaktan eğitimin kendisine değinmek istiyorum. Uzaktan eğitimi 2 yıl boyunca denedi Türkiye. Öğrenme kayıpları had safhada. Ne hoca hocalık yapabiliyor ne öğrenci öğrenci gibi davranıyor. Teknolojik alt yapı var şüphesiz ki. Ama eğitim-öğretim insanın yerine teknolojiyi koyarak halledilecek bir şey değil. Bu dönem de uzaktan eğitim yapılırsa üniversiteden mezun olan bir genç 4 yıllık eğitim öğretim hayatında sadece 1.5 sene okul binasına gitmiş, bir hocayı yüz yüze amfide dinlemiş olacak. Bir nesli kaybetmiş oluyoruz bu şekilde.

Ez cümle, üniversitelerin yurt kapasitesini kullanmak için uzaktan eğitime geçmesi yanlış bir karardır. Uygulama sırasında hepimiz şahit olacağız. Depremzedelerin barınma sorunu çözülse de onların alıştıkları sosyal hayattan bu şekilde koparılması daha ciddi sorunlara yol açacak. Bu arada milyonlarca genç, o gençlerin aileleri, akademisyenler, üniversite öğrencilere hizmet eden sayısız işletme çok kötü bir 6 ay geçirecek.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

Armağan Öztürk
Armağan Öztürk
1980 yılında doğdu. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı. Önce Kocaeli Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, ardından da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Aynı üniversitede 2014 yılında siyaset bilimi doktorasını tamamlayan Öztürk’ün çalışmaları daha çok siyaset felsefesi, siyaset teorisi ve siyaset sosyolojisi gibi alanlarda somutlaşmıştır. Evli ve bir çocuk babası olan Öztürk 2014 yılından beri Artvin Çoruh Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Öztürk 2017 yılından beri Siyasi Düşünceler Tarihi alanında Siyaset Bilimi Doçenti unvanına sahiptir. Yazarın akademik makaleleri Ankara SBF, İstanbul SBF, Doğu Batı, Düşünen Siyaset, Felsefe Tartışmaları, Felsefelogos, Liberal Düşünce, Muhafazakar Düşünce, Cogito ve Birikim gibi belli başlı dergilerde yayınladı. Ayrıca Radikal 2, Birgün, Cumhuriyet, Politikyol ve Gercekgündem’de çok sayıda güncel yazısı yayımlanan Öztürk’ün daha önce Dipnot Yayınlarından Toplumsal Üzerine Yeni Perspektifler, Phoenix Yayınlarından Yeni Sol Yeni Sağ ile Postyapısalcılık, Doğu Batı Yayınlarından Res Publica ve Kavramlar Tarihi: Özgürlük, Tekin Yayınlarından Güncel Sosyolojik Tartışmalar adıyla beş derleme kitabı basıldı. Öztürk’ün yüksek lisans tezi Doruk Yayınlarınca Liberal Adalet, doktora tezi yine Doruk Yayınlarınca Cumhuriyetçilik ve Liberalizm, makaleleri ise Lotus Yayınlarınca Prometheus Ateşi ismiyle kitaplaştırıldı. Öztürk’ün makalelerini birleştirdiği bir diğer kitabı 2019 Yılında Doruk Yayınlarınca Siyaseti Düşünmek bağlığıyla basıldı. Nomos Yayınları Türkiye Tartışmaları serisinin editörlüğünü üstlenen Öztürk, bu seri kapsamında Political Culture of Turkey in the Rule of the AKP, The Transformation of Publicity in Turkey ve Living Together kitaplarının editörlüğünü yaptı. Öztürk’ün son kitap çalışmaları Yurttaşlık ve Demokrasi başlığıyla Nika Yayınları ile Siyasal ve Sosyal Kuram adıyla Çizgi Yayınlarından basıldı.
spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI