Perşembe, Mart 28, 2024

Ulusal Egemenlik kavramının değişen dinamizmi

21.Yüzyıl Ulusal Egemenlik kavramı dış politikada bağımsızlığı koruyan güçlü bir tutum sergileyerek, iç politikada ise çatısı altında yaşayan ulusa yönelik en yumuşak demokratik tavırla güç kazanmaktadır.

Geçtiğimiz hafta geride bıraktığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 23 Nisan Bayramı’nın hikâyesini kaleme almıştım. Bu hafta, her 23 Nisan’da yükselen algı sebebiyle başka bir konuyu okurlarımıza sunmak istiyorum. Her 23 Nisan’da, bayramın daha çok ‘’Çocuk Bayramı’’ tarafı ön planda tutulurken maalesef ki ‘’Ulusal Egemenlik’’ özü arka planda kalmaktadır. Hâlbuki 23 Nisan, ‘’Çocuk Bayramı’’ kadar ulusal egemenliğimizi kazandığımız ruhun da günüdür. Ancak Ulusal Egemenlik kavramı, değişen dünya konjonktürüyle birlikte 1920’lerden farklı bir mana kazanmıştır.

Küreselleşme ile başlayan yeni dünya düzeninin milâdı, ilk olarak sermaye hareketlerinin tüm dünya bölgelerinde ivme kazanması ve ulusal ekonomik pazarlarla kurduğu yakın temaslara göre değer kazanmasıyla dünya siyasi atmosferinde bir kırılma noktası yaratmıştır. Bütün bu gelişme ve olgular, uluslararası ilişkilerin temelini küresel boyuta taşırken sınırların silikleşmeye başlaması, ekonomi ile sınırlı kalmamış iktisadi ve sosyo-kültürel homojenlik 17.yüzyıl’da Avrupa’daki teritoryal devlet sisteminin mevcudiyetini menfi şekilde etkilemiştir.

17.yüzyılda merkezi krallık modeliyle vücut bulan Ulusal Devlet anlayışının, 19. yüzyılda Ulus-Devlet modeline dönüşümündeki en önemli momentlerden birini oluşturan Ulusal Egemenlik kavramı, 20. yüzyıl siyasi atmosferini şekillendiren en etkili siyasi olgu olmuştur.

Kökenleri 19. yüzyıl batı Avrupası’na dayanan Ulusal Egemenlik kavramı, 20. yüzyıl sonrasında arkaik bir durumu teşkil ederken günümüz global politikasında da değişken bir kimlik kazanmış ve bugünün yeni Egemenlik anlayışı; Machiavelli’nin katı egemenliği, Bodin’in totoliter egemenliği, Hobbes’in otoriter egemenliği, Rousseau ve Sieyes’in Ulusal Egemenlik anlayışından farklı bir anlama bürünmüştür.

Başlangıçta salt devlet bekasına optimize bir anlayış taşıyan Ulusal Egemenlik kavramı, çağımızda devletin temellerini teşkil eden insan ve özgürlükleri ön planda tutmaktadır. 21. yüzyıl siyasi konjonktürü içerisindeki Ulusal Egemenlik anlayışının temelini üç önemli sütun oluşturmaktadır.

Bunlardan birincisi halkın oluşturduğu ulus unsurudur. Ulusal Egemenlik kavramının Yürütme ve Yargı kuvvetlerinin pratiğindeki gücü, ulus unsuruna dayanmaktadır. İkincisi, ülkedeki mevcut sınıfsal yapının mahiyetidir. Zira sınıflar arası hissedilen ayrım, Ulusal Egemenlik kavramının İç Göreli Özerklik ilkesiyle çelişmesine neden olmaktadır. Üçüncüsü ise olmazsa olmaz demokrasinin pratizesidir. 19. yüzyılda “Çoğunluğun İradesi” manasına gelen bu olgu, 21. yüzyılda “Üst erkin, alt-kimliklere duyduğu saygı” karşılığına evrilmiştir.

Çokluk otoriteryası günümüzde, elde ettiği siyasal gücü sınırsız kullanamazken toplumda her türlü düşünceye karşılık gelen; fikir, istek ve duygudan oluşan çok sesliliği göz ederek onların haklarını da korumak zorundadır. Zira demokrasinin mayası ve ulus bütünlüğünün harcında, birbirine ve karşıt olana saygı duymak yer almaktadır. Keza çatısı altındaki tüm vatandaşlarına adaletli ve hukuk kuralları çerçevesince eşit davranmayan bir devlet,  ulus bütünlüğünü bozarak ulusal kuvvetin güç kaybetmesine zemin yaratmaktadır.

Çokluk otoriteryası günümüzde, elde ettiği siyasal gücü sınırsız kullanamazken toplumda her türlü düşünceye karşılık gelen; fikir, istek ve duygudan oluşan çok sesliliği göz ederek onların haklarını da korumak zorundadır.

Çağımızda Ulusal Egemenlik kavramının hissedilen en etken ilkesi ise Dış Göreli Özerkliktir. Keza bir devletin diğer devletler karşısındaki etkisi, bölgesel ve küresel kuvvet dengesiyle özellikle uluslararası sistemin yapısı gibi birçok etken, bu mefhumun pratiğini kısıtlamaktadır.

Küreselleşmenin dünyayı etkisi altına alması ve alt-kimliklere saygı ilkesinin bilhassa 1990’larla beraber uluslararası ilişkilerin vazgeçilmez şartı haline gelmesi neticesinde uluslararası standartlarla uyuşmayan devletler, yoğun bir biçimde dış müdahaleye maruz bırakılmaktadır.

Dolayısıyla 21. yüzyılda Ulusal Egemenlik kavramının Dış Göreli Özerklik özelliği, hâlihazırda halen dışarıya yönelik ‘’güç’’ unsuruna dayanmakta ancak içe yönelik manada tam tersi tutumla zora dayanmadıkça güçlenmektedir. Özetle 21. Yüzyıl Ulusal Egemenlik kavramı dış politikada bağımsızlığı koruyan güçlü tutum sergileyerek, iç politikada ise çatısı altında yaşayan ulusa yönelik en yumuşak demokratik tavırla güç kazanmaktadır.

Türkiye’de esasında Genç Osmanlılara kadar dayanan ve daha önce çok güçlü bir şekilde dillendirilmese de çeşitli tartışmaların konusu olan Ulusal Egemenlik kavramı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılmasıyla birlikte Türk siyasal hayatında tezahür ederken bugün 21. yüzyıl konjonktüründe Türkiye için kökleri 23 Nisan’a bağlı ancak 23 Nisan’dan öte bir dinamizme sahip olmuştur.

Cumhuriyetle beraber ciddi bir ivme kazanan batılılaşma/modernleşme demokratikleşmesini henüz tam anlamıyla tamamlamamıştır. Zira demokrasi, durağan değil dinamik ve sürekliliği kendisine hedef edinen bir yapıya sahiptir. Türkiye, artık 21. yüzyılın gelişim ve realitesi karşısında 1930’lı yıllar resmi ideolojisinin yetersiz kaldığını kabul etmelidir. Bu durum, iç politikadaki demokrasinin geliştirilmesi ve uluslararası politikanın da müdahalesini en aza indirgemek adına iç ve dış politika nazarında zaruret teşkil etmektedir. Keza Türkiye, küreselleşmenin ana aktörleriyle aynı güce sahip olmasa da küreselleşmenin etkin devletlerinden biridir ancak iç politikada yaşanan siyasi tahribat ve kültürel yıkım, Türkiye’nin dış politikadaki gücünü zayıflatmakta ve bu durum, yine iç politikadaki ulusal egemenlik alanına dışarıdan müdahaleyi yükseltmektedir. Türkiye, ancak içerideki demokrasisini güçlendirdikçe dışarıda da güçlü, güven veren müreffeh bir yapıya sahip olacaktır. Zira bugün Türkiye’nin yaşamış olduğu siyasi, iktisadi ve sosyo-kültürel sıkıntıların temelinde yatan gerçek budur.

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI