Batı'nın büyük çelişkisi, Avrupa vatandaşlarının Ukrayna'da Rus işgaline karşı savaşma fikrini sempatik bulması ancak Amerikan işgaline karşı gönüllü olarak Irak’a gelen Arap ve Müslüman gençleri teröristler olarak nitelemesidir. Yasir Zeatire İngiliz spiker, ona bir kızı olduğunu hatırlatarak Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’a "Rus bombalarının çocukları öldürdüğünü bilerek geceleri nasıl uyuyabiliyorsunuz?" diye sordu. Lavrov yanıtında, tüm askeri operasyonlarda askerlerin de sivillerin de hayatını kaybettiğini ve Rus ordusunun sivil kayıpları önlemek için "katı talimatları" olduğunu söyledi. Yine de yüzlerce sivilin hayatını kaybettiğini belirten spiker, ona Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde kendini nasıl savunacağını sordu, Lavrov ise "savaşta tali zarar ifadesini" icat edenin Rusya olmadığını, Batılıların ve onlardan da önce pek çok kişinin "Irak'taki maceraları sırasında" bu gerekçeye sığındıklarını söylemekten başka bir cevap bulamadı. Ardından ona bu soruyu soran gazeteciye, bu durumlarda “duygusal yükleme yöntemini” kullanıp kullanmadığını sordu! Resmin diğer yüzü: İngiliz "The Guardian" gazetesi, Ukrayna'nın Şastya ve Volnovakya kasabalarında Rus güçlerinin 2016 yılında Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde uyguladıkları "topyekûn imha" politikasına başvurduğunu yazdı (Halep katliamını hatırlatarak söyledi bunu!). Ve "Volnovakya"daki yerel bir milletvekilinden alıntı yaparak "saldırı hala o kadar şiddetli ki cesetler henüz toplanmadı" dedi. Elbette, karşılaştırmalar yapılacak. Halkımızı hedef alan Batılıların sicilini hatırlatmak, dünyanın özgür insanlarının Arap medyasında, adaletli bazı Batılı medyada ve sosyal medyada sık başvurduğu bir şey. Filistin'de olup bitenlerin karşısında Ukrayna ile ilgili söylemdeki bariz çelişki (yetmiş yıldır İsrail’e hiçbir şey yapmamasına karşılık uluslararası hukuku ihlal ettiği ve egemen bir devlete saldırdığı gerekçesiyle birkaç gün içerisinde Rusya’ya karşı etkili yaptırımlar) akla geliyor. Batılıların buna tepkisi ise, Putin'in Suriye'deki katliamlarını ve ondan önce “Çeçenistan”ı hatırlatma şeklinde oldu. Bu anlamda kanımızın Batılılar nezdinde hiçbir değeri olmadı; Ne Irak'ta, ne Suriye'de, ne Filistin'de. Bugün Batı, sözü edilen bariz çelişkilerle yetinmedi, siyasetçiler ve bazı gazetecilerinin açıklamalarına da yansıyan beyaz ten ve mavi gözler ifadelerinin kullanıldığı ırkçı skandalların yanı sıra bütün bunların üzerine savaştan kaçan insanlara karşı ırkçılık da eklendi. Kaçanları renge göre ayırt eden resmi politikalar meselesine hiç girmiyorum bile. Batı'nın yaşadığı büyük çelişki, Avrupa vatandaşlarının Ukrayna'da Rus işgaline karşı savaşmak için gönüllü olacakları fikrini son derece sempatik bulurken Amerikan işgaline karşı savaşmak için gönüllü olarak Irak’a gelen Arap ve Müslüman gençleri teröristler olarak nitelemesidir. Ayrıca bazıları terörist olarak sınıflandırılan grupların üyesi olmamasına rağmen, acımasız bir tiranla mücadele ederken Suriye halkının yanında yer alan ve bunun sonucu olarak da İran ve Rus işgaline karşı mücadele eden kişiler de terörist olarak damgalanmışlardı. Çelişkiler, çıkarlarına ulaşmak için insanlığı ayakları altında alan ve amaçlarına ulaşmak için her türlü yalan ve sahtekârlığı kullanan güçleri ifşa ediyor. Burada, Irak'ın işgalini haklı çıkarmak için Bush ve Blair tarafından icat edilen kitle imha silahları efsanesini hatırlamalıyız. Sonra Putin'in Suriye şehirlerini yakmayı, "meşru" bir rejimin onu uluslararası bir görevi yerine getirmek için çağırdığını söyleyerek gerekçelendiriyoruz! Bütün bunları sadece Batı'nın çelişkisini ya da sefil “Putinist” mantığı ifşa etmek için değil, aynı zamanda ulusal çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir insani erdem tanımayan güçleri anmak ve başından beri beşeri savunma olarak nitelendirilen savaşın bazı erdemlerine işaret etmek için de yapıyoruz. Bu da onları, Putin, Ortodoks dini bir ruhla “Çar”ı yeniden diriltmeye çalışan bir emperyalist olsa da gerek ondan “çağın Lenin'i” çıkarmaya çalışan ideolojik kesimler olsun gerekse savaşa karşı çıkarak en yüce inkılap rehberleri tarafsızlıktan yana olmasına rağmen Putin propagandası yapan İran yanlıları olsun, Putin'in açtığı savaşta onunla birlikte raks eden ve hala raks etmeye devam eden “direniş” yanlılarının yanına götürüyor. Her iki durumda da biz, hayatta kalması ABD dâhil bütün büyük güçlerin tercihi olmasına rağmen Rus tiranının Suriye tiranının hayatta kalmasına yardım ettiği pozisyonla karşı karşıyayız. İsrail de bu ülkedeki savaşın, Suriye rejimi yıkılmaksızın, savaşan bütün tarafları tüketen ve yutan bir kara delik olarak kalmasını istemiştir. Bu nedenle sonuçları ne olursa olsun bu, faydalı bir savaştır. Yalnızca yeni uluslararası güç dengesini haber veren bir dönüm noktası olduğu için ya da zayıflara fayda sağlayan çok kutuplu bir yapıyı müjdelediği için değil, aynı zamanda bazı güçlerin (ve onların dostu olan Siyonistlerin) çelişkilerini ortaya çıkardığı için de faydalıdır. --- Çeviren: İslam Özkan Yasir Zeatire’in bu makalesi, Arabi 21 adlı haber ve yorum sitesinden, İslam Özkan tarafından Arapçadan tercüme edilmiştir.
Editör: TE Bilisim