Siyasette, atanan kayyımların gölgesinde yeni çözüm süreci tartışmaları hız kesmeden sürüyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Meclis açılışında DEM Partili milletvekileriyle tokalaşmasıyla başlayan süreç, MHP liderinin Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Meclis'te konuşması yönündeki çağrısından sonra yeniden gündeme oturmuştu.

DEM Parti Milletvekili ve Abdullah Öcalan'ın yeğeni Ömer Öcalan da bir süredir, Abdullah Öcalan'la görüşmek için resmi kurumlarla temas halindeydi. Öcalan, Ağustos 2024'te Adalet Bakanlığı’na başvurarak görüşme talebinde bulunmuştu.

Öcalan’la 43 ay sonra ilk görüş gerçekleşti. Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan, 23 Ekim’de İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmüştü. Ömer Öcalan'ın ilettiği mesajda Abdullah Öcalan, Bahçeli'nin teklifine verdiği yanıtta, “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” sözlerini sarf ederek iktidara bir mesaj vermişti.

Öcalan ile görüşme ve Bahçeli'nin Meclis çatısı altında art arda çıkışları siyasette çokça konuşulurken Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sürece dahil olup olmayacağı merak konusu olmuştu.

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yeni sürece destek vermeye hazır olduğu öne sürülmüştü.

Rudaw’a konuşan Kürt siyasetçi ve Avukat Sıdkı Zilan, 17 Kasım’da görüştüğü Selahattin Demirtaş’ın görüşlerini aktardı.

Zilan, Demirtaş’ın yeni süreçte ne devletin ne de AK Parti’nin kendisiyle doğrudan görüşme yapmadığını dile getirdiğini aktardı.

'Cezaevinden bu sürece katılmayacak'

Demirtaş’ın yeni süreçte rol almaya hazır olduğunu belirten Zilan, “Kürt sorununu müzakere etmek için serbest bırakılması gerektiğini ve cezaevinde bu sürece katılamayacağı mesajı iletmek istediği izlenimi edindim” açıklamasını yaptı.

Demirtaş'ın 'çözüm' şartı

Zıdkı Zilan’ın aktardığına göre; Demirtaş, “Devlet ile PKK’nin barışması sorunun çözümünü sağlamaz. Toplumun tüm katmanları sürece dahil edilmelidir. Süreç bu şekilde ilerlemezse toplumsal barış sağlanamaz. Çözüm, Kürtlerin devlete ortak edilmesiyle sağlanır” ifadelerini kullandı.

Görüşme 17 Kasım'da gerçekleşti

Avukat Sıdkı Zilan ve avukat Mahmud Koyuncu, 17 Kasım’da Edirne Cezaevi’ndeki HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la bir görüşme gerçekleştirdiğini duyurmuştu.

Zilan, görüşmeye ilişkin şunları aktarmıştı:

*Av. Mahmud Koyuncu ile beraber, Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP E. Genel Başkanı Sayın Selahaddin Demirtaş’ı ziyaret ettik. Tüm dostların selamlarını kendisine ilettik. Kendisin de tüm dostlara selamları var. Uzun bir aradan sonra çok verimli bir görüşme oldu. Çok arzu etmemize rağmen, önceki dönem Dîyarbekir Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Sayın Selçuklu Mızraklı ile hükümlü ve hafta sonu olması nedeniyle görüşemedik. Elbette Mızraklı da, Demirtaş da asla suçlu değil, özgürlükleri hukuka rağmen kısıtlanmış insanlarımızdan ikisi.

'Sorumluluk almak istiyor'

*Demirtaş’ın, yüzlerce Kürt siyasi şahsiyeti gibi, 8 yıldır hukuka aykırı bir şekilde tutuklu veya hükümlü olması Türkiye ve Kürdistan halkına yapılan bir kötülüktür. Yıllar sonra Demirtaş’ı tam bir tevekkül ve barış insanı olarak gördüm. Tüm gayreti toplumsal barışın inşası… Toplumsal barışın ihtiyaç olduğunu, mevcut aktörlerin barışması ile bu barışın tam olarak sağlanmasının mümkün olmadığını, barışı tüm toplum katmanlarına yaymak gerektiğini belirtti.

Hatimoğulları'ndan partisini tehdit eden Bahçeli'ye: DEM Parti sizden daha fazla Türkiyeli Hatimoğulları'ndan partisini tehdit eden Bahçeli'ye: DEM Parti sizden daha fazla Türkiyeli

*Bu çerçevede herkes ve her kesimle görüşmenin elzem olduğunu belirtti. Kendisinin de bu barışa dair sorumluluk almak istediğini, buna kendini mecbur hissettiğini söyleyen Demirtaş; bu rolü cezaevinde değil, ancak cezaevi kapısının dışında oynayabileceğini dile getirdi.

'Sivil Kürt siyasetinin rehin tutulduğu bir denklemde Kürt meselesini konuşmanın zemini yok'

*Cezaevi koşullarında asla böyle bir müzakereye katılmayacağı manasında anladım. Kandil veya Öcalan’ın durumu ve konumu farklı olabilir, Öcalan ile cezaevinde de görüşme olmuş, bundan sonra da olabilir. Ama sivil Kürt siyasetinin rehin tutulduğu bir denklemde Kürt meselesini konuşmanın zemini yoktur.