Çarşamba, Nisan 24, 2024

Tutarlılık, değişim, dönüşüm

Siyasetin gerçekleri içinde konuşalım. Şimdi; dönüşüm iradesi ve yeni düzen vaadi gerek. Tutarlılık, güven, aidiyet gerek. Eminim, kimlik sorunlarını aşan ve demokrasinin bir “var olma” meselesi olduğunu sürekli hatırlatan bir anlayış siyaset sahnesinde hasıl olacaktır.

Bilinçle, ilgiyle, dikkatle, gerçek fikir birliğiyle, bilhassa depremi takiben beraberlik ve seferberlik duygusuyla, dayanışmayla, el ele ilerliyoruz. Tam bu zamanda bizler hukuki hakikatlerin altını çizerken bir büyük gelişme yaşandı. Masadan kalkıldığı dakikalarda Mutabakat Metni’nin hukuki karşılığını ele aldığım yazımı güncelliyordum. Girişi yeniden okudum:

“Türkiye’nin geleceği için, güzel ülkemizin hukuku, adaleti, yargısı ve en nihayetinde toplumsal mutluluğun, huzurun, adil hayatın gerçekleşmesi için belirleyici bir dönem içindeyiz. Hemen söyleyelim: Çok önemli bir tarihsel belge sıfatıyla 244 sayfa, 2300 vaat içeren “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” hukuk açısından memlekete ve evrensele sunulan iyi, tutarlı, yerinde bir hükümet programı önermesidir.” [1]

Bugünü dünden yarına değerlendirme bahsinde hemen söyleyelim: Tutarlılığı metinlerine dahi aktarabilmiş bir oluşumun nihayeti halinde de dil, yaklaşım, ifade manasında tutarlılık önemlidir. Roland Barthes’ın ifadesiyle, anlatım bir yasalar bütünüdür, dil ise onun kodudur. Hayatta, siyasette, hukukta üslup; samimiyeti, hüsnüniyeti ve tutarlılığı bilhassa uzun erimde açıkça gösterir.

Hatırlatalım, siyasi söylemlerin toplum gözünde meşruiyetinin yolu, ilkeler çerçevesinde oluşturulan kuralların işler olduğunu görmektir. Tutarlı bir metin, kutuplaşmayı ortadan kaldırma sürecinde etkin varlık gösteren bir birlik varken neticenin tutarlı edime uygun düşüp düşmediğini seçmenin karar vereceği bu durumda, şimdi istikametin nasıl olacağına birlikte bakalım.

Altılı Masa görüşmeleri sürecinde, kıymetlidir ki Anayasa değişikliği ve ortak Hükümet programı üzerinde duruldu. Başkan adayı isminin telaffuz edilmemesinin handikap yarattığı söylenilse de diyebiliriz ki: “Evet ama millet adayları konuşuyordu ve herkes bunu duyuyordu.”

DURUM NEDİR?

Her şeyden önce; deprem sonrası çalışmaların ve yine deprem ekseninde, İstanbul’da ve diğer şehirlerde deprem dirençli binalara ilişkin projelerin elbette bir numaralı gündem konusu olması gerekmektedir. Hal böyleyken ve deprem öncesi hiç durmadan konuştuğumuz ekonomi bahsi de halen alev alev yanarken halk, karar süreçlerine katıldığını bilmek ister. 

13 buluşma, ikili konuşmalar, yüzlerce temas olurken ve 14 Mayıs’a giderken birçok farklı aşamadan bugüne gelinmiştir. Hep politik meşruiyetin hukuktan kaynaklanmadığı sistemlerin modern demokratik hukuk düzeni olarak adlandırılamayacağını belirtiriz. Tabiri caizse masanın hukukuna uyulmuş mudur diye bakmanın ötesine geçerek amaçtan bahis açma zamanıdır.

Altılı Masa görüşmeleri sürecinde, kıymetlidir ki Anayasa değişikliği ve ortak Hükümet programı üzerinde duruldu. Başkan adayı isminin telaffuz edilmemesinin handikap yarattığı söylenilse de diyebiliriz ki: “Evet ama millet adayları konuşuyordu ve herkes bunu duyuyordu.”

Demokrasilerde halkı temsil anlamında oy çok önemli bir değişken kriter olmakla birlikte oyun siyasal meşruiyet ve aritmetik karşılığı anlamında konsensus, uzlaşı, birlik de mühimdir. Altılı Masa’nın Türkiye’deki kutuplaşmanın azalmasına etkileri büyük olmuştur. İşte bu nedenle, ortak anlayış ifadesinin altına ıslak imza atılmasına rağmen söz konusu hareket soru işareti oluşturmuştur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumu ile birlikte değerlendirilmesi gereken Altılı Masa’daki muhafazakâr partilerin puan ötesinde, bir şekilde kanaat önderleri olarak varlığı, önümüzdeki süreçte diyalog içinde bir Türkiye hakikatine katkı sağlamıştır.

İfade edelim ki Altılı Masa, parlamenter sisteme geçiş amacıyla bir araya geldi. Hedef parlamenter sisteme geçmek iken iktidar projesi içinde güç bölüşüm anlayışının üzerinde durmak belki de farklı bir bakış açısıyla dile getirirsek muhalefetin doğal aksını değiştirmiştir.

Millet toplumsal adaleti teminen yenilik, değişim, dönüşüm ve bu süreç içinde tutarlılık istiyor. Kurulu düzenin ötesinde, bilhassa deprem sonrası anayasal hak olan güven içinde huzurla yaşamayı istiyor. Uzlaşı kültürünün ileriye taşınmasını istiyor.

Ekonomi politikalarının hakkaniyet üzerine kurulmasını istiyor.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Ne olacağı bellidir. Mesele çözülecektir. Müzakere, doğru yöntemler, hedefe odaklanmak, eldeki verileri doğru okumak için siyaset kapısı açıktır. Kurgusal, steril, algıya yönelik mantığın çok ötesinde siyaset dinamiktir. Buradaki üzerinde durmamız gereken değişim istemi hikayesinin ana karakteri parti/ler değil, millettir, halktır, seçmendir. Sadece konuşarak, tane tane anlatarak, içtenlikle Ankara’da, İstanbul’da nasıl farklı bir sonuç ortaya koyulduysa şimdi de kendi olma, kendini anlatma, doğrudan ve içten ifade zamanıdır.

Önümüzde Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimleri var. Devasa bir deprem enkazıyla ilgili gerçekleri hatırlatmak, üzerinde durmak zorundayız.

Türkiye değişim istiyor, yeni politikalar istiyor.

Millet toplumsal adaleti teminen yenilik, değişim, dönüşüm ve bu süreç içinde tutarlılık istiyor.

Kurulu düzenin ötesinde, bilhassa deprem sonrası anayasal hak olan güven içinde huzurla yaşamayı istiyor.

Uzlaşı kültürünün ileriye taşınmasını istiyor.

Ekonomi politikalarının hakkaniyet üzerine kurulmasını istiyor.

Fırsat eşitliği istiyor. Bunu görmek siyasetin işidir. Planları, senaryoları, belirsizliği aşarak, yeni birleşmelerin sağlanması demokrasi, yönetişim ve ekonomik yaşam için şarttır. En iyi kararı seçmen, halk, yurttaş verecektir.

Siyasetin gerçekleri içinde konuşalım. Şimdi; dönüşüm iradesi ve yeni düzen vaadi gerek. Tutarlılık, güven, aidiyet gerek. Eminim, kimlik sorunlarını aşan ve demokrasinin bir “var olma” meselesi olduğunu sürekli hatırlatan bir anlayış siyaset sahnesinde hasıl olacaktır.

Albert Camus, L’été’de yayımladığı denemesinde yazar: “Karakter gücü unutulmamalıdır… Dünyanın bu karakışında meyveyi hazırlayacak olan odur.” [2]

Evet, uzlaşı kültürünün oluşumu ve devamında; beraberlik, bir arada olma, beraber yaşama arzusunu gerçekleştirmenin önkoşulunun kararlılık, karakter ve düşünce gücü olduğunun altını çizelim. Siyaset; sorumluluk, nezaket ve elbette tutarlılık bilinci gerektiren bir alandır. Kimlikler arası kutuplaşmaların aşılmasında yol katetmiş Türkiye’nin yeni bir ortak hayat iradesine yönelik yenilik, değişim, dönüşüm istemi en uygun zeminde gerçekleştirecektir.

[1] PolitikYol, 05.02.2023 https://www.politikyol.com/hukuk-adalet-yargi-ve-mutabakat-metni/

[2] Albert Camus, Denemeler, Çev: Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol, Say Yay, s: 44

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI