Cuma, Mart 29, 2024

Türkiye’nin Çipras’ı kim olacak?

Türkiye krizde yorulsa da yanlış siyasete yapılan yatırımı çok iyi öğrendi. Bu nedenle klasik sağcıların Erdoğan/Bahçeli ikilisinin taklidi olmaktan öteye geçemeyeceklerini anlamaları şart. Geride kim kalıyorsa Türkiye’nin Çipras’ı o olacaktır.

Türkiye’nin bugün yaşadığı krizi Yunanistan’da yaşanan krizle karşılaştırmak için elimizde fazlasıyla gerekçe bulunuyor.

Yunanistan bir sabah uyanmış ve borçlarını ödeyecek kadar dövizi olmadığını anlamıştı.

Ertesi günden itibaren etkileri hala tam olarak aşılamamış derin bir kriz ülkeyi teslim aldı.

Ülkenin ekonomik verilerinin çarpıtılmış olduğu, istatistiklerle oynandığı kısa sürede ortaya çıktı. Çalışanların ve emeklilerin euro bazlı maaşları kesintiye uğratıldı, fiilen düşürüldü.

Bu ağır iktisadi kaostan çıkmanın yolu ise ülkeyi yepyeni bir hareketin ikna edebilmesi ile bulundu.

Çipras’ın Syriza Hareketi, ülkenin klasik siyasetini deyim yerindeyse tarumar etti.

Kayıkçının salınımı misali bir sağ-bir sol plütokrasiyle giden ülkede adı duyulmamış bir parti genç lideri ile Yunan halkına krizden çıkış için ilham verdi.

Yunanistan krizinin Türkiye krizi ile benzerlikleri şaşırtıcı ama bir o kadar da fazla.

Tabii ki nedenleri farklı ancak Türkiye’de de istatistikler fazlasıyla manipüle edilmiş durumda.

Paranın değer kaybı öyle bir noktaya geldi ki, maaşları düşürmeye gerek bile olmuyor.

İnsanlar alım güçlerini fiilen kaybetti.

Belirli bir kesimin örneğin otomobil alması artık kuramsal olarak mümkün değil.

Kredili bile almayı denemesinler diye, kredili araba satışlarına öyle kısıtlamalar gelmiş durumda ki artık araç almak bir zamanlar ev almak kadar zor.

Diğer tarafta ev fiyatları ise astronomik seviyelere gelmiş durumda.

Faizi düşürsen kaç yazar.

Fiyat öylesine artmış durumda ki ücretli kesimin ev almayı hayal etmesi bile olanaksız.

Türkiye Yunanistan krizi ile benzerliği giderek daha da belirginleşen bir sürecin içinde yuvarlanıyor. Bunun sosyal hayata yansımalarını görüyoruz ve giderek daha fazla göreceğiz. Tabii burada iktidar blokunun ideolojik çerçevesi içine sıkışan aklın agresif dilini de göz ardı etmemek lazım.

İnsanların en asgari konfor ve tüketim imkanlarını dahi hasis bir kötülükle aşağılayıp telefondan küpeye, rujdan sosyal medya sahibi olmaya her şeye lüks etiketi takan bu aklın insanların acziyetinden adeta keyif alıyor olması özellikle vurgulanmalı.

Dolayısıyla Yunanistan’da krizin sosyal etkileri olarak ortaya çıkan bazı durumlar, Türkiye’de belli bir kesimin elini oğuşturarak beklediği bir acı gerçek olarak zamanını bekliyor.

Bütün bu süreçte Türkiye’de modern demokratik dönemin hemen hemen tamamını domine eden sağ siyasetin, Yunanistan’daki siyasi yapıdan ayrıştığını belirtmek gerekiyor.

Yunanistan sağ-sol arasında denge kurarken, Türkiye’de sağ ABD’nin anti komünizm kampanyası sayesinde siyasette tekelini kurabildi.

1950’den bu yana birkaç yıllık Bülent Ecevit ve Erdal İnönü dönemleri haricinde, 71 senenin tamamı sağ iktidarların kendi aralarındaki devir teslimi olarak kayıtlara geçti.

Askeri cuntalar da sağ siyasetin doğal uzantısı olarak not edilmeli.

Türkiye’de Menderes, Demirel, Türkeş, Erbakan, Özal, Çiller, Yılmaz ve tabii ki Erdoğan ülkeyi nihai krize taşıyan sistemin halkaları olarak istisnalar dışında tarihe ismini yazdırdı.

Türkiye 71 yılın 65 yılını sağın sultası altında geçirdi ve bugünlere gelindi.

Amerika’nın ekonomik tetikçileri bütün bir soğuk savaş boyunca komünizme karşı Türk sağına yatırım yaptı.

Soğuk savaş biterken din kartını oynayan ABD, Türk sağının bu defa İslamcı versiyonuna ülkeyi teslim etmenin arka planında yer aldı.

O zaman soru şudur: Türkiye’yi bugünkü krizden çıkaracak Çipras kim olacak?

Bugün sağ ve solun klasik kavramları çoktan tarih oldu. Ancak Türkiye için sağın politik yükü ve faturası hala çok ağır.

Özellikle Bahçeli’nin MHP’sinde kendini gösteren bu baskıya Türkiye’nin tahammül edecek hali kalmadı.

Dinin ve milliyetçiliğin siyasi araç olarak kullanılmasının ülkeye ödettiği bedeli en iyi milli paramızın geldiği noktadan tayin ediyoruz.

O zaman bu ülkede çıkışın ilk ve ana anahtarının sağın bu geleneksel araçlarından kopuş olduğunu anlamak gerekiyor.

Türkiye’nin Çipras’ı belki sıkı bir solcu olmak zorunda değil ama klasik, arkaik bir sağcı olmaması şart.

Türkiye, krizde yorulsa da kazanım olarak ekonominin politikaya karşı aldığı ağır mağlubiyetin arka planında yanlış siyasete yapılan yatırım olduğunu çok iyi öğrendi.

Bu nedenle klasik sağcıların ve buna özenenlerin tamamının bu oyunun dışında kalacaklarını, Erdoğan/Bahçeli ikilisinin taklidi olmaktan öteye geçemeyeceklerini anlamaları şart.

Geriye ne kalıyorsa, geride kim kalıyorsa Türkiye’nin Çipras’ı o olacaktır.

Türkiye 2021 iktisadi krizi kimsenin burnu kanamadan, canı yanmadan aşıldığında ödediğimiz bedelin karşılığı 71 yıllık Amerikan menşeili din ve milliyetçilik sömürüsünden kurtulmanın haklı gururu olacaktır.

Yunanistan’ın başardığını Türk halkı da başarabilecektir. Buna engel yoktur. Türkiye Syriza’sını bulacak ve bu; Türkiye’yi kaostan kurtaracaktır.

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI