Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında bir çuval içinde ölüsü bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti Türkiye’de kaybedilen ya da cinsel istismara uğrayan çocukları yeniden gündeme geldi.

T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu, 2016’dan sonra bütün veriler gizlendiği için 'kayıp çocuk' sayısının bilinmediğine dikkat çektiği yazısında istismarla ilgili verilerin ise sınırlı olsa da Adli Sicil kayıtlarında yer aldığını ve bu verilere göre Türkiye’de her 20 erkekten birinin cinsel istismar suçu şüphelisi olduğunu belirtti.

2023 yılında cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarla ilgili  114 bin 927 dosya olduğunu kaydeden Tahincioğlu, "Türkiye’deki yetişkin erkek nüfusun yüzde 5’i, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve istismar suçlarından şüpheli durumuna gelmiş" ifadelerini kullandı.

Gökçer Tahincioğlu şunları yazdı:

"Narin’den sonra kayıp çocuklar, istismar edilen çocuklar yeniden gündeme geldi.

Şahan Gökbakar'ın 10 yıla kadar hapis cezası istendi Şahan Gökbakar'ın 10 yıla kadar hapis cezası istendi

Kayıp sayısını 2016’dan bu yana bilemiyoruz nedense… Türkiye’de bütün veriler artık gizleniyor.

İstismarla ilgili sınırlı bir veriyi ise Adli Sicil kayıtlarında bulmak mümkün.

2023 rakamları.

Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarla ilgili toplam dosya sayısı 114 bin 927.

122 bin 206 şüphelinin ismi geçmiş bu dosyalarda. Ve bu başvuruların 37 bin 40’ı davaya dönüşmüş.

Cinsel istismarla ilgili devreden dosyalarla birlikte 2023’teki başvuru sayısı 41 bin 710. İsmi geçen şüpheli sayısı 44 bin 830 kişi.

* * *

TÜİK verilerine göre neredeyse Türkiye’deki yetişkin erkek nüfusun yüzde 5’i, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve istismar suçlarından şüpheli durumuna gelmiş.

Dosyaların sayısı her geçen gün artmış.

Tarikatların elindeki çocukların sayısı belirsiz.

Çocukların hangi rant savaşının ortasında kaldıkları belirsiz.

Öldürülen kadın sayısını, kaybolan çocuk sayısını öğrenebilmek mümkün değil.

Rakamlar gösteriyor ki unutmuşuz… Çok üzülen devlet, çok üzülen iktidar, çok üzülen muhalefet…

Elbette emek verenlerin hakkı ödenmez, elbette ses olanların hakkı ödenmez ama unutmuşuz işte.

Ahlak konuşmalarından sıra gelmemiş, ayar konuşmalarından sıra gelmemiş, terörist-hain konuşmalarından sıra gelmemiş bütün ülkenin bir araya gelip ortak politikalar geliştirmesine…

Bütün bunlar hep daha önemliymiş…

Ve şimdi Narin’den sonra da görüyoruz işte.

İçini rahatlatanlar, birbirini suçlayanlar, bir bölgeyi, bir kenti suçlu bulanlar…

Öyle derin iç rahatlatmaya da gerek yok, şerbetliyiz biz. Her sorunu, her üzüntüyü, her acıyı geride bırakabiliriz.

Bir sonrakine kadar…

Günden güne yükselirken itinayla gizlenen rakamlar…"

Fotoğraf: csgorselarsiv.or

Editör: Haber Merkezi