Perşembe, Nisan 18, 2024

Türkiye Solunun Rusya – Ukrayna savaşındaki fraksiyonel tutumu

Ukraynanın Rusya tarafından işgali Türkiye solu içerisinde farklı tepkilerle karşılandı. Araştırmacı Tunay Şendal farklı sol fraksiyonların bu işgale yönelik tepkisini yorumladı.

Marx’ın savaşla ilgili yaklaşımında savaşlar iki başlıkta değerlendirilmektedir. Bunlardan birincisi sınıflar arasındaki uçurumu genişletmesi sebebiyle kapitalizmin doğurduğu savaşlar; ikincisi ise sınıflar arasında vuku bulan devrimci savaşlardır. Terry Eagleton’ın yorumuyla sosyalizm savaşlara karşı bir tavır takınırken bu karşıt tutum; daha çok kapitalizmin doğurduğu savaşları kapsamaktadır. Sosyalizm, devrimci savaşlara doğrudan karşıt bir tavır takınmadığı gibi ayrıca bu tür savaşları destekler bir tandansa da sahiptir. Keza Engels, sosyalistlerin sonsuz barıştan yana olmadıklarını da vurgulamıştır. Sosyalizme göre; sınıflar arasındaki çatışma ancak komünist bir toplumda son bulabilir ve dolayısıyla devrimci savaşlar, barışı sağladıkları takdirde ‘’haklılıklarını’’ ispatlamaktadır. 

Sosyalizm penceresinden kapitalist savaşlar; emperyalist politikalar sonucunda doğdukları gibi uluslararası sömürge süreçlerini sembolize ettikleri için ulus içerisinde yarattığı milliyetçi kandırmacaya aldanmadan bütün dünya proletaryasının karşı çıkması gereken savaşlardır. Bunun dışında sosyalizmin, devrimci savaşlar olarak adlandırdığı çatışmaları desteklerken savaşlara realist bir perspektif getirerek savaş ve ideoloji arasında güçlü bir simbiyotik ilişki geliştirmeye çalışmıştır. Neticesinde savaş, yapısal minvalde kapitalizmin bir antagonizması olarak tezahür etmekte ve kapitalizmin antagonizması olan savaş ortamında da barıştan bahsetmek sadece geçici bir durumun tanımlanmasından öteye geçmeyecektir.

Rusya – Ukrayna krizinin patlak vermesi, Türkiye’deki çeşidi bol olan yorum trafiğinin kavşak noktası olurken temelleri, Türkiye İşçi Partisi’nin Yön dergisi ile başladığı teorik tartışma ve kendi içerisinde yaşadığı örgütsel bölünme sonucunda MDD hareketinin TİP’de yol açtığı yıkıma kadar dayanan Türkiye’deki sosyalist/sol cenahtaki görüş ayrılıkları, Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekâtla birlikte yeniden gün yüzüne çıkmış oldu.

Rusya – Ukrayna savaşına dair ikiye bölünen Sosyalist/sol cenah içerisinde çeşitli tartışmalar vuku bulurken Merdan Yanardağ, Rusya’nın esasında bir savaşı başlatmadığını, aksine 8 yıldır süren bir savaşı bitirdiğini ifade ederken darbeci Neo-Naziler olarak adlandırdığı Ukrayna iktidarının üç bini çocuk olan dokuz bin sivili katlederek yaklaşık 14.000 kişiyi öldürdüğünü iddia etti. Yanardağ, Batının ve NATO’nun üstünü örttüğü insanlığa karşı işlenen bu suç karşında savaşın gerçek sorumlusu olarak ABD, NATO, Batı ve bu ülkelerdeki Neo-Naziler olarak adlandırılan faşistlerin olduğunu savundu. Benzer bir tutumla TKH de Ukrayna’daki savaşı, ABD ve Batının öncülüğünü üstlendiği emperyalizmin yayılmacı, ofansif ve provokatif politikaları göz ardı edilmeden değerlendirilmesi gerektiğini vurgularken bu realiteye odaklanmadan yapılan çıkarımların eksik kalacağını hatta emperyalist işgalin yapmaya çalıştığının üstünü örtmek olacağını belirtti.

Grup Yorum’un Rusya-Ukrayna savaşına dair “Donbass halkının ABD emperyalizmine, NATO’ya ve faşist Ukrayna hükümetine karşı mücadelesini destekliyoruz.” açıklamasını Temuçin Tüzecan, ‘’alçaklık’’ olarak değerlendirirken, Halkevleri, emperyalist ve gerici bir paylaşım savaşı olarak değerlendirdiği Rusya-Ukrayna savaşı için: “ABD emperyalizmi ve NATO’nun eski Sovyet topraklarına doğru izlediği yayılmacı çizgi ile bunun karşısında bölgesel hegemonyasını korumak isteyen Rusya uzun zamandır bölge halklarının çıkarlarını ve iradesini hiçe sayan gerici bir mücadele içindeydi.

Gerici çekişme Ukrayna üzerinde yoğunlaştı ve bu sabah itibari ile açık savaşa dönüştü.” ifadelerini kullanırken dünya halklarının çıkarına hizmet etmeyecek bu savaşta Türkiye’nin taraf olmak gibi bir tavır takınmasının doğru olmayacağını belirtti. NATO’yu savaş tablosunun en büyük sorumlusu olarak değerlendiren Halkevleri ayrıca; NATO’nun siyasi, iktisadi ve askeri taşeronluğa dayanan yayılmacı politikası ve emperyalist işgallerine son vermesi gerektiğini belirtti.

Grup Yorum’un Rusya-Ukrayna savaşına dair Donbass halkının ABD emperyalizmine, NATO’ya ve faşist Ukrayna hükümetine karşı mücadelesini destekliyoruz.” açıklamasını Temuçin Tüzecan, ‘’alçaklık’’ olarak değerlendirdi.

‘’Rusya’nın saldırısına da NATO’nun genişlemesine de dur diyoruz.”  şeklinde bir çıkış yaparak askeri çözüm mantığı, saldırganlık ve emperyalizme karşı olduğunu belirten Türkiye İşçi Partisi, yaptığı açıklamada Türkiye’de ateşe körükle gitmek isteyenlerin silahlanmadan yana olanların ve çatışmadan medet umanların varlığına rağmen çözümün kapsamlı müzakere ve barış olduğu vurgulandı. Türkiye’nin Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi’nin ihlâline zemin oluşturacak herhangi bir eğilime yanaşmaması gerektiğini belirten TİP, Halkevleri’ne benzer bir tutumla istikrarsız ve ateş çemberi içerisinde yer alan bir bölgede savaşı desteklemenin, bölge halkı adına kimseye bir çıkar sağlamayacağını ifade etti.

SOL Parti ise Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili olarak ‘’Emperyalist müdahaleye ve savaşa karşı duracağız.’’ açıklamasıyla büyük güç kavgasının ortasında ezilen tarafın Ukrayna halkı olduğunu belirterek NATO’nun emperyalist yayılmacılığının halklara kan, ölüm ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyeceğini, AKP iktidarının Türkiye’yi bu savaştan uzak tutması gerektiğini ve ABD’den gelebilecek Karadeniz’deki NATO nüfuzunun arttırılması teklifinin reddedilmesini savunmuştur. Toplumsal Özgürlük Partisi ise yaptığı açıklamada emperyalist güçlerin başrolünü oynadığı paylaşım savaşının, kapitalizmin derinleşen krizi tarafından şiddetlendirildiği ve savaşa karşı halkların barışının savunması gerektiği vurgulandı.

Emperyalist savaş tehlikesinin yalnızca bombaların düştüğü bölgeleri değil, tüm dünya halkları için bir tehdit oluşturduğunu belirten EMEP, bu savaşın haklı bir savaş olmadığı gibi halkların savaşı da olmadığını hatırlattı. Mevcut savaşı; enerji şirketlerinin, kapitalistlerin, silah baronlarının pandemi ve ekonomik kriz süreci içerisindeki mücadelesi olarak değerlendiren EMEP, proletarya ve emekçilerin savaşa karşı net bir tavır alması gerektiğini vurguladı. Rusya – Ukrayna savaşını Rus oligarkların, emperyalistlerin ve Ukraynalı neo-nazilerin iktidar amaçlı mücadelelerinin bir yansıması olarak değerlendiren Sosyalist Dayanışma Platformu ise “çok kutupluluk” şeklinde adlandırdığı mezkûr konjonktürel durum için; emekçi toplumların gelecek ufuk adına emperyalizmden bağımsız bir örgütlenmeyle birleşmedikçe daha iyi bir dünya var edemeyeceği görüşünü savunmuştur.

Sonuç olarak Rusya – Ukrayna savaşına dair Türkiyedeki sosyalist/sol cenahın fikir ayrılıkları esasında sosyalizmin savaş ve ideoloji arasında kurmaya çalıştığı kuvvetli bağdan kaynaklanmaktadır.

Türkiye Komünist Partisi, Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya katılışının 70. yılı dolayısıyla Yunanistan Komünist Partisi ile birlikte yaptığı ortak açıklamada; Türkiye ve Yunanistan’ın bugün hâlihazırda emperyalist NATO planlarının içerisinde yer almayı sürdürdükleri savunulmuş bu doğrultuda bir taraftan Rusya’ya karşı NATO’nun kalesi konumunda konuşlanıldığı diğer taraftan ise kendi halklarının açık hedefe dönüştürüldüğü eleştirisi getirilmiştir.

Sonuç olarak Rusya – Ukrayna savaşına dair Türkiye’deki sosyalist/sol cenahın fikir ayrılıkları esasında sosyalizmin savaş ve ideoloji arasında kurmaya çalıştığı kuvvetli bağdan kaynaklanmaktadır. Bu fraksiyonel tutumla birlikte Ukrayna’daki Neo-Naziler iddiasının doğru olması ihtimalinde bile mevcut durum, mezkûr savaşı meşrulaştıramaz. Keza yeni bir savaş, dünyanın isteyeceği son şey dahi olmayacaktır. Şüphesiz ki sosyalist/sol cenah, faşizme karşı bir retorik geliştirirken barış söylemlerini terk ederek güç kazanmaktan daha ziyade tin kaybına uğrayacaktır. Gerek Putin’in gerekse belirli sosyalist/sol görüşün iddia ettiği gibi Ukrayna’nın Neo-Nazilerden temizlenmesi adına Ukrayna’da bir faşist sterilizasyona gereksinim duyuluyorsa bu yol savaştan değil, faşizmi doğuran tüm sebeplerin pasifize edilmesinden geçmektedir.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI