Avukat Figen Çalıkuşu 101 Soruda 15 Temmuz Yargısı’ kitabında Türkiyenin içine düşürüldüğü durumu pudra cumhuriyetiolarak tanımlıyor. Pudra cumhuriyetini ise; Hukuk ortadan kaybolunca ya da karanlık işler için hukukun yok edilmesini isteyen egemenler ortaya çıkınca devlet ve toplum çürümeye başlar. Organize suç örgütleri palazlanması” olarak tanımlıyor  101 Soruda 15 Temmuz Yargısı”, kitabınızın adı bu. Neden böyle bir kitap yazdınız?

Bir hukukçu olarak 15 Temmuz döneminde hukukun, yargı tarafından nasıl boğulduğunu, faillerin kimler olduğunu bizzat yaşadım.

 Cinayeti gördüm” diye bağırmak ve bunu belgelemek istedim.  101 Soruda 15 Temmuz Yargısı” bir dönemin özeti ve belgesi mi?

Bir siyasi iktidarın kendi ülkesinde “terminatör” gibi davranarak devletin temeli olan hukuku ve yargıyı paramparça etmesi çok sık rastlanan bir durum değildir.

Hukuk ve yargı düzeni paramparça edilince, gün gelir herkes hukuksuzluk ve şiddette eşitlenerek bundan nasibini alır.

Üstünlerin hukukuna göre cezasız kalan şiddet, zamanla toplumun üzerine çöker ve yaygınlaşır. Hukuksuzluk ve yaydığı şiddet ise tıpkı bir taşın suya atılması gibi, dalga dalga yayılarak toplumsal çürümeye yol açar. Türkiye’de yaşanan budur, 101 Soruda 15 Temmuz Yargısı” kitabı da bu yargısal çürümeyi ve bunun toplumsal yapıyı çökertmesini anlatıyor. YASALLAŞAN YARGI HUKUKU BOĞMA NOKTASINA GELDİ 15 Temmuz Yargısı dediğinize göre bunun önceki yargıdan bir farkı olmalı, nedir bu fark?

Hiç bir dönem yargı bu kadar siyasallaşmamış, neredeyse top yekûn hukuku boğmağa kalkmamıştı.

Yargıyı en şehvetle boğanların, terfi ettirildiği bir dönemde söz konusu olmamıştı. Hukuk diplomasına, düğmesi olmayan cüppeye hiç bu kadar ihanet edilmemişti.

15 Temmuz yargının mesleki onurdan tamamen soyunduğu bir korkunç dönem oldu… Bir önceki dönemden farkı, bugüne kadar görülmemiş bir rezaletler ve hukukun seri cinayetlere uğratılmasıdır.

Nedir 15 Temmuz Yargısı?

İnsanlığın yüz akı olan hukukun yargı tarafından katlidir.

15 Temmuz yargısı, henüz yeterince bu aydınlatılmamış kanlı darbe girişimini “Allah’ın Lütfü” sayan zihniyetin Adalet sistemini yandaşlardan oluşmuş bir partizanlar ordusuna dönüştürmesidir.

15 Temmuz yargısı hukuka ihanet çetelerinin   hukuk fakültelerinden mezun görünmelerine rağmen   hukuk bilimine ihanetleridir. 15 Temmuz yargısı meslek onuruna, vicdana kezzap atmaktır. Baskıya alkış tutarak hak edilmeyen imkanlardan yararlanmadır.

Kısacası 15 Temmuz Yargısı evrensel hukukun yerli yargı mekanizması tarafından öldürülmeye kalkılmasıdır. Bir kara utanç dönemidir.

HERKESE GÖNÜLLÜ OLDU Bu yargının en önemli aktörleri kimler? Hükümet mi, Adalet Bakanlığı mı yoksa hâkim ve savcılar mı?

Kitabımda bu dönemde hukukun nasıl boğulduğunun mekanizmalarını anlattım. Ülkeyi “hak, hukuk, adalet” ten yoksun bırakmak siyasal bir hedef olarak planlandı ve uygulandı. Hükümet, bakanlık ve hakimlerle savcılar bu senaryoda gönüllü rol aldı.

Umut verici olan yan bu hukuk cinayetlerin nasıl ve kimler işlendiği kamuoyuna mal oldu. Herkes her şeyi biliyor. Herkes herkesi tanıyor. Hukukun uyanması bekleniyor. Kitabım hukuk gözlerini açtığında eğer ihtiyaç duyarsa mütevazi bir el rehberi amacıyla kaleme alındı.

15 Temmuz Yargısı’nın mimarı kim(ler)dir?

Onca insanımızın öldüren, onca insanımızı sakat bırakan bu karanlık ve kanlı darbe girişimi aydınlatıldıkça bu dönemin mimarlarını ve amacını daha da iyi göreceğiz. Mimarlarını daha iyi tanıyacağız…

Ama bu karanlık dönemden kimlerin nasıl yararlandığı ortalıkta… Mevcut rejim tepe tepe kullandı. Ülke hiç böyle acımasızca ve gözü dönmüş bir şekilde soyulmadı.

Emeğin milli gelirden aldığı pay askeri dönemler de bile hiç böyle utanmazca düşürülmemişti. Vicdansızlığın nasıl toplumun sağlığını bozduğunu yaşamaya devam ediyoruz. Kitabımda ülkenin nasıl pudra cumhuriyetine” dönüştürüldüğünü de ayrıntılı olarak anlatıyorum. PUDRA CUMHURİYETİ HUKUKSULUKTUR Nedir Pudra Cumhuriyeti?

Hukuk ortadan kaybolunca ya da karanlık işler için hukukun yok edilmesini isteyen egemenler ortaya çıkınca devlet ve toplum çürümeye başlar…

Organize suç örgütleri palazlanır…

Sistem mafyalaşır…

Mafya egemenleşir…

Uyuşturucu ticareti nam salar…

Türkiye sürekli “Dinden, imandan” söz eden bir iktidar döneminde uyuşturucunun batağına saplandı…

Ülke kokain tarlasına döndü…

AKP Genel Merkezi’nde çalışan görevli kokain çekerken yakalandı…

Ama burnuna “pudra şekeri” çektiğini söyleyebildi… Hukuku katlederek mafyalaşma ve ülkeyi kokain cennetine dönüştürmeye kısaca.Pudra cumhuriyeti’’ denmeye başladı… Böylece yargısı felç edilen 15 Temmuz döneminin en belirgin özelliği ortaya çıktı. 15 TEMMUZ YARGISININ HEDEFİ MUHALİFLE OLDU 15 Temmuz Yargısı’nın mağdurları kimler oldu?

15 Temmuz Yargısı, darbeye karışanları yargılamakla kendini sınırlı tutmayıp tüm muhalifleri ve potansiyel muhalifleri hedef aldı.

Anayasayı dinlemedi. Yasaları yok saydı.

Hatırlayın Murat Aksoy ile birlikte 21 gazetecinin yargılama sürecini. Birlikte yargıladıkları gazetecilerin birbiri ile bir irtibatı yoktu, aralarında birbirini tanımayanlar vardı ama bir iddianame torbasına dolduruldular ve sanık yapıldılar. Ortak yanları gazeteci olmaktı, gazeteci idiler ama yandaş değildiler.

Aylar sonra tahliye oldular, cezaevinden çıkmadan ikinci iddianame geldi bu kez darbeci olmuşlardı. Tahliye eden mahkeme heyeti bir gecede açığa alındı, yerine yeni heyet kuruldu. Bu bir hukuksal depremdi, örneği yoktu.

İnfaz yasasının paspas hâline dönüştürülmesine ilk kez de bu dönem şahit olduk.

Bir ülkede 2 milyon terörist olur mu? İşin nasıl çığırından çıktığını bu rakam göstermiyor mu? Adaleti yok edince mağdur tüm toplum olur.

Gazeteciler var, hâkim ve savcılar var, KHKlılar var. Geniş bir mağdur kitlesinden bahsedilebilir sanki. Nedir bütün bu insanların özelliği?

Muhalif … Ve 15 Temmuz öncesi fişlenmiş olmaları…

Gerçek bir hukuk devletinde bu yargılamaların çok büyük kesimi söz konusu olmazdı… Zaten AİHM kararları bunu ispatlamakta…

15 Temmuzda bir yargılananlar oldu bir de yargılanmayan. Fetö Borsası var denildi. Bunlar gerçek miydi? 101 Soruda 15 Temmuz Yargısı” adlı kitap 15 Temmuz döneminde yargının nasıl çürüdüğünü ve bunun topluma nasıl yayıldığını anlatmayı hedefliyor. Ama bunun ekonomik bir hedefi de vardı. Sermaye zorbalıkla el değiştirdi, insanların mallarına çöküldü…

FETÖ Borsası ahlaksızca sermayeye el konma hikayesidir. Bunun kimi belgeleri ve anlatımları var. Bunları biliyoruz… Ama dönemdeki sermaye gangsterliğinin daha sistematik ve geniş bir anlatımına da ihtiyaç var. Yakında muhakkak yapılacak, çökülen sermayenin boyutları gözler önüne serilecektir. Bundan hiç kuşkum yok.

TOPLUM VE DEVLET SAĞLIĞINA KAVUŞMALI Yeni dönemde 15 Temmuz bağlamında yargılananlar için bir yeniden yargılama söz konusu olmalı mı?

Yargılamanın yenilenmesi her zaman talep edilebilir bir olağanüstü kanun yoludur. 15 Temmuz yargısının olmazsa olmaz figürlerinden bir tanesi de biliyorsunuz “gizli tanıklar”. Gizli tanık beyanının hükmü etkileyecek kasıtla ve sanık aleyhine yapıldığı iddiası ile yeniden yargılama talebinde bulunulabilir mesela.

Ama tabii yeni dönemde hukuku boğanlar” için bir yargılama döneminin açılması da hukuk devleti”nin gereğidir. Anayasa’yı yok sayan hâkimin” HSK tarafından Yargıtay’a terfi ettirilmesi, ne anayasal ne de hukuksal devlet olma özelliğinin kalmamış olduğunu gösterir.

Yeni dönemden beklenen, bu korkunç bozulmayı onararak, devleti ve topluma sağlığına kavuşturmasıdır.

Bu durumda yargı nasıl kurtulur?

Öncelikle 15 Temmuz yargısından hukuk diploması sahibi olup da hukuka düşman partizan unsurlardan arınması gerekiyor. İşlenen hukuksal suçların cezalandırılması da yeniden hukuk devleti olmak için şart.

Bunun yöntemleri var. Aynı zehirli bataklığa düşen Arnavutluk modeli var örneğin… Yeryüzü birikimi bu hızlıca yapmaya elverişli örnekler üretmiş durumda. Ama bunu siyaset yapacak. Siyaset kurumu demokratikleşmeden bu gerçekleşebilir mi?

Efendisi evrensel hukuk olan gerçek bir yargı sistemini siyaset kurumunun istemesi gerekiyor. O irade söz konusu olduğunda sadece yargı değil ülke de kurtulmuş olacak.

ARTIK CUMHURİYET DEMOKRATİKLEŞMELİ Neler yapılmalı yeni dönemde?

Aslında bir önceki cevabım bu sorunun da cevabı… Ama şunu ilave edebiliriz. Bizim mevzuatımız içinde hâlâ tek parti döneminden kalma yasalar var…

Üstüne 12 Eylül rejimi geldi… 15 Temmuz ise tuz biber ekti… Temel hak ve özgürlükleri yok eden korkunç kara bir mevzuat oluşturdu. Tümü hızlıca temizlenmeli. AB standartları hayata sokulmalı.

Yani Cumhuriyet demokratikleştirilmeli… Acilen, hızlıca devlet koyu baskı döneminin artıklarından ve uygulamalarından arınmalı. Devlet insan odaklı şeffaf bir aparata dönüşmeli…

---

(Bu söyleşi ilk kez 30.04.2023 tarihinde yayımlanmıştır)