Cuma, Mart 29, 2024

Türkiye politikasının Azerbaycan’a etkisi ve yükselen Erdoğan sevgisi

Ortalama bir Azeri için CHP, başa geçtiğinde tamamen Batı’ya dönük politika izler ve Azerbaycan’ı umursamaz gibi duruyor. Bu da Azerbaycan’ın tamamen yalnız kalacağı anlamına geliyor. O yüzden bugünlerde Erdoğan’ı eleştirmek ya da Kavala’yı savunmak imkansız.

Bugün Azerbaycan halkı, hiç tartışma yok ki Türkiye siyasetiyle kendi ülkesinin iç siyasetinden daha fazla ilgileniyor. Bunun birçok tarihsel ve politik nedenleri var.

Ülkenin Avrupa’nın en otoriter rejimine sahip olması, bu konuda en önemli etken. Azerbaycan 52 yıldır aynı aile tarafından yönetiliyor. 1969 yılında SSCB tarafından Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başına atanan Haydar Aliyev, 1982’de SSCB’nin Başbakan Yardımcılığı görevi için Moskova’ya gitmesine rağmen Bakü’deki etkisini aynen sürdürdü. Ve Sovyetler’in yıkılmasından sonra, iki yıllık kaos döneminden ardından, 1993’te yine, bu kez Cumhurbaşkanı olarak başa geçti.

Baba Aliyev’in 2003 yılındaki ölümünden sonra oğlu İlham Aliyev, tartışmalı bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilmişti. O gün bugündür, oğul Aliyev rakipsiz bir başkan ve tüm seçimlerde %85’in üzerinde oy almayı başarıyor. Tabiî bu seçim sonuçlarına kimse güvenmiyor. Ve söz konusu güvensizlik nedeniyle seçime katılım oranı oldukça düşük. Hatta ana muhalefet partileri seçimleri boykot ediyorlar.

İşte bundan dolayı Azerbaycanlılar, muhalefetin çaresizliği ve siyasetle ilgilenmenin getirdiği korkunç sonuçlar nedeniyle Türkiye siyasetine yöneliyor.

Bunun tarihsel bir dayanağı da var. 1908 Jön Türk Devrimi döneminde Azeri entelektüellerinin bir kısmı İstanbul’a giderek Osmanlı’nın iç siyasetiyle ilgileniyordu. Ahmet bey Ağaoğlu, ileriki yıllarda, Cumhuriyet döneminde milletvekili bile olmuştu.

Bunun bir başka nedeni de Azerbaycan’da medyanın ta 90’lardan beri mutlak bir kontrol altında olması sebebiyle insanların yerel televizyon kanallarını izlemeyi pek tercih etmemesi. Bu yüzden hem Türk dizileri, hem Türkiye gündemi Azeri halkı için önemli bir yere sahip.

Fakat Azerbaycan’da uzun süredir var olan Türkiye sempatisine rağmen genelde iktidarlar pek sevilmiyordu. Boraltan’da Azeri mültecilerin Sovyetler’e teslim edilmesi hikayesinden ötürü İnönü, Birinci Karabağ Savaşı döneminde “onlar Şii, biz Sünniyiz, onlarla İran ilgilensin”, çıkışından dolayı Özal, 2010’ların başında Ermeni açılımı, Sion görüşmeleri ve Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan futbol maçında Azerbaycan bayraklarının polis tarafınca çöpe atılması nedeniyle de bir dönem AKP hükûmeti pek tutulmuyordu.

Fakat Erdoğan’ın 2016 sonrasında değişen dış politikası, Azerbaycan halkının Türkiye’ye bakış açısını da bir hayli değiştirdi.

Batı’dan nerdeyse tamamen kopan AKP’nin Türk ve Müslüman ülkelerle ilişkilere yönelmesi ve bunun akabinde Türkiye’nin birçok konuda Azerbaycan’a verdiği desteği artırması, Azerbaycan’da Erdoğan sempatisini de güçlendirdi.

Bunun zirve yaptığı nokta da 2020 yılındaki İkinci Karabağ Savaşı oldu. AKP’nin açık ve seçik bir şekilde Azerbaycan’ın yanında durması, Azerbaycan’a satılan Bayraktar ve ANKA SİHA’larının savaşın tüm seyrini değiştirecek kadar etkili olması, olası bir dış müdahale tehdidine karşı Azerbaycan’ın farklı şehirlerinde konuşlandırılmış Türk F-16’ları, savaş bittikten sonra yapılan zafer töreninde Erdoğan’ın yaptığı konuşma ve diğer birçok gelişme, Erdoğan hükûmetini Azerbaycan halkının genelinin gözünde adeta bir kahraman haline getirdi.

Bayraktar bugün Azerbaycan’da o kadar popüler ki, içinde SİHA’nın adı geçen şarkılar ve hatta çocuk kitapları yayımlanıyor. Aynı zamanda Erivan’dan sık sık gelen “Bayraktar etkeni olmasa savaşı kaybetmezdik” açıklamaları da Azeri halkının gözünde bu SİHA’nın önemini ve dolayısıyla Erdoğan sempatisini arttırıyor.

Avrupa yanlısı Azeri gençliği ise Millet İttifakı iktidarının Azerbaycan’ın iç politikasını nasıl etkileyeceğini bekliyor. İYİ Parti’nin AKPM’de Azerbaycan’ın demokrasi sorunu oylanırken Aliyev’den yana oy kullanması pragmatik bir tutumun sinyallerini veriyor.

Bunu yapan sadece iktidar kanadı da değil. Tamamen güçsüzleştirilmiş ve medyadan tamamen izole edilmiş olmasına rağmen hâlâ sosyal medya ve internetteki basın organları üzerinden siyaset yapmaya çalışan en büyük muhalefet partisi Azerbaycan Halk Cephesi Partisi (Aliyevler’den önceki son iktidar), Aliyev’i bazen Erdoğan’a yeterince minnettar olmamakla suçluyor.

MHP lideri Bahçeli’nin Şuşa’da ülkücü okulu açması teklifinin Aliyev tarafından reddedilmesi de Azerbaycan’ın ana muhalefeti tarafından sert tepki almıştı.

Bunun dışında, son zamanlarda Azerbaycan’da gittikçe yükselen başka bir parti daha var. Bu partinin adı Ağ Partiya. Ağ’ın direkt çevirisi Beyaz olsa da ismi tamamen AK Parti’den alınmış şekilde. Parti, kendisini Osmanlıcı, Millî Görüşçü şekilde konumlandırıyor.

Ve bu partinin reytingleri son zamanların en büyük yükselişine sahip. Youtube, Facebook ve hatta Tiktok üzerinden yüzbinlerce kişi Ağ Partiya’yı takip ediyor ve destekliyor.

Azerbaycan halkının Türkiye’deki olası bir iktidar değişimiyle ilgili en büyük korkusu, Karabağ, Rusya ve İran meselelerinde Türkiye’nin tavrının değişebilme potansiyeli.

2020’deki savaş döneminde CHP’nin dış politikadan sorumlu başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün, “AKP, Karabağ’a ÖSO’cu militanları göndermeyi durdurmalı”, diye yaptığı açıklama da bu endişeyi körüklemişti.

Ortalama bir Azeri için CHP, başa geçtiğinde Azerbaycan’ı umursamaz ve tamamen Batı’ya dönük politika izler gibi duruyor. Ve Türkiye’nin Azerbaycan’ı umursamaması, Karabağ, İran ve Rusya konularında Azerbaycan’ın tamamen yalnız kalması anlamına geliyor.

Tüm bu nedenlerden dolayı, bugün Azerbaycan’da Erdoğan’a karşı söylemlerde bulunmak, Osman Kavala lehine bir şey yazmak, CHP’yi desteklemek ve herhangi bir alternatif Türkiye politikası düşüncesi, hem iktidar, hem ana muhalefet partileri kanadından tepkiyle karşılanıyor.

2023’te veya daha erken bir zamanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde yaşanacak olası bir hükûmet değişikliğinin Türkiye’nin dış politikasına nasıl etki edeceği, Azerbaycan’da herkesin merakla beklediği konuların başında geliyor.

Erdoğancı akıma kapılmayan, Avrupa ve demokrasi yanlısı Azeri gençliği ise, olası bir Millet İttifakı iktidarının Azerbaycan’ın iç politikasına nasıl etki edeceğini bekliyor. CHP’nin daha önce Aliyev’i birkaç kez eleştirmesine rağmen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde Azerbaycan’daki demokrasi sorunuyla ilgili oylamada İYİ Parti milletvekili Zeki Hakan Sıdali’nin Aliyev’den yana oy kullanması da olası Millet İttifakı iktidarının Aliyev konusunda pragmatist tavır takınma ihtimalini yükseltiyor.

CHP Türkiyesi, 2016 öncesi gibi yine tamamen Batı tarafına mı geçecek, yoksa Azerbaycan konusunda cesur adımlar atmaya devam mı edecek veya Azerbaycan’daki iktidarı destekleyecek mi, yoksa muhalefete destek mi olacak, yaşayarak öğreneceğiz.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

1 Yorum

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI