Cuma, Nisan 19, 2024

“Torba yasa ile orman, mera ve tarım alanlarının yağması kolaylaştırılıyor”

CHP PM Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de “Torba Yasa ile orman, mera ve tarım alanlarının yağmalanması kolaylaştırılıyor” başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Sarıbal’ın açıklaması şu şekilde:

27 Eylül 2017 tarihinde TBMM’ye sunulan Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 6’ncı maddesi ile Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi içinde Hayvanat Bahçesi olarak ayrılan arazinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne devir süresi 10 yıldan 30 yıla çıkartılmaktadır.

HAYVANAT BAHÇESİNİN ANKARA BELEDİYESİNE DEVİR SÜRESİ 10 YILDAN 30 YILA ÇIKARTILIYOR

Söz konusu madde ile, 5659 sayılı AOÇ Kuruluş Kanunun ek 1’inci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle AOÇ arazilerinin onaylı imar planlarında görülen hayvanat bahçesi, Tarım Bakanlığının görüşü üzerine AOÇ Müdürlüğü ile Ankara Belediyesi arasında yapılacak protokolle Ankara Belediyesi tarafından kullanma süresinin otuz yıla kadar çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu madde kamuyu zarara uğratan Ankara Belediye Başkanını yargıdan kaçırmak için konulmuştur. Hesap vermesi bir yana hukuksuzluklarına kılıf hazırlanmaktadır.

AOÇ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİYOR

AOÇ arazilerinin bütünlüğünü sağlamakla görevli AOÇ Müdürlüğünün Kanun hükümlerine göre hayvanat bahçesini geri istemesi, Belediyenin de süresi dolan ve Ankapark gibi ticaret yapmayı öngördüğü alanı iade etmesi gerekmektedir.

HAYVANCILIKTA YEMİN PAYI YÜZDE 40-60 DOLAYINDA

Yem hayvansal üretimin en önemli girdisini oluşturmaktadır. Girdi maliyetlerinde yemin payı üretim biçimine göre değişmekte olup; süt sığırcılığında yüzde 60; sığır besisinde ise yüzde 40 dolayındadır.

UCUZ ET ÜRETİMİ İÇİN MERALARIN ISLAHI ŞART

Bugün hâlâ kırmızı et fiyatlarındaki önlenemeyen artışı ve yüksek girdi maliyetleri altında can çekişen hayvancılık politikalarını tartışıyorsak bu sorunların ucu meralara dayanmaktadır.

“Torba yasada amaç AOÇ’deki hukuksuzluğa kılıf biçmek”

Tarım Bakanlığı tarafından 2015 yılında yayımlanan Kırmızı Et Stratejisi’nde; “Etin daha ucuza üretimi için besicilikte kullanılan kaba yem oranının artırılması gerektiği (Sayfa: 33), Meraların ıslahı, geliştirilmesi ve korunmasının kırmızı et üretimi için vazgeçilmez bir şart olduğu (Sayfa: 35)” belirtilmiştir.

SON 90 YILDA MERA ALANLARI 46 MİLYONDAN 15 MİLYON HEKTARA DÜŞTÜ

Ülkemizde meralar sürekli olarak talanın hedefi haline gelmiştir. 1928 yılında mera alanları, işlenen arazilerin miktarının 7 katıydı. O tarihte 46 milyon hektar olan mera varlığı günümüzde 15 milyon hektarın altına düşmüştür.

BİR YILDA 9 MİLYON TON YEM HAM MADDESİ İTHAL EDİLİYOR

Mera alanlarını bir yandan sanayiye, turizme, toplu konuta tahsis edilirken öte yandan yurtdışından milyarlarca dolarlık yem hammaddesi ithal edilmektedir. Örneğin 2016 yılında 3 milyar dolar değerinde 8,8 milyon ton yem hammaddesi ithalatı gerçekleştirilmiştir.

MERALAR OT BEDELİ BİLE ALINMAKSIZIN SANAYİYE TAHSİS EDİLECEK

Meclise sunulan Vergi Kanun Tasarısının 61’inci maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 30’uncu maddesinde değişiklik yapılarak endüstri, organize sanayi, teknoloji ve serbest bölgeler ile sanayi sitesi ve bunların ilave alanları için ihtiyaç duyulan alanlar için mera vasfının değiştirilmesi halinde ödenecek olan ot bedelinden muafiyet sağlanması amaçlanmaktadır. Böylelikle sürdürülebilir bir hayvancılık politikasının olmazsa olmazlarından birisi olan meralar, endüstri ve teknolojiye kurban edilebilecektir.

Son altı yılda canlı sığır, koyun ve keçi ile sığır eti için 5 milyar dolar bedel ödenmiştir. Bu politikalarla hayvancılıkta sürdürülebilirlik asla sağlanamaz. Türkiye hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulmak istiyorsa meraların tahsis amacı değişikliğini kolaylaştıran düzenlemeler yürürlükten kaldırılmalı, tahsis amacı değişikliği daha zor hale getirilmelidir.

ÇED İŞLEMLERİ ÜÇ AY İÇİNDE BİTMEZSE ÇED KABUL EDİLMİŞ SAYILACAK  

TBMM’ye sunulan Vergi Kanun Tasarısı’nın 54’üncü maddesi ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7’inci maddesinin 11’inci fıkrasının birinci cümlesi değiştirilmektedir.

“İlgili bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç üç ay içinde bitirilir.” şeklindeki cümleye “Aksi halde çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvuruları ile ilgili olumlu karar verilmiş sayılır ve Genel müdürlük tarafından buna göre işlem yapılır.” şeklinde bir ekleme yapılmaktadır.

ÇED aslında bir formaliteden ibarettir. 1993-2016 döneminde Çevre Bakanlığı’na gelen projelerden 4 bin 457 adedine ÇED olumlu kararı verilmiş. Olumsuz cevap alan proje sayısı ise sadece 46.

Eğer söz konusu Tasarı yasalaşırsa AKP idaresindeki bakanlıklar ÇED raporu ve diğer izin işlemlerini eğer üç ay içinde bitirmezlerse, ÇED başvurusu ve diğer izin işlemleriyle ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak. Bu durumda hangi bakanlık ÇED işlemlerini üç ay içinde bitirir, kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

ORMAN ALANINDAKİ MADENDEN 10 YIL SÜREYLE BEDEL ALINMAYACAK

TBMM’ye sunulan Vergi Kanun Tasarısı’nın 55’inci maddesi ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 9’uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmektedir: “…Maden sahaları için işletme ruhsatı düzenlendiği tarihten itibaren başlamak üzere ilk on yıl süreyle 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında herhangi bir bedel alınmaz.”

2016 sonu itibariyle ormanlardan verilen izinlerin toplam miktarı yaklaşık 600 bin hektar olup, bunların içinde madencilik faaliyetleri için verilen izin verilen alan ise 103 bin 502 hektardır. Yıllık ortalama 10 bin hektar maden izni verilmektedir.

DEVLET YILLIK 400 MİLYON LİRA DOLAYINDAKİ GELİRDEN VAZGEÇİYOR

Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, ağaçlandırma gelirleri 2016 yılında 365 milyon liraya yükselmiştir. Kısaca belirtmek gerekirse söz konusu Kanun değişikliği ile yıllık 400 milyon lira dolayında olan bir gelirden vazgeçilmektedir.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER