Toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından son 20-30 yıldaki kazanımlar kaybedilme riski altında!
Covid-19 pandemisi dünyada tüm dengeleri değiştirmeye ve ezberleri bozmaya tüm hızıyla devam ediyor. Pandemi sonucunda her geçen gün kazanılmış haklar kaybediliyor. Pandemi ile küresel eşitsizlikler hayatın her alanında genişliyor. Gölge pandemiye dönen kadına yönelik şiddet, derinleşen kadın yoksulluğu, kadınların omuzlarına yüklenen bakım emeği ve daha fazlası… Özetle, toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından son 20-30 yıldaki kazanımlar kaybedilme riski altında! [1].
2015 yılında New York’ta düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde, ülke liderleri 2030 yılına kadar kimsenin geride kalmadığı bir dünya için 17 Küresel Amaç (bkz. Şekil 1) üzerinde uzlaşmıştı. Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece Amaç 5 ile sınırlı değildir. Küresel amaçlar bütüncüldür, bir amaçtaki ilerleme diğer amaçtaki gelişmeler ile doğrudan ilişkilidir. Aynı zamanda, diğer 16 amaçtan 10’unun hedeflerinde de yer almaktadır [2]. Kısaca, toplumsal cinsiyet eşitliği 17 hedefinin tamamını kapsıyor. Dolayısıyla, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadınlar ile kız çocuklarının güçlendirilmesi küresel amaçların lokomotif unsurudur. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleşebilmesi nüfusun yarısını oluşturan kadınların potansiyelinden ve gücünden faydalanmadan mümkün değildir!
Şekil 1. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları [3]
“SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA 2021” RAPORUNU NASIL YORUMLAMALIYIZ?
UN Women (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) ve UN DESA (Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümü) tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında İlerleme Toplumsal Cinsiyete Hızlı Bakış 2021” raporu, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacındaki toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin son durumu sunmaktadır. Rapor, COVID-19 pandemisinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusundaki hayati önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Raporda yer alan çarpıcı sonuçlardan bazıları:
Pandemi adeta “Eşitsizlik Virüsü” etkisi yarattı. Hayatın her alanındaki eşitsizlikler derinleşti. İnsan hakları ihlâlleri ve ayrımcılıklar yeni normal oldu.
Amaç 1. Yoksulluğa Son: 2021 yılında dünya genelinde 435 milyon kadın ve kız çocuğunun derin yoksulluk içerisinde yaşadığı tahmin ediliyor. Küresel olarak, 15 yaşın altındaki her 5 kızdan 1’i aşırı yoksulluk içinde büyüyor.
- Amaç 2. Açlığa Son: Kadınların gıda güvensizliği seviyeleri, 2019’dakine göre %6’ya kıyasla, 2020’de ise erkeklerden %10 daha yüksekti. Kadınların sahibi olduğu küçük ölçekli çiftçi haneleri, erkeklerin sahibi olduğu hanelerden ortalama %30 daha az kazanıyor.
- Amaç 3. Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam: Pandeminin ilk yılında, düşük ve orta gelirli ülkelerde tahmini olarak 1,4 milyon ek istenmeyen gebelik meydana geldi.
- Amaç 4. Nitelikli Eğitim: Salgın öncesinde ortaokula kaydolan mülteci kızların yarısı okula geri dönmeme riski ile karşı karşıya kaldı.
- Amaç 5. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Ülkelerin neredeyse %50’sinde kadınların belirli işlerde veya endüstrilerde çalışması kısıtlandı.
- Amaç 6. Temiz Su ve Sanitasyon: 2020 yılında 170 ülkenin sadece %26’sı su kaynakları yönetiminde toplumsal cinsiyetin ana akımlaştırılmasını aktif olarak sürdürüyordu.
- Amaç 7. Erişilebilir ve Temiz Enerji: Hızla büyüyen yenilenebilir enerji endüstrisindeki her 10 üst düzey yöneticiden sadece 1’i kadın. Kadınlar yenilenebilir enerji işlerinin sadece %32’sinde yer alıyor.
- Amaç 8. İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme: 2020 yılında istihdam edilen kadın sayısı 54 milyon azaldı ve 45 milyon kadın işgücü piyasasını tamamen terk etti. 2021 yılında çalışan kadın sayısının 2019 yılına göre 13 milyon daha az olacağı, çalışan erkek sayısının ise bir önceki yılla yaklaşık aynı olacağı öngörülmektedir.
- Amaç 9. Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı: Covid-19 tedavileriyle ilgili klinik çalışmaların sadece %4’ü araştırmalarında cinsiyeti ve/veya toplumsal cinsiyeti dikkate aldı.
- Amaç 10. Eşitsizliklerin Azaltılması: Göçmen kadınların %53’ü yeni varış yerlerine giderken şiddete maruz kaldığını veya şiddete tanık olduğunu bildiriyor, bu oran erkeklerde %19’tur.
- Amaç 11. Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar: Nüfusun yoğun olduğu şehirlerde kadınlar ve kız çocukları, kentsel hizmetlerden eşit düzeyde faydalanamadı.
- Amaç 12. Sorumlu Üretim ve Tüketim & Amaç 13. İklim Eylemi, Amaç 14. Sudaki Yaşam & Amaç 15. Karasal Yaşam: Kadın aktivistler, bilim insanları ve araştırmacılar, iklim krizini çözmek için çalışıyorlar, ancak çoğu zaman bilgi ve becerilerini paylaşmak için erkeklerle aynı platformlara ulaşamıyorlar. Uluslararası okyanus bilimi konferanslarında öne çıkan konuşmacıların sadece %29’u kadın.
- Amaç 16. Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar: Kapsayıcı yönetişimin insani ilerleme için kritik öneme sahip olduğu konusunda anlaşmaya rağmen; kadınlar hükümetlerin dışişleri, savunma, finans ve insan hakları komitelerinin yalnızca %18’ine başkanlık ederken, cinsiyet eşitliğine ilişkin komitelerin %70,1’ini yönetiyor.
- Amaç 17. Amaçlar için Ortaklıklar: Kadınlar ve kızlar, hala çevrimiçi dünyayla bağlantısı olmayan 3,7 milyar insanın çoğunluğunu oluşturuyor. 2019’da en az gelişmiş ülkelerdeki kadınların yalnızca %15’i İnternet’e erişebildi. Erkeklerin %42’sine kıyasla, kadınların yalnızca %37’si COVID-19 ile ilgili bilgilere erişmek için internet ve sosyal medyayı kullandı.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kazanımlarda geriye gidildi. Uzun süre eve kapanmalar nedeniyle kadınların hane içindeki (ücretsiz) bakım yükleri daha da arttı.
Pandemi adeta “Eşitsizlik Virüsü” etkisi yarattı. Hayatın her alanındaki eşitsizlikler derinleşti. İnsan hakları ihlâlleri ve ayrımcılıklar yeni normal oldu. Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kazanımlarda geriye gidildi. Uzun süre eve kapanmalar nedeniyle kadınların hane içindeki (ücretsiz) bakım yükleri daha da arttı. Kadınlar, erkeklere göre daha büyük iş kayıpları yaşadı. Tüm bunlar ve daha fazlası “yoksulluğun kadınlaşmasını” tetikledi. Özetle; tarladaki, fabrikadaki, atölyedeki, hastanedeki, okuldaki, evdeki kısacası hayatın her alanındaki kadınların emekleri giderek görünmez oldu.
Sonuç
2022 yılına yeni girdiğimiz bugünlerde Covid-19 salgınının sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan etkileri hızını artırarak devam ediyor. Özellikle, kadınların uzun ve zorlu çabalarla elde ettiği hakların kaybedilme tehlikesi söz konusu.
Şimdi harekete geçmenin tam zamanı. Eşitlik beklemez. 2030 yılına kalan 8 sene çok iyi değerlendirilmelidir.
Küresel amaçlar daha eşit, adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir dünya için 2030 yılına kadar ulaşılması planlanan evrensel eylem çağrısıdır. Pandemi ile 2015’ten itibaren ilk defa sürdürülebilir kalkınma amaçlarındaki ilerlemeler tersine döndü. “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında İlerleme Toplumsal Cinsiyete Hızlı Bakış 2021” raporunun ortaya koyduğu üzere, bu hızla 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçeklemesi mümkün değil. Dolayısıyla diğer 16 amacın da gerçeklemesi bir hayalden öteye geçemez!
Şimdi harekete geçmenin tam zamanı. Eşitlik beklemez. 2030 yılına kalan 8 sene çok iyi değerlendirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmesi için daha fazla çaba gösterilmelidir. Küresel amaçların ilerlemesini hızlandırmak ve aradaki farkı kapatmak için radikal önlemler bir an önce alınmalıdır.
—
[1] United Nations (2020), Covid-19’un Kadınlar Üzerindeki Etkisi, Rapor için bkz. İnternet adresi: https://turkey.un.org/sites/default/files/2020-06/policy-brief-the-impact-of-covid-19-on-women-tr.pdf.
[2] Ayrıntılı bilgi için bkz. https://ulesam.org/esitlik-esittir-gelisim.html.
[3] Ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.kureselamaclar.org/.
[4] UN Women and UN DESA (2021), Progress on the Sustainable Development Goals: The Gender Snapshot 2021, Rapor için bkz. https://unstats.un.org/sdgs/gender-snapshot/2021/UNW_GenderSnapshot.pdf.