Cuma, Nisan 19, 2024

Tırmanma nereye kadar gider?

NATO karşıtı bir mantıkla kurulmuş ŞİÖ’ye üye olmaktan bahseden Turkiye’nin stratejik kıblesini iyiden iyiye şaşırmış olduğunu düşünmek şaşırtıcı sayılmamalı.

Ukrayna’nın geniş kesimleri Rus işgali altında olan ya da Rus yanlılarınca kontrol altında bulunan bölgelerinde yapılacak sonucu önceden belli referandumların ardından çok tehlikeli bir aşamaya gelinecek. Bu bölgelerin referandumla Rusya’ya iltihak etmeye karar vermeleri, ki herhalde aklı başında kimse farklı bir sonuç beklemiyor, karşısında Moskova’nın daha doğrusu bir de seferberlik ilan eden Putin’in ne tavır alacağına bağlı olarak dünya, kesinlikle de bizim buralar, çok tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalacak. Ya da krizin dondurulması hatta aşılması için bir yeni hat bulunacak.

Putin’in Ukrayna konusunda evdeki hesabının çarşıya hiç mi hiç uymadığına şüphe yok. Yedi ayın sonunda tabloya bakıldığında Putin’in gerçeklerle hiç yüzleşmeden başlattığı ve birbiri ardına pek çok hatayla başlangıçtaki yanlış hesabın ve diğer hataların kendisini gömdüğü çukurdan çıkmak için bir manevra yapması gerekiyordu. Meseleyi tırmandırmayı ve nükleer şantaj kozunu kullanmayı tercih etti. İçeride Putin’in başı hayli sıkışık. Bir taraftan azılı sağcılar daha sert davranmasını, hatta muhtemelen nükleer silahları kullanmaya başlamasını teşvik ederken, seferberlik kararının ardından yaşananlar savaşa karşı duruşun ülke sathında çok yaygınlaşmasa bile giderek daha belirgin hale geldiğini gösterdi.

İlhak gerçekleşir, Ukrayna da bu bölgelere yönelik saldırılarını durdurmazsa “Rus topraklarına saldırı var” diyerek Putin’in seferberliği açıkladığı konuşmasında söylediği gibi “Anavatan”ın eldeki her türlü silahla korunması gündeme gelecek. Böyle bir sonuca varmak zor değil. Daha önce ilhak edilen Kırım’ı Ukrayna’nın geri almaya kalkması halinde Rus güvenlik seçkinleri nükleer silah kullanmanın bir hak olduğunu açıkça dile getirmişlerdi.

Askeri uzmanlar Putin’in seferberlik ilanının sonuçları hakkında çelişik sonuçlara varabiliyorlar. Açıklama yapıldıktan sonra asker çağındakilerin uçaklara koşuşmaları, işin ucu kendisine dokunduğunda Rus orta sınıfının “anavatanı” korumak için pek de gönüllü olmayacağını gösteriyor. Bugüne dek nüfuslarına oranla savaşın ceremesi fazlasıyla çekmiş Slav olmayan milletlerin de biz çocukları kim için ve ne için savaşa gönderiyoruz sorusunu daha ciddi ve yüksek sesle sordukları da görülüyor. Bu askerlerin hızlıca savaşabilecek kadar eğitim alıp almayacakları, sorumlularının çürümüşlüğü savaşın başından beri ayyuka çıkmış Rus ordusunun mevcudu artsa da başarılı olup olmayacağı meçhul.

Zaten bu kuşkular ve Ukrayna’nın mücadeleyi bırakmayacağını söylemesi Putin’in taktik nükleer silahlar kullanabileceğini düşündürüyor. Vaşington’da bulunan Ömer Taşpınar orada konuştuğu subayların taktik nükleer bombaların ancak kırsal alanda kullanılabileceğini bu nedenle Polonya sınırı yakınına atılacak bir bombanın NATO’yu harekete geçirebilecek bir etki yapmasından kaygılandıklarını söylemişler. Başkan Biden’in defaatle Amerikan askerlerinin savaşa katılmayacağını, ancak NATO ülkelerinden herhangi birisi saldırıya uğrarsa örgütün toplu savunma anlayışının devreye gireceğini söylediği göz önünde bulundurulursa hayli kritik ve tehlikeli bir eşikte bulunduğumuz aşikâr.

Rusya’nın içini iyi bilen ve Batı ile Moskova arasındaki krizin bu savaşa kadar gelmesinde Batı ittifakının, özellikle de ABD’nin sorumluluğunu başlarda çok öne çıkarmış olan Anatol Lieven her şeye rağmen referandumların ardından barışa yönelik dar bir koridorun hala mevcut olduğunu savunuyor. Lieven’e göre Putin’in referandum kararlarını hemen tanıyacağını söylememiş olması, belirli bir süre zarfında Batı’dan, ki burada ABD’yi anlamak gerekiyor, bir hamle geldiği taktirde Mart ayında Ukrayna’nın yaptığı öneriler çerçevesinde ve Donbas bölgesinin özerkliğinin garanti edilmesi karşılığında bir anlaşmaya gidilebileceğini düşünüyor.

Dahası Lieven Şanhay İşbirliği Örgütü toplantısından hem Çin hem de Hindistan’dan sert uyarılar alan Putin’in bu son hamleyi Beyjing’e danışmadan yapmayabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. Fazlasıyla Rusya yanlısı bir yorumcu olan emekli Hintli büyükelçi MK Bhadrakumar da Putin’in açıklamasının Rusya Güvenlik Konseyi genel Sekreteri Nikolay Patruşev’in Çin’de gerçekleştirdiği temasların ardından geldiğine dikkat çekiyor.

Ukrayna’nın Rusya’ya kimsenin tahmin etmediği ölçüde direnmesi bu savaşın kısa sürede bitmeyeceğini göstermişti. Ukrayna durumu Batı’dan gelen yardımların da katkısıyla tersine çevirince ortaya içinden çıkılması zor bir ikilem gelmişti: Batı Ukrayna’nın savaşı kaybetmesine razı olamaz, Putin ise kaybedemez. Bu bakımdan belki de Lieven’in değerlendirmesi kısa süreli bir çıkış yolunun varlığı konusunda haklıdır.

NATO’ya üye olduğu için bu örgütün Rusya’yı düşman gösteren Stratejik Kavram Stratejik belgesinin altında daha Haziran sonunda imza atıp şimdi de NATO karşıtı bir mantıkla kurulmuş ŞİÖ’ye üye olmaktan bahseden Turkiye’nin stratejik kıblesini iyiden iyiye şaşırmış olduğunu düşünmek şaşırtıcı sayılmamalı.  Halbuki Türkiye Rusya ve Ukrayna arasında sonuç vermese bile en anlamlı görüşmelerin yapılmasını kolaylaştırmış, tahıl koridoru anlaşmasının mimarlarından olmuş, son olarak da savaş esiri takasının gerçekleşmesini sağlamış bir ülke.

Batılı müttefikleriyle özellikle ABD ile güven ilişkisini yeniden kurabilse bu fırsat penceresinden yararlanarak gerçekten çok istediği barış ya da hiç değilse ateşkesi getirecek ülke rolünü de oynayabilirdi. Ne var ki dünyaya ve müttefiklerine verdiği sinyallerin karışıklığı bu ihtimali zayıflatıyor.

Bu ülkenin muhalefeti ise zaten bu tur sorunlar yokmuş gibi davrandığından, gelecekte ülkeyi yönetmeye talibiz ama kendimize ait tutarlı bir siyasete sahip değiliz, Türkiye’nin stratejik kimliğiyle ilgili söyleyecek bir söz de bulamıyoruz gibi bir tavır içinde olduğundan kritik bir dönemeçte ülkenin sağlıklı bir dış politika tartışmasını başlatmasını bile sağlayamıyor. Sonra da bu ülkeyi yönetebilecek kapasiteye sahip olup olmadığı sorgulandığında rahatsız oluyor.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI