Perşembe, Mart 28, 2024

Tarihin geriye saydığı coğrafya

Bu felaketin yarattığı maddi-manevi zararın boyutu ve ekonomik durumun şu anki vahameti ile bakarsak 99 depreminden ve 2001 ekonomik krizinden bu döneme hiçbir konuda ders çıkarılmadığını yaşayarak izliyoruz.

Öncelikle 2001 senesine ve ekonomik kriz dönemine dönelim… Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit zamanında ABD’de faiz 6,50 idi. AB ülkelerinde ki faiz oranları ise %5’lerde idi. (Aşağıdaki grafiklerde ilk önce ABD faizleri, bir altında ise ECB faizleri yer almaktadır.)

2001’de FED’in belirlediği $ faizi %6,50. Şu anda birkaç puan oynayacak mı diye hop oturup hop kalktığımız oran ise %4,75 dolayında seyrediyor.

2001’de ECB(Avrupa Merkez Bankası) %4,50’lerden yüksek iken şu anda %3 düzeyinde bir faiz oranı bulunmaktadır.

Bu yukarıdaki grafiklerde görmüş olduğunuz faizlerin etkisinde gelen 2001 ekonomik krizinde henüz küreselde globalleşme fırtınasıyla sıcak para kavramı oluşmamış, haliyle gelişmekte olan ülkeler ucuz dolardan henüz nasiplenmemiş ve tüketim alışkanlıkları değiştirilmemişken yaşandı.

Peki burada yaşanan kriz ortamında devletin elinde olan varlıklar neler idi? Şu anda özelleştirmeler ile satılan cumhuriyet zamanı fabrikaları, daha sonrasında sanayileşme ile gelişen modern fabrikalar gibi birçok varlığı bulunmakta ve elektrik, su, telefon idareleri devlet tarafından kontrol edilmekteydi.

Üstüne 1999 yılının ağustos ayında yaşanan Türkiye tarihinin en büyük doğal felaketlerinden birinin üzerinden 1 yıl geçmiş ve bu felaket en büyük sanayi kuruluşlarını barındıran İzmit şehrimizde yaşanmıştı. Böyle bir doğal afetten sonra bu kuruluşların üretim yapısının varın ne kadar etkilendiğini sizler tekrar tekrar düşünün…

Sanayi üretimi yıllık bazda deprem sonrası yaşanan daralma ile düşmüş ve kendini ancak 2004′ e doğru küreselde yaşanan faiz düşüşleri sonrasında ve yeniden faaliyete giren bölümler sayesinde geliştirebilmiştir. Şu anda gördüğünüz gibi ekonomi yine aynı daralma durumu eğilimine girmiş durumdadır. Yaşanan büyük deprem sonrası benzeri bir düşüşün oluşacağı da grafikten görüldüğü üzere malumunuzdur. (2020 yılındaki pandemi dönemindeki aylık pikler genel ortalamada kısa sürede açılma ile birlikte bir down bir de top bir pik yapmıştır, bunu küresel etkilerden dolayı muaf tutabiliriz.)

Aynı şartların hemen hemen şu anda yaşandığını görüyoruz ve senaryomuzu buna göre kurgulayalım bakalım neler olur?

Öncelikle küreselde yaşanan ekonomik daralmanın sonucunda bu yukarıda bahsi geçen faiz oranlarının kısa sürede düşmeyeceği ve resesyon dalgasının ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Her ne kadar FED ve ECB açıklamaları son zamanlarda değişkenlik gösterse de sonuç olarak faizleri yıllara yayarak ya da kısa süreler içinde arttırma niyetleri oluştu ve 2001 krizini yaratan oranlara yakınsamış durumdalar.

Bu sefer böyle bir faiz ortamında elde avuçta bir şey yok, 2018 kur krizi ve sonrasındaki yönetim hataları sonuçları ile birlikte dağ olmuş borçlar ve üretimden uzak rekor cari açık oluşturan bir toplum yapısı var.

2001′ deki kriz sonrası bir anda küreselde faizler düştü ve ucuz para tüm dünya piyasalarını sardı borsalar ralliler yaptı ve bizim gibi zora düşmüş gelişmekte olan ekonomilerinin tüm kar eden devlet kurumlarını aldılar. Sonrasında para arzını çok fazla büyüttüklerini fark ettiklerinde 2008 krizi ile karşılaşıldı. Hani bizi şu teğet geçen ama elimizdeki datalarda daha farklı sonuçlara ulaştığımız kriz. Sonrasında tekrar açığı büyüterek kapamaya çalışan küresel lobi en sonunda iki senelik faiz arttırımı döngüsünü başlattı ve resesyonu konuşmaya, verilerle ciddi bir para arzında kısılmaya gidileceğini duyurmaya başladı.

Yalnız bu sefer böyle bir faiz ortamında elde avuçta bir şey yok, 2018 kur krizi ve sonrasındaki yönetim hataları sonuçları ile birlikte dağ olmuş borçlar ve üretimden uzak rekor cari açık oluşturan bir toplum yapısı var. Yine benzeri şekilde ‘99 depremine benzer doğal felaket ihtimallerinden biri ne yazık ki tüm jeolojik bilimsel araştırmalardan çıkan uyarılara rağmen 10 doğu ilimizi etkileyecek seviyede Türkiye tarihinin en büyük deprem dizisinin yarattığı büyük bir yıkım ile yaşandı. Bu felaketin yarattığı maddi-manevi zararın boyutu ve ekonomik durumun şu anki vahameti ile bakarsak 99 depreminden ve 2001 ekonomik krizinden bu döneme hiçbir konuda ders çıkarılmadığını yaşayarak izliyoruz.

Sonuç olarak yukarıdaki değerlendirmeler ile dönemler arasındaki farklara-benzerliklere baktığınızda tekrar tekrar okuduğunuzda gerçekleri görmek için ahlaklı ve erdemli bir kalbe sahip olmak yeterlidir.

Umarım tarih artık tekrar tekrar tekerrür etmez ve bu acılar, umutsuzluklar bir daha asla yaşanmaz…

Grafik Kaynakları:

1 https://tr.tradingeconomics.com/turkey/industrial-production
2-https://www.global-rates.com/interest-rates/central-banks/central-bank-america/fed-interest-rate.aspx
3-https://www.ecb.europa.eu/stats/policy_and_exchange_rates/key_ecb_interest_rates/html/index.en.html

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI