ABD Başkanı Donald Trump, İran’a demir, çelik, bakır ve alüminyum sektörlerine yönelik yaptırım getiren kararnameyi imzaladı. Tahran ise buna yanıt olarak Tahran’ın ABD’nin yaptırımları yoğunlaştırma kararı ışığında Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) kapsamındaki yükümlülüklerinin bir kısmını askıya aldığını söyledi.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Aragçi, IRIB’e verdiği demeçte, JCPOA’den (nükleer anlaşma) çekilmenin İran’ın siyasi ajandasında bulunduğunu söyleyerek, bunun kademeli olarak gerçekleştirileceğini belirtti.
Avrupalı diplomatlar, kıtanın güvenliği ve çokuluslu etkili bir eylemin önde gelen bir örneği olarak gördükleri anlaşmaya uymaya devam ediyor. Financial Times (FT) gazetesine konuşan Avrupalı bir yetkili, “İran’ı tam uyum içinde kalmaya teşvik ediyoruz” dedi.
Yine FT’ye konuşan isimsiz İranlı bir parlamento mensubu, ülkenin “nükleer anlaşmadan çekilme niyeti olmadığını ve şu ana kadar olduğu gibi taahhütlerini yerine getirmeye devam edeceğini” ifade ederek şöyle devam etti:
“Ancak ABD’nin Cumhubraşkanı Hasan Ruhani’nin vurgulayacağı engelleri nedeniyle bazı taahhütler pratikte uygulanamıyor. Bu, İran’ın herhangi bir anlaşma şartını ihlal edeceği anlamına gelmiyor.”
Salı günü İran ve Avrupalı uzmanlar, Brüksel’de yaptırımların kaldırılmasını tartışmak üzere yapılan toplandı. Toplantıda, Avrupalı şirketlerin ABD yaptırımlarına karşı İran ile ticarete devam etmesini sağlama amaçlı olarak Paris, Berlin ve Londra tarafından kurulan yeni bir mali yapı olan Instex’in yetkilileri de yer aldı.
İran yönetimi, şimdiye dek Avrupalıların ABD’ye karşı duramadıkları ve Instex mekanizmasının işlememesi konusunda mutsuz olduklarını dile getirmişti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Aragçi, geçtiğimiz hafta ülkenin bunun yerine ABD yaptırımlarını atlamak için Rusya, Çin ve diğerleriyle mali bir kanal bulmayı düşündüğünü söyledi.
İran, ABD’nin ‘maksimum baskı’ kampanyasına verdiği yanıtın ‘maksimum direnç’ olduğunu duyurmuştu. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Twitter’dan yaptığı açıklamada, ABD ve müttefiklerinin kendilerini güvende hissetmediklerini, çünkü bölge halkı tarafından hor gördüklerini söyleyerek, İran’ı suçlamanın bunu tersine çeviremeyeceğini dile getirmişti.
