Çarşamba, Nisan 24, 2024

“Şi’nin ‘yeni dönemde Çin’e özgü sosyalizm’ düşüncesi ve ‘Bir kuşak bir yol’ projesi batıyı rahatsız ediyor”

Söyleşi: Serkan Üstün

Çin Halk Cumhuriyeti’nin en yetkili organı sayılan Çin Ulusal Halk Kongresi toplantısı Pekin’de başladı. Batı medyasında ise en önemli tartışma konuları Çin Devlet Başkanı Şi Cingping’in başkanlık süresinin uzatılması için 2 dönem kuralının kaldırılması ve Çin’in otoriterleşeceği endişesi. Kongre sadece idari konularda değil, ekonomik konularda da önemli kararlar alacak. Gazeteci Erkin Öncan, kongre sürecini PolitikYol’a değerlendirdi.

Çin merkezli ve Çin sosyalizmi üzerine çalışma yapan uluslararası “Socialism Studies Academic Association” (Sosyalizm Araştırmaları Derneği) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı, gazeteci ve çevirmen Erkin Öncan, Çin Ulusal Halk Kongresi’ne dair merak edilenleri yanıtladı.

Çin Ulusal Halk Meclisi ve Çin Halk Siyasi Danışma Meclisi’nin yapısı ve yetkileri hakkında bilgi veren Öncan, batı medyasındaki Şi’nin otoriter rejim kurmaya çalıştığına dair eleştirilerden Şi’nin “yeni dönemde Çin’e özgü sosyalizm” düşüncesine kadar pek çok konuda bilgi verdi. Öncan’a göre, “yeni bir dönem için Çin’e özgü sosyalizm” düşüncesi ve Çin’in ekonomik ağırlığını artıracağı düşünülen “Bir Kuşak Bir Yol” projesi batıda büyük bir rahatsızlık yaratmış durumda.

Otoriterleşme tartışmalarında ise, Çin’in Anayasal yapısının tek adam rejimine kolay kolay izin vermeyeceğini söyleyen Öncan, Şi’nin parti ve toplum içinde özel bir yeri olduğunu ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu dönemde güçlü bir liderlik ihtiyacı hissettiğini düşünüyor.

Erkin Öncan

Çin Ulusal Halk Kongresi ile ilgili kısaca bilgi verebilir misin? Yapısı ve yetkileri özetle nelerdir? Parti kongresinden ne farkı var?

Çin Ulusal Halk Kongresi, en genel ifadeyle Çin Halk Cumhuriyeti’nin en yüksek yetkili organıdır. Kongre, ülkedeki bütün eyalet, şehir, idari ve özerk bölgeler ve silahlı kuvvetlerin temsilcilerinden oluşmaktadır ve Çin’in yönetimine dair kritik kararların alındığı bir kongre örgütlenmesidir.

Bu kongre, anayasa değişiklikleri, temel kanunların düzenlenmesi, ekonomik planlar, bütçe planlamaları, idari yapıya ilişkin alınan kararlar gibi ülkenin kaderini belirleyecek en kritik konularda karar alıcı ve kanun yapıcı bir niteliğe sahiptir. En önemlisi ise, savaş ve barış konularına da bu kongrede karar verilir ve kongrenin görev süresi 5 yıldır.

Devletin bütün yüksek yetkilerini elinde tutan bu kongrenin Çin Komünist Partisi kongresiyle arasındaki en temel fark, yine doğrudan Çin’in yönetim şekliyle alakalıdır.

“ÇİN’DE TEK PARTİLİ SİSTEM YOK, 8 PARTİ DAHA VAR”

Komünist Parti iktidarı ile yönetilen Çin’in tek partili sistemle yönetildiğine ilişkin yaygın bir bilgi yanlışı bulunuyor. Oysa ki Çin’de ÇKP dışında 8 siyasi parti daha var ve bu partilerin yöneticileri aynı zamanda Çin Ulusal Halk Meclisi Daimi Komitesi’nde ve Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Ulusal Komitesi’nde Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorlar.

Kısacası, Çin’de tek parti rejimi yerine temeli Japon işgali yıllarında atılan bir “birleşik cephe” iktidarı bulunuyor ve Çin Ulusal Halk Kongresi de bu birleşik cephenin -ÇKP önderliğinde- ülke yönetimine ilişkin alınacak en kritik kararların tartışıldığı yer anlamına geliyor.

Çin’in yönetimiyle ilgili fazla bilinmeyen bir diğer olgu ise Çin’de iki tane meclis sisteminin bulunuyor oluşu. Bunlardan birincisi Halk Meclisi, ikincisi ise siyasi danışma işlevi olan Birleşik Cephe Meclisi. Bu ikinci mecliste üçte bir oranında komünist aydınlar, komünist olmayan partiler ve partisiz aydınlardan oluşuyor.

Bu sistem aynı zamanda 1930’lardan itibaren devrimci üs bölgelerinde uygulanmaya başlanan bir sistem ve bu birleşik cephe ÇKP’nin en önem verdiği çalışma alanlarından biri. Batı meyasına göre, en fazla parti görevlisi bu alanda çalışıyor.

Çin Halk Cumhuriyeti neden başkanlık süresinin 2 dönemle sınırlandırmasını kaldırmak istiyor?

Bunun cevabı bana kalırsa Çin’in önümüzdeki dönemde kendi önüne koyduğu büyüme hedefleriyle ve Şi Cinping’in parti içerisindeki rolüyle alakalı.

Çin’in siyasi ve ekonomik hedefleri, dünya çapında büyük güçlerin aralarındaki gerilimin artarak devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda, Çin’in önüne her zamankinden daha sağlam ve daha tecrübeli bir önderlik ihtiyacını koyuyor.

Çin, ülke içinde ve uluslararası alanda uzun vadeli planlar yapan ve uygulayan bir ülke. Dolayısıyla, tartışılan bu karar da yine Çin’in özellikle uluslararası arenadaki uzun vadeli planlarıyla alakalı. Dahası, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de şimdiden hem ülke içerisinde hem de dünya çapında bir figür halini almış durumda.

“Şİ’NİN ÖNDERLİĞİNE BİR KEZ DAHA İHTİYAÇ VAR”

Özellikle 2 dönem kuralının kaldırılması batıda Şi’nin otoriterleşeceğine ve hayat boyu liderlik getirileceğine yönelik eleştirilere neden oluyor? Şi yönetimi otoriterleşiyor ve tek adam üzerine inşa edilen bir düzen mi kurmak istiyor?

Şi Cinping, ÇKP önderleri arasında Mao ve Deng Xiaoping’den sonra en çok öne çıkan isim olarak tanınıyor. Cinping, Çin’in “en büyük projesi” olan “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin mimarı, aynı zamanda özellikle yolsuzluğa karşı yürüttüğü mücadeleler ve sık sık dile getirdiği sosyalizm vurgusu onu diğer ÇKP önderlerinden ayrı bir yere koyuyor. ÇKP’nin önderlik sistemi “nesillerden” oluşuyor. Şi Cinping de bu önderlik nesillerinden birinde yer alsa da, onun öne çıkan özgün yanları ve özellikle ülke içerisinde artan itibarı, Şi’nin önderliğine bir süre daha ihtiyaç duyulduğunun bir göstergesi.

Hatırlarsanız, ÇKP Merkez Komitesi Şi Cinping’in “yeni dönemde Çin’e özgü sosyalizm” düşüncesinin parti tüzüğüne girmesini önermişti. Çin’in ideolojisi şu anda “Marksizm-Leninizm, Mao Zedung Düşüncesi, Deng Xiaoping Teorisi, üç temsil teorisi, gelişim için bilimsel görüş ve Şi Cinping’in yeni dönemde Çin’e özgü sosyalizm düşüncesi” ifadeleriyle tanımlanıyor.

Öte yandan, Şi’nin görev süresinin uzatılmasının “tek adam rejimi” yaratacağını söylemek kanımca doğru değil. Öncelikle, böyle bir durum Çin’in çok yönlü yönetim ve denetleme mekanizmasından kaynaklanan bir şekilde imkansız. İkinci olarak, Şi’nin “ömür boyu başkanlık yapmayacağı” Çin’in bazı resmi kanalları eliyle şimdiden vurgulanmaya başlandı.

Şi’nin “hayat boyu liderlik” sistemini getirmesi demek, Çin’in yönetiminin üzerinde durduğu bütün sistemin toptan değişmesi anlamına geliyor ki bu durum “istenilse de başarılamayacak” durumlardandır. Burada, Şi’nin görev süresinin uzatılması ile Şi’nin yetkileri arasındaki farkı ve Çin’in çok yönlü yönetim sistemini unutmamamız gerekiyor. Şi ya da başka bir lider fark etmeksizin bugün Çin’de herhangi bir tek adam/tek parti rejiminin önünde ciddi yapısal engeller bulunuyor. Bir diğer deyişle, Çin gibi çok kültürlü ve büyük bir ülkeyi olabildiğince yüksek temsiliyetler sistemiyle yönetmek Çin için bir zorunluluk, bu durum onların “fıtratında var”.

“BATI ENDİŞELİ”

Şi Jinping’in “yeni bir dönem için Çin’e özgü sosyalizm” düşüncesinin batıda rahatsızlık yarattığını düşünüyor musun?

Kesinlikle düşünüyorum. Bu sorunun cevabı için Batı medya kuruluşlarının Çin ve Şi ile ilgili haberlerini kısaca incelememiz bile yeterli olacaktır. Bu durum batıda “Şi faktörü” (the Xi factor) diye de adlandırılıyor. Şi, görevi boyunca batıyı “rahatsız edecek” çok sayıda hamle yaptı ancak bunlardan en önemlisi tabii ki Bir Kuşak Bir Yol projesi oldu. Çin’in ilk olarak Şi Jinping tarafından ilan edilen bu projesi, genel olarak korumacı bir eğilime doğru yol alan kapitalist bloğun en büyük rahatsızlıklarından biri haline gelmiş durumda. Aynı zamanda, Çin’in bir de 2049 hedefi var. Bu hedefe göre Çin, 2049 yılında “modern sosyalist devlet” haline gelmiş olacak.

Öte yandan, Çin’in büyüyen ekonomisi, dünya çapında artan ithalat, ihracat oranları, ülke içerisinde yoksulluk oranının hızla azaltılması, yolsuzluğa karşı sert mücadele, dünya ekonomisindeki katkı payının artması ve benzeri sayılabilecek onlarca olgu Şi’nin katkısı olarak “yeni dönemde Çin’e özgü sosyalizm” teorisinin birer çıktıları olduğundan, Çin de, Şi Jinping de batıda büyük bir rahatsızlık kaynağı haline gelmiş durumda. Yaşanan rahatsızlığın en temel sebebi ise Çin’in dünya ekonomisini her zamankinden daha fazla etkileyen -ve bir süre sonra yönlendireceği de öngörülen- bir konuma doğru ilerliyor oluşu.

“ÇİN, EKONOMİDE VİTES YÜKSELTİYOR”

Ulusal Halk Kongresi’nde ekonomiye yönelik tartışmalar da yapılıyor. Bu ekonomik yaptırımlar özetle neler olacak? Çin’in burada özellikle istihdama yönelik alacağı önlemler olduğu söyleniyor. Bu kongre Çin ekonomisinde bir gelişme yaratacak mı?

Ulusal Halk Kongresi’nde ekonomiye yönelik alınan kararların en önemlilerinden birisi savunmaya ilişkin oldu. Çin, 2018 savunma bütçesini yüzde 8.1 oranında artırarak 1.1 trilyon yuan’a (175 milyar dolar) yükseltti. Aynı zamanda, yıllık oturumlardayayınlanan rapora göre Çin, 2018 yılı GSYİH büyüme hedefini de yüzde 6.5 civarında belirledi.

Bunun yanında, Başbakan Li Kıçiang, Pazartesi günü yaptığı açıklamada üretim sektörünü tamamen açarak ve bir dizi başka sektörle olan erişimini genişleterek yabancı yatırımcılara bu yıl daha geniş kapılar açılacağını da belirtti. Li, 13. Ulusal Halk Kongresi’nin ilk oturumuna sunulan çalışma raporunda, yabancı yatırımcıların telekomünikasyon, tıbbi hizmetler, eğitim, yaşlı bakımı ve yeni enerji araçları gibi sektörlere daha fazla erişimi sahibi olacaklarını söyledi. Li, “Pazara giriş standartlarını Çin ve yabancı bankalar için aynı hale getireceğiz” dedi.

Çin’in pazara giriş standartlarını genişletmesi kimi zaman “olumsuz” ya da “kapitalistleşme hamlesi” olarak değerlendirilse de bu durum Çin açısından bakıldığında “vites yükseltmek” anlamına geliyor.

Zira, Çin ve Çin’in “piyasa sosyalizmi” bakış açısından değerlendirildiğinde, önlerinde duran en büyük hedefin üretici güçlerin geliştirilmesi ve bu yolla ekonomik güç kazanımı yoluyla sosyalizm inşası olduğu görülecektir. Çin karakteristiğinde sosyalizm ve piyasa sosyalizmi gibi kavramlar ise ayrıca tartışma gerektiren konular.

 

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER