Bu yılın mottosu “Şiddetsiz bir dünya birlikte mümkün!” Unutmayalım ki “Bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın öte yanında bir kasırganın ortaya çıkmasına neden olabilir.” Bunu da dayanışarak, birlikte, çok ses ve tek yürek olarak sağlayabiliriz.
Önümüzdeki hafta bir 25 Kasım’da daha Mirabal Kardeşleri anacağız. Hep birlikte, dünya kadınları olarak, onların anısı önünde saygıyla eğilerek, omuzlarımız dik “Kadına yönelik şiddete HAYIR!” diyeceğiz.
25 Kasım’ı önemli kılan bu tarihin Dominik’e uzanan hüzünlü hikayesinin mevcudiyeti. 25 Kasım, Mirabel Kardeşlerin vahşice katledilişlerinin yıldönümü… Mirabal Kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım, 1981 yılında Kolombiya’nın Bogoto şehrinde bir araya gelen Latin amerikalı ve Karaipli Kadınlar Kongresinde, Mirabal Kardeşlerin anısına “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü” olarak ilan edildi. Bu kararı alan Latin Amerikalı kadınlar aslında faşist diktatörlüklerin şiddetine karşı kadınlar cephesinden büyük bir mücadeleyi de ilan etmiş oldular.
Mirabal kız kardeşlerden birinin kod adının “Kelebek” olmasından da esinlenerek; o günden sonra üç kız kardeş, gerek Dominik’te gerek dünyada “Kelebekler” adıyla anıldılar. Bu nedenle 25 Kasım 1981 yılında dünyanın bir ucunda başlatılan bu mücadelenin KELEBEK ETKİSİ yapması hedeflendi.
Birleşmiş Milletler 1999 yılında bugünü resmi olarak “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilan etti.
Esasen tüm dünyada kadına yönelik şiddet devlet şiddetiyle iç içe. Kadına yönelik şiddetin oranı, devlet şiddetiyle orantılı. Bu nedenle şiddete karşı mücadelede en önemli unsur kadın dayanışması. Dolayısıyla, 25 Kasım tarihi tüm dünya kadınlarının sokağa çıktığı ve dayanıştığı bir gün olması nedeniyle önem taşımakta.
KADIN DOSTU SİYASET KAZANDIRACAK!
Türkiye en geç 7 ay sonra gerçekleşecek bir seçime hazırlanıyor. Mevcut iktidarın kadına karşı tutumu tescilli.
İstanbul Sözleşmesinden bir gecede, bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çekilmeleri kadına karşı şiddete karşı tutumlarının tescilli belgesi.
Her 25 Kasım’da sokağa çıkan kadınlara nasıl şiddet uygulandığı, gözaltına alınan kadınlar hepimizin aklında.
Bu siyasi iktidarın KADIN DOSTU olmadığı tescilli.
Bu ülkede yaşayan kadınlar, seçmen nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, seçimlerde sadece oy veren nesneler olmak istemiyorlar. Fırsat eşitliğinin yaratıldığı, yani hem seçen hem de seçilen olan özneleri olmak istiyorlar.
Bu iktidarın değişmesinden yana olanlar gidecek olanın, gitmesi gerekenin yerine gelecek olan(lar)dan da samimi olmalarını bekliyorlar. Değişim sözü verenlerin siyasi tercihlerinin, gelecek vaatlerinin KADIN DOSTU olmasını istiyorlar.
Bu seçimde kadınların tercihini belirleyecek olan KADIN DOSTU siyasetten yana olmak, ya da olmamak.
Kadınların önceliği kılık kıyafetleriyle, başlarındaki örtüyle ilgili alınacak kararlar değil. Bu kararların eril siyasi unsurlar tarafından onlar adına alınması hiç değil.
Kadınların önceliği Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin sağlanması.
Değişimden yana olanlar daha fazla geç kalmadan sadece gençleri değil, kadınları da hedefleyen, onları bir araya getirecek politikaları üretmek zorunda. Sadece gençleri değil, kadınları da ikna edebilenler kazanacak.
Kadınlar Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini sözde değil, özde içselleştirmiş siyaset kurumunun yanında olmakta kararlı görünüyor.
Bu nedenle önümüzde ki dönem TBMM’de kadın temsiliyetinin artmasını istiyorlar. 2023 seçimlerinde Temsilde Eşitlik istiyorlar. Bu nedenle değişim, değiştirme iddiasında olan siyasi partilerin milletvekilleri listelerini hazırlarken eşitlik ilkesiyle hareket etmelerini bekliyorlar.
Değişimden yana olanlar daha fazla geç kalmadan sadece gençleri değil, kadınları da hedefleyen, onları bir araya getirecek politikaları üretmek zorunda. Sadece gençleri değil, kadınları da ikna edebilenler kazanacak.
Seçimlere yaklaşılan bu zaman diliminde kadın sivil toplum örgütlerinin var güçleriyle çalıştıklarını görüyoruz. Onlar bu ülkenin tüm kadınlarına ses olmaya çalışıyorlar. Eğitim diyorlar, eşitlik diyorlar, şiddete karşıyız diyorlar, İstanbul sözleşmesi yeniden imzalanmalı diyorlar.
Biz de buradan tüm siyasi partilere soralım.
Kadınların sesini duyuyor musunuz?
Sadece dinleyin ve düşünün!
ŞİDDETSİZ BİR DÜNYA BİRLİKTE MÜMKÜN!
Kadınların seslerini duyurabilecekleri en önemli mecra sokaklar. Sokaklardaki görünürlüklerinden taviz vermemeleri gerekiyor. Şiddete karşı direnmek için sokakta olmak gerekiyor.
Mirabal Kardeşler, tüm dünya kadınlarına ışık tutmaya, ilham vermeye devam ediyor. Kadınlar yaşamın her alanında şiddete karşı mücadeleye kararlılar.
Bu yılın mottosu “Şiddetsiz bir dünya birlikte mümkün!”
Unutmayalım ki “Bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın öte yanında bir kasırganın ortaya çıkmasına neden olabilir.”
Bunu da dayanışarak, birlikte, çok ses ve tek yürek olarak sağlayabiliriz.
