Cuma, Nisan 19, 2024

Serkan Üstün yazdı | Siyasal iletişimde yeni dönem: Cambridge Analytica’nın akla getirdikleri

Sosyal medya, ülkemizde ve hatta tüm dünyada internete bir şekilde erişimi olan 7’den 70’e herkesin hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda. Bu nedenle devletler, siyasi partiler, istihbarat örgütleri, siyasal kampanyacılar ve adaylar tarafından insanlara ulaşmak, propaganda yapmak ve son zamanlarda ortaya çıktığı gibi insanları manipüle etmek için kullanılıyor. Burada sosyal medyanın ne kadar önemli olduğundan bahsetmenin anlamı bulunmuyor. Bu zaten tüm dünyada kabul edilen bir gerçek. Sosyal medya; insanlara ulaşmayı, iletişim kurmayı hızlandırıyor ancak bu hızın zamanın ruhuyla birleşmesiyle birlikte gerçek dışı bilginin yayılmasını kolaylaştırıyor. Gerçek dışı bilginin (ya da gerçek bilgilerin bükülerek) kullanılması, algının yönetilmesini kolaylaştırmakta.

Duygulara hitap etmek

Uzun süredir dünyada iletişimcilerin ve siyaset bilimcilerin ana tartışma konularından biri olan sosyal medya, Facebook – Cambridge Analytica veri skandalının ortaya çıkmasının ardından tekrar ve daha da hararetle tartışılmaya başlandı. Sosyal medyanın seçim kazandırıp kazandıramayacağı bir yana, bu mesele bu kadar hararetli tartışılıyor ve bir manipülasyon aracı olarak kullanılabileceği doğrudan kabul ediliyorsa, tartışmalar yalnızca adına son yıllarda sosyal medya olarak adlandırılan mecraların ne kadar güçlü olduğunun bir kanıtı. Bu güç yalnızca reklam verenlerin ya da politik kampanyacıların çok kişiye erişebilmesiyle değil, erişmek istedikleri kitlelerin verilerini elinden bulundurmasından geliyor. Reklam verenler ve kampanyacılar, bu verileri toplayarak hedef kitleye yönelik özel içerik üretebiliyorlar. Bunun detaylarını anlatmaya gerek yok, zira çok yerde yazılıp çizildi. Ancak şunu söylemekte yarar var: Etik tartışmaları bir kenara bırakırsak bu reklamcılıkta ve kampanyacılıkta bir devrim. Her ne kadar bu yöntemler 4-5 yıldır kullanılıyor olsa da bu kadar tartışılıyor olması bunun tüm sektöre mal olmasını sağlayacak. Bu sayede televizyonlarda ya da herkesin ortak erişimi olan yerlerde görülecek içerik üretmek yerine hedef kitleye reklam vermek, reklamcılık ve siyasal iletişim dünyasını derinden etkileyecek bir gelişme olarak karşımızda duruyor. Bununla birlikte siyasi propaganda gibi görünmeyen, haber görünümlü yalan ya da manipüle edilmiş içeriklerin de seçmen davranışını etkilemek amaçlı etik dışı kullanıldığını biliyoruz. Zaten Cambridge Analytica – Facebook veri skandalı bu kadar tartışılmasının temelini oluşturan sebepler de bunlar. Gerçekleri, doğruları söylemek her zaman bu sözlerin sahiplerini başarıya ulaştırmıyor. Yani sosyal medya söz konusu olduğunda önemli olan duygulara hitap etmek. Burada ise gerçeğin ve doğrunun peşinden koşanların yapması gereken şey, gerçekleri duygulara hitap etmesini sağlayacak bir hale getirmek.

Reklamcılıkta yeni dönem

Reklamcılığı ve propagandacılığı bir kenara bırakırsak, sosyal medyanın bir diğer özelliği de politika, kültür-sanat, insan ilişkileri, aşk ve aklımıza gelebilecek her türlü konuda yeni bir tartışma mecrası haline gelmesi. Aydınların birbirleriyle tartıştığı dergi ve gazete yazıları yerine son yıllarda gazeteciler-aydınlar-yazarlar arasında dahi Twitter polemiklerini daha sık görüyoruz. Bunu kınayacak değiliz elbette. Zamanın ruhu biraz da bunu gerektiriyor. Geleneksel yayınlardaki içeriklerin bile hızlı tüketim nesnesi haline geldiği (TV tartışma programlarındaki uzun yayınlardan kesilen kısa videoların viral olup yayılması, dergi yazılarından iki-üç cümlelik pasajların Instagram, Facebook gibi içeriklerden yayılması, haber metinlerinin zaman zaman okunmadan başlıklarına bakılarak buradan tartışma yürümesi) günümüz dünyasında sosyal medyanın hem siyasetçiler, hem aydınlar hem de basın sektöründe faaliyet gösteren geleneksel gruplar için daha işlevli kullanılmaya çalışılması da bu gerçeklikten kaynaklanıyor. Ancak mevcut sosyal medya platformlarının kısıtlı (bazı platformlardaki karakter kısıtı ya da hukuki endişeler) ve süratli hali düşünüldüğünde; muhataba ulaşmak, ulaşıldığında ciddiye alınmak, sağlıklı bir biçimde tartışabilmek oldukça zor. Yani sanal ortamda muhatapla kurulan ilişkiler de sosyal medyanın süratli ve kısıtlı hali içerisinde sağlıksız bir hal alıyor. Aynı zamanda sosyal medyada muhataplarla kurulan ilişkiler, zaman zaman manipülatif, gerçeği yansıtmayan ya da trollerin saldırıları altında ciddiyetini yitiren, sorunların gerçek çözümünü aramaktan uzak, sadece kısır tartışmalara alan açan bir hale dönüşüyor. Doğruluğu tam olarak kanıtlanmamış haberlerle ya da manipülatif içeriklerle, kullanıcıların tepkilerini, günlük sıradan iletişimde var olan seviyenin dışına çıkartan bir sosyal medya kullanımının mevcut olduğu söylenebilir. Bunda kuşkusuz iletişimin daha soyut kanalarla olmasının payı bulunuyor.

Politikacı-yurttaş, yönetici-yönetilen ilişkisinde yeni dönem

Sosyal medyanda, eşitler arasında kurulan ilişkilerin yanı sıra yurttaşların politikacılarla, kurumların yöneticileriyle ya da sıradan yaşamlarında ulaşmasının kolay olmadığı kişilere kolaylıkla ulaşmasını sağlayacak bir yönü var. Ancak Türkiye demokrasisinin içinde bulunduğu ortam ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller düşünüldüğünde, yurttaşlar sesini duyurmak, eleştiri hakkını kullanmak ya da hak aramak için ya adaletsiz yargı sistemi ile baş başa kalmayı ya da anonim kimliğinin arkasına sığınarak muhataplık ve ciddiye alınabilirlik oranının azalmasını göze almak zorunda kalıyor. Burada Facebook genellikle asıl kimlikler kullanıldığı için istisnai bir platform gibi dursa da sonuç olarak hem insanların sosyal hayatında tanıdığı kişilerle arkadaş olduğu bir platform. Ayrıca yine bu platformda da iletişim biçiminin özelliğinden kaynaklı, sağlıksız, birbirine hakarete varan, hedef gösteren paylaşımlara sıkça rastlamak mümkün. Örneğin yanlış bilgilerin, yalan haberlerin, göçmen düşmanı içeriklerin en çok paylaşıldığı platform olması tesadüf olmasa gerek. Bu tür manipülatif içeriklerin yayılmasında kullanıcı profili de belirleyici.

Her yaştan, her eğitim durumundan ve her siyasi görüşten insanın kullandığı sosyal medya, maalesef her zaman hızlı yayılan doğru haberlere ya da içeriklere ev sahipliği yapmıyor. Yalan haberlerin, düşmanca içeriklerin ya da manipülasyonların yayılmasında kullanıcının o anki refleksleri belirleyici oluyor. Günümüzün ruhuna da uygun bir biçimde kullanıcı, kendisine ulaşan içeriğin doğruluğunu sorgulamak yerine o anki öfkesi ya da sevinci ile manipülatif içeriği yaymaya katkıda bulunuyor. Oysa bu tür içeriklerin çoğu gerçek bilgiye dayanmadığı için çoğu kez haksız ve yaralayıcı ithamlar içeriyor. Örneğin Suriyelilerin vergiden muaf olduğu, yüksek maaşlar aldığı yönünde sosyal medyada yayılan asılsız haberler toplumun büyük bölümünün öfkesini bir anda tüm göçmenlerin üzerine çekebiliyor. Hatta bu tür haberlerin önüne geçmek için Türkiye’de ve dünyada sadece doğrulama içerikli yayın yapan platformlar geliştirildi.

Sonuç

Buraya kadar sosyal medyanın hem iletişim biçimlerinde sebep olduğu değişikliklerden bahsedip hem de bunların yarattığı sorunlara değindikten sonra, etik kurallar çerçevesinde reklam ve propagandanın yapılabildiği, tartışmaların daha verimli yapılabildiği ve yurttaşların günlük hayatta ulaşamadığı kişilere ulaşabildiği sağlıklı kanalların açık olduğu bir sosyal medya yaşantısı mümkün olup olmayacağı kuşkusuz tartışmalı bir hal alıyor. Ne olursa olsun, Facebook ve Twitter geleneksel medya araçlarının yapamadığını yapıyor ve çoğu zaman TV’lerin basılı yayınların yayımlayamadığı şeylerin insanlara ulaşmasını sağlıyor. Özellikle ifade özgürlüğü konusunda büyük engeller bulunan Türkiye gibi ülkelerde bunun önemi daha da fazla. Geleneksel medya kuruluşlarının sahibi olan şirketlerin de iktidarla olan ticari ve politik ilişkileri düşünüldüğünde bu daha da elzem hale geliyor. Ayrıca tüketicinin değil içerik üreticisinin kullanıcı olduğu bu alanlar düşünüldüğünde kamuoyu denetimi aracılığıyla 4. güç olarak kabul edilen medyanın demokrasiye katkı sağlaması adına bu mecraların niteliği önem kazanıyor. Sonuç olarak, tüm bu eleştirilerimize karşın yepyeni kitle iletişim araçlarının güncel yapıları ile hareket etme zorunluluğu karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda bu mecraların demokratikleşmeye ve doğrudan iletişime yönelik katkıları da ortada. Geriye bu alana katkı sağlayacak ve onu geliştirecek mekanizmalar üzerine düşünmek kalıyor.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER