Konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıyan Altıok şöyle dedi:
“İsimsiz ve imzasız bir mektubun ardından sırasıyla İçişleri Bakanlığı, İzmir Valiliği ve Çiğli Kaymakamlığı tarafından birebir aynı ifadeleri kullanılarak, geçmiş dönemlerde il yönetim kurulu üyemiz, belediye başkanı ve milletvekili aday adayımız Serdar Sandal’ın en temel insan hakları ayaklar altına alınmıştır” dedi.
SERDAR SANDAL HEDEF GÖSTERİLMIŞTİR
Serdar Sandal ayrımcılık yapılarak inanç ve dünya görüşü etrafında hedef gösterildiğini belirten Zeynep Altıok, ilgili yazının çok net bir 12 Eylül uygulaması olduğunu belirtti.
ARKADAŞLARIMIZI 12 EYLÜL KARANLIĞINA TESLİM ETMEYİZ
Zeynep Altıok “Bu saldırının Serdar Sandal’ın şahsında son dönemde partimize yönelik sistemli ve programlı operasyonun bir diğer halkası olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. İktidar artık elindeki devlet olanaklarını kullanarak yerel örgütlerimize, belediyelerimize varacak düzeyde kapsamlı bir operasyon yürütmektedir. Biz buna teslim olmayız, ne belediyelerimizi ne de örnek bir eğitimci olan arkadaşımız Serdar Sandal’ı da 12 Eylül karanlığına teslim etmeyiz. Kurum müdürülüğünü yaptığı eğitim merkezinin kanunlara uygun olduğu mahkeme kararlarıyla sabittir. Dahası aynı kurum AKP’li Menderes Belediyesi’nde de mevcuttur” ifadeleri kullandı.
DEVLET KURALSIZLIK MEKANİZMASINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Bu süreçte hükümetin devleti hukuksuzluk ve kuralsızlık mekanizmasına dönüştürdüğünü, vatandaşların inanç ve dünya görüşü ekseninde ayrıştırıldığını belirten Altıok, “bunun bir sonraki aşaması hükümet ve devlet kurumları aracılığıyla hedef gösterilen vatandaşların işinden, aşından olması; muhbir vatandaşlar eliyle hükümet gözetiminde cezalandırılmasıdır” şeklinde konuştu.
“Bu kapsamda Valiler ve Kaymakamlar iktidarın değil devletin, yurttaşların hizmeti için o makamlarda olduğunu unutmamalı, iktidarın hukuksuzluğuna alet olmamalıdır” diyen Zeynep Altıok aşağıdaki soruların yanıtlanması istemiyle İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya yöneltti:
Devlet memuru olmasında herhangi bir engelinin olmadığı bizzat devlet kurumu Çiğli Belediyesi tarafından sabit Serdar Sandal hakkında bu skandal isimsiz ve imzasız mektubu kime ve ya kimler ciddiye alıp uygulamaya almıştır?
Bu isimsiz ve imzası mektubu ciddiye alıp uygulamaya alan İçişleri Bakanlığı görevlileri hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
Devletin resmi evrakında açık açık ayrımcılık ifadeleri kullanan İzmir Valiliği ve Çiğli Kaymakamlığı hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
Bakanlığınıza ulaşan bu ve benzeri ayrımcılık, insan hakları ihlali, hedef gösterme içeriğinde olan tüm isimsiz ve imzasız mektuplar araştırılması için Valilik ve Kaymakamlıklara iletilmekte midir?
Bakanlığınızda bu tip durumları inceleyen insan hakları birimi, hukuk birimi, etik biri mi var mıdır?
AKP’li Menderes Belediyesi’nin de aynı şekilde eğitim merkezi vardır. Hukuka uygunlukları bizzat mahkeme kararıyla sabit belediye eğitim merkezlerinin hepsine aynı içerikte yazı gönderilmiş midir? Yoksa AKP’li belediyelere farklı, CHP’li belediyelere farklı uygulama mı yapılmaktadır? Nedir Menderes Belediyesi’ni Çiğli Belediyesi’nden ayıran özellik?
PolitikYol
