OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile basın kuruluşlarının kapatılması ve açığa alınmalara tepki göstermek amacıyla Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan TGS, DİSK Basın-İş, İHD İstanbul Tabip Odası ve KESK temsilcileri, "Adalet ve Özgürlük istiyoruz" söylemiyle basın açıklaması yaptı.
Adliye önündeki alanda toplanan kalabalık, "Adalet ve Özgürlük istiyoruz" yazılı pankart ve dövizler açtı. Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla eş genel yayın yönetmenliği yapan ve hakkında, "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan dava açılan gazeteci Fehim Işık, çözüm sürecinin askıya alındığı günden itibaren basının üzerinde ağır baskıların oluştuğunu bu minvalde kendisi ile birlikte 110 kişinin Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptığı için hakkında davalar açıldığını söyledi. Işık, Bugün 3 ayrı davada 6 kişinin gelip mahkemede ifade verdiklerini belirtti.
"CEMAATÇİ OLMAYANLAR DA AYNI TORBAYA KONULUP AÇIĞA ALINIYOR"
Ortak basın açıklamasını Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç okudu. Uğur Güç, "Darbecilerle mücadele adı altında toplumsal muhalefete, gericilikle mücadele edenlere karşı yeni bir zulüm dönemindeyiz. OHAL olarak kodlanan bu dönemde KHK’lerle süren saldırı dalgalarında muhalifler, gericiliğe karşı mücadele edenler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, eğitim emekçileri, akademisyenler, yazarlar, cemaatçi torbasına doldurulup açığa alınıyor. İhraç ediliyor. Kıdem tazminatsız işten çıkarılıyor. İşsizlik maaşından mahrum bırakılıyor. Hapse atılıyor. İşkencelere maruz kalıyor" dedi.
80 BİN ÇALIŞAN AÇIĞA ALINDI
Güç, OHAL sürecinde resmi yetkililerden edindikleri verilere göre, ilk 50 günde 40 bin gözaltı ve 20 bin tutuklama yapıldığı, 80 bin çalışanın açığa alındığı; 45 gazete, 24 radyo, 18 televizyon kanalı, 15 dergi, 29 yayınevi ve 3 haber ajansının kapatıldığı, 3 binden fazla basın çalışanının işsiz bırakıldığını aktardı.
Güç ayrıca, bu operasyonlar kapsamında 100 gazetecinin gözaltına alındığını, 37’sinin ise tutuklandığını ifade etti.
Uğur Güç ayrıca, "Kapatılan basın kuruluşlarının büyük kısmını cemaate yakınlığıyla bilinen kuruluşlar oluştursa da, geri kalanını Kürt halkını ve ezilen hakların taleplerini dile getiren, halkın haber alma hakkını savunan ve gerçekleri yazmaya gayret eden basın kuruluşları oluşturmaktadır" diye konuştu.
(DHA)
