Vurgulayalım: Seçim sisteminin değişikliği değil muhalefetin yapacağı hatalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti’ye seçim kazandıracaktır.2018’den bugüne, ülke yönetiminde demokrasiden ekonomiye çevreden birlikte yaşamaya kadar geniş yelpazede yaşanan ciddi yönetim sorunlarının sonucunda, AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu elde etmesi giderek zorlaşıyor. 15 maddelik değişiklik, kaybetmeyi engelleme girişimi olarak görülebilir. Bu tür girişimlerin devamının geleceğini de görebiliriz. Yapılmak istenen, Millet İttifakı içinde CHP ve İyi Parti dışında kalan partileri, özellikle de DEVA, Gelecek ve Saadet Partilerinin konumlarını, algılarını, milletvekili sayılarını ve AK Parti’den gelecek oylarını engellemektir. Bundan sonraki adımlar, HDP ve diğer partiler üzerine olacaktır. AK Parti ve Cumhur İttifakı bu hamleleriyle başarılı olabilir mi? Zor gözüküyor? Değişiklik önerisini dinlerken duyduğum; güçlü ve kendine güvenen partilerin değil aksine, zayıflayan ve toplumsal tabanının kaybeden partilerin sesiydi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, sadece Türkiye’nin demokratik, adil ve iyi yönetimi bağlamında ciddi sorunlar yaratmamış, aynı zamanda AK Parti’yi de değiştirmiş ve seçimi kaybetme riski yüksek bir parti konumuna getirmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin “güçlü ve denetimsiz yürütme” ve “yürütmeci başkanlık” temelinde hareket tarzı, siyasi partilerin ve yasama organının (ve de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının) zayıflamasını ve işlevsizleşmesine yol açacağını biliyorduk. Buna AK Parti’nin dâhil olduğunu vurgulamıştık. Parlamenter Sistemin egemen partisi konumundaki AK Parti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin seçimleri sistem değiştirerek kazanmaya çalışan partisi konumuna gelmişti. Gerçekten nereden nereye? Buna karşılık ilginç olan, yürütmeci başkanlık sisteminin Cumhurbaşkanı seçilmek için getirdiği “50%+1” ilkesinin ortaya çıkarttığı “İttifak Siyasetinin” beklenmeyen sonucunun muhalefet alanını canlandırması ve seçim kazanma olasılığının yükselmesiydi. Muhalefetin seçimleri kazanarak Türkiye’yi yönetmesi artık önümüzde ciddi bir olasılık olarak duruyor.
Parlamenter Sistemin egemen partisi konumundaki AK Parti, Cumhurbaşkanlı Hükümet Sisteminin seçimleri sistem değiştirerek kazanmaya çalışan partisi konumuna geldi.Vurgulayalım: Seçim sisteminin değişikliği değil muhalefetin yapacağı hatalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti’ye seçim kazandıracaktır. O nedenle, önemli olan, stratejik ve taktiksel olarak muhalefetin seçim sisteminde yapılmak istenen bu değişikliğe karşı nasıl yanıt vereceği ve toplumun geniş kesimleriyle ilişkisini inandırıcı bir tarzda ne derecede güçlendireceğidir. Bu ara şu noktayı da vurgulayayım: Bu değişiklik sadece Meclis ile ilgili. Cumhurbaşkanlığı Seçimi yine 50%+1 ilkesi temelinde yapılacak. Sadece insani ve yaşamsal yıkım ve trajedi değil, aynı zamanda, dünya siyasetinde ve uluslararası ilişkilerde tektonik taşları yerinden oynatan ve “sistem dönüştürücü” nitelik taşıyan Putin’in Ukrayna Savaşına dönüyorum. Esas kritik öneme sahip olan ve geleceğimizi büyük ölçüde belirleyecek konu, bu savaşın, işgalin nasıl sonlanacağı. “1990’lara dönülmesin” denirken, 90’ların siyasi hamlelerinden biri olan seçim sistemiyle oynamaya dönüyorlar diyorum.
Editör: TE Bilisim