Cumartesi, Nisan 20, 2024

Seçim sandıkta kazanılır derken…

Güçlü bir dip dalgası gerekiyor. Bu seçim küçük oy farklarıyla kazanılabilecek bir seçim değil. Farkı açmak çok önemli, devlet olanaklarıyla, kimi “müdahalelerle” eritilebilecek oylara rağmen belki de yegâne yol bu.

Demokratik bir ülkede seçime gidiliyorsa, birçok siyasi parti, lider, aday birçok siyasal iletişim kampanyası vardır. Herkesin, siyasal partilerin, liderlerin iktidar planları, bu planlara uygun hedef kitleleri, o kitlelerin beklentilerine yönelik vaatleri, projeleri, söylemleri, sloganları vardır.

En önemlisi yarış vardır, eşit koşullarda, centilmence bazen ayak oyunlarıyla hatta bel altı hareketlerle kirlenen ortamda bağımsız yargı, hakem rolündedir, sistemin işlemesini bir biçimde sağlar. Aslında her zaman lazım olan sistemi korur, kamuoyu ve medya bağımsız denetçi rolündedir.

Ve ceza oyun bozanlara çoğunlukla sandıkta verilir.

Seçimin her seferinde sandıkta kazanıldığı, muhalefetin bunu fark etmemek için uzun yıllar direndiği Türkiye’de de böyledir.

Bir de bu söz genellikle eksik anlaşılır, seçimin sandıkta kazanılması demek, sadece sandıkta baskı kurmak, egemen olmak, oyları çalmak, Stalin’in “seçimin sonucunu sayanlar belirler” sözünün ardına takılmak değildir.

Önce seçmeni sandığa getirmek, sonra o oya sandıkta sahip çıkmak, sonra sonuçlar açıklanana kadar her aşamasında korumak demektir. Yani iki boyutu vardır. Adayınız, vaatleriniz, kampanyanız seçmeni önce sandığa getirecek hatta bu seçimde farkı olabildiğince artırmak zorunlu. Sandıkta olmayan oya sahip de çıkamazsınız.

Seçmeni sandığa getirebilir, bir de gerçekten oylarına sahip çıkacağınızı gösterirseniz, yani seçim günü değil seçim kampanyanıza paralel her ulaştığınız seçmene oyunun garantinizde olduğu duygusunu, güçlü bir sandık organizasyonu kurduğunuzu anlatabilirsiniz, çok yaygın olan seçim güvenliği endişelerini bitirebilirsiniz.

2019’da İstanbul’da hakemin de maçı sattığı anlaşılınca, rövanşta tribünün neredeyse hep birlikte, daha önce maça gelmeyenlerin de dahil olmasıyla hakemi, rakip takımı herkesi tekrar oyunun gerçek sonucu konusunda hizaya çekmesi gibi.

Sandıkta oyuna, iradesine sahip çıkıldığını görenler, o iradeyi tekrar gösterirler. Ancak yaratılan başarılı örnek, on binlerce yeni seçmenin daha önce gitmedikleri sandığa gönül rahatlığıyla gidebilmelerini de sağlar. Daha önce oldu, yine niye olmasın, demeye başlar seçmen.

Kuralları sürekli esnetilebilen, değiştirilebilen, eşitsiz bu seçim oyununda, seçmenin iknası ve tatmini, sandıklara akması için Millet İttifakı’nın direnci kadar, kampanyasındaki yaratıcılık, oluşturacağı heyecan, coşku da etkili olacak.

Oyunun korunacağını, milletin iradesinin tecelli edebileceğini bilen seçmen, bütün kampanya boyunca kendisine başarıyla vaat edilen, ikna olduğu her neyse onları elde etmek için ya da öfkesine, inadına, korumak istediği partiye, adaya sahip çıkmak için pazar günü hiçbir şeye aldırmadan sandığa gider.

Analoji futbol üzerinden kurulunca iyi bir futbol izleyici olmasam da 14 Mayıs’ta bizi bekleyenin yine daha öncekiler gibi sıkı bir rövanş ve İttifakların takım oyunu olduğunu söyleyebilirim. İktidar 2018 ve 2019’da her iki seçimde de birinci parti olduğu hâlde kaybettiği seçimlerin rövanşını bu sefer tüm Türkiye’de almak istiyor.

Kendisine kaybettiren kim ve ne ise onları cezalandırarak, oyundan düşürerek ya da yeniden dizayn ederek… Tek adama göre tasarlanmış Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini’nin yarattığı tüm olanakları kullanarak, kuvvetler ayrılığını tümüyle rafa kaldırarak… Seçimi eşitsiz koşullarda devletin tüm imkanlarını kullanacak biçimde yaparak ve buna da Anayasal bir kılıf bularak… Her türlü popülist argümanı kullanmaktan çekinmeden: Kimi siyasetçilere siyaset yasakları, sansür yasası, yeni seçim yasası, darphanenin sınırsız çalışması, yargının tamamen araçsallaştırılması vb.

İktidar (Cumhur İttifakı) Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendinden kopan %10-15’lik kesime odaklandı ve onları geri döndürmek için kesenin ağzını sonuna kadar açtı. Derinleşen yoksulluk ve ekonomik kriz ortamında yeterli güven ve inandırıcılığı oluşturmakta ise çok zorlanıyor.

Mesele, muhalefetin bu fırsatı değerlendirecek, hala ortada duran kararsızlarda güveni, inandırıcılığı sağlayacak aday, vaat seti ve kadroyu seçmene sunma becerisinde kilitleniyor. Güçlü bir dip dalgası gerekiyor. Bu seçim küçük oy farklarıyla kazanılabilecek bir seçim değil. Farkı açmak çok önemli, devlet olanaklarıyla, kimi “müdahalelerle” eritilebilecek oylara rağmen belki de yegâne yol bu.

Kuralları sürekli esnetilebilen, değiştirilebilen, eşitsiz bu seçim oyununda, seçmenin iknası ve tatmini, sandıklara akması için Millet İttifakı’nın direnci kadar, kampanyasındaki yaratıcılık, oluşturacağı heyecan, coşku da etkili olacak.

Çünkü seçim sandıkta kazanılır derken, sadece oylara her aşamada sahip çıkmayı değil, özellikle  kararsız görünen seçmenin ikna olup, sandığa size oy vermek için adeta akın etmesinden bahsediyoruz.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI