Cumartesi, Nisan 20, 2024

Seçim güvenliği yarının işi mi?

Muhalefet bloğu seçim güvenliği sağlayacak kabiliyette mi? Bu soru parti yetkililerine sorulduğunda tek boyutlu bir stratejiyle karşılaşıyoruz: sandık güvenliğini sağlamak. Oysaki bu tek başına yetmeyecek bir önlem.

Türkiye yaşamayı günden güne zorlaştıran ekonomik krizle ve daha birçok yapısal sorunla boğuşurken kendisini doğal şartlar atında bir yıl sonra yapılacak seçimin gündeminde bulmuş durumda. Bu gündemin iki önemli sorusu var. Birincisi Türkiye’yi otoriter bir şekilde yönetmeye çalışan Erdoğan rejimi sandık ile iktidardan uzaklaştırılabilir mi? İkincisi ise eğer böyle bir şey mümkünse bu kimin adaylığında ve de nasıl bir program ile mümkün olur. Bu birbiri ile bağlantılı iki soru çok önemli. Ama bu iki soru kadar önemli bir üçüncü soru daha var. Otoriter olan ve de iktidardan gitmemek için elindeki bütün kozları kullanmak için her şeyi yapmaya hazır olan AKP iktidarı ile girilecek bir seçim mücadelesinde muhalefet bloğu seçim güvenliği sağlayacak kabiliyet, bilinç ve de cesarette mi?

Bu soru muhalefet partilerinin yetkililerine sorulduğu zaman elbette olumlu cevaplar alınıyor. Ancak nasıl diye sorulduğu zaman tek boyutlu bir plandan daha öteye gitmeyen bir strateji ile karşılaşıyoruz. Nedir bu strateji; sandık güvenliğini sağlamak. Diğer bir deyişle her sandıkta en az bir muhalefet partisi görevlisi bulundurmak ve de sandığa atılan oyların öncelikle doğru sayılması sonrasında ise ilçe seçim kurullarına sağlıkla teslimi. Bu elbette seçim güvenliği açısında Türkiye gibi sorunlu yapılar için olmaz ise olmaz bir gereklilik. Ancak Türkiye’nin mevcut iktidar yapısı düşünüldüğü zaman tek başına yetmeyecek bir önlem. Dahası Türkiye gibi ülkeler için seçim güvenliği seçim gününe sığdırılamayacak kadar kapsamlı ve de hayati bir konu.

OTORİTER ÜLKELERDE SEÇİM MANİPÜLASYONU

Seçim güvenliği sadece seçim günü ve de sandık ile alakalı bir durum değil. Türkiye’nin de içerisinde olduğu problemli demokratik ülke örnekleri bize bu işin hem çok boyutlu hem de uzun süreli bir mücadeleyi gerektirdiğini gösteriyor.

Seçim güvenliği sadece seçim günü ve de sandık ile alakalı bir durum değil. Otoriter rejimlerin seçimleri farklı yollarla manipüle etmeleri çok uzun yıllardır siyaset bilimcilerin üzerine kafa yordukları bir konu.

Otoriter rejimlerin seçimleri farklı yollar ile manipüle etmeleri çok uzun yıllardır siyaset bilimcilerin üzerine kafa yordukları bir konu. Her ne kadar 1990’larda konu ile ilgili çok çalışma olsa da benim kişisel olarak çok önemli bulduğum çalışma 2002 yılında Andreas Schedler imzalı olan “Elections wıthout Democracy: The Menu of Manipulation” ve sonrasında ondan esinlenerek Daniela Donna, Emilio Ferrara, Jason Brownlee’nin kaleme aldığı kapsamlı çalışmalar. Peki bu önemli siyaset bilimcilerin çalışmaları ne diyor ve de bu çalışmalar önümüzdeki seçimlerde Türkiye’deki seçim güvenliği ve de manipülasyon ile ilgili bizler için en kadar uyarıcı olabilir?

Otoriter rejimler 10’un üzerinde farklı taktikle seçimleri uzun bir sürede manipüle edip belirli puan farklarını kendi hanelerine ekleyebiliyorlar.

Öncelikle bu çalışmalar otoriter rejimlerin seçimleri etkileyebilmek için birçok gri ve de belirsiz alan yarattığını ve de bu görüş açısı kısıtlı alanlarda seçimleri doğrudan ya da dolaylı etkileyerek bir şekilde sakatladığını açıklamaktadır. Türkiye’de 2014 yılında Ergun Özbudun, 2015 yılında Hakkı Taş, 2016 yılında Berk Esen, Sebnem Gümüşcü, 2017 yılında bendeniz ve Bahar Başer, 2018 yılında Ihsan Yılmaz ve Galib Bashirov’un ve diğer birçok siyaset bilincinin de çok doğru bir şekilde altını çizdiği gibi bu sakatlıkların çok sık yaşandığı bir alan. Bu noktada otoriter rejimler 10’un üzerinden farklı taktikle seçimleri uzun bir sürede manipüle edip belirli puan farklarını kendi hanelerine ekleyebiliyorlar. Nedir bu bilinen taktikler;

  • Bürokratik kadrolaşma ile seçimlerin işleyişine seçimlerden önce müdahale etmeye başlamak ve de seçimlerin sadece yarışanı değil aynı zamanda da düzenleyişi olmak. Brezilya, Tayvan ve Fas bu örneğin çok görülüğü ülkelerken biz de bunu 16 Nisan 2017 referandumundan beri görmekteyiz.
  • Muhalefetten yargı gibi sözde yasal ve meşru yollarla kurtulmak. Her ne kadar bu örneği 1991 Togo seçimlerinden biliyor olsak da Kenya, Iran İslam Cumhuriyeti ve de Rusya bu taktiği uygulayan diğer otoriter ülkeler. Bizde de Selahattin Demirtaş gibi önemli bir figürün, Canan Kaftancıoğlu gibi etkili bir siyasetçinin oyundan diskalifiye edilmesi buna örnek gösterilebilir.
  • Kaynak dağıtımında seçim ekonomisi yoluna gitmek ve seçim sonrasında dağıtılacak kaynakları önceden belirlemek. Zimbabve, Nijerya gibi ekonomik eşitsizliklerin çok yoğun olduğu ülkeler buna örnek olarak gösterilebilir. Ama hiç de bu kadar uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin tarihi ve özellikle de AKP iktidarının sicili bu taktığı uygulamak ile dolu
  • Muhalefet partilerinin propaganda aygıtlarına erişimini engellemek. Genellikle Doğu Avrupa ülkelerinde gördüğümüz bu uygulama yıllardır AKP’nin hem seçim hem de seçim dışı dönemlerde yaptığı bir yeni ‘normal’.
  • Bürokrasi ve de askeriye ile olası adaylar ya da seçime yöne verecek siyasi figürler üzerinde baskı oluşturmak. 1974 Chili seçimlerinde askeri bürokrasinin muhalefet doğrudan temizlemesini bilenleriniz vardır. Ama hiç o kadar uzağa gitmemek lazım. Abdullah Gül’ün bahçesine inen ve içerisinden askeri ve de sivil bürokrasinin en önemli iki isminin indiği helikopter görüntüsü hala aklımızda olsa gerek.
  • Seçmen listeleri ile oynamak, olmayan seçmenler yaratmak ve de tulum oylar çıkarmak. Bununla ilgili Türkiye’den hangi seçimi örnek vereceğimi bilemedim ama herhalde 2013 yerel seçimleri sonrasındaki her sandığa gidiş içerisinde bununla ilgili bir örnek bulabiliriz.
  • Önceden oy yüklemek ve de bilgisayar sistemi ile oy girişinde oynama yapmak. Literatürde bu konuda Trump’ın seçildiği başkanlık seçimi çokça örnek olarak verilse de bizdeki Anadolu Ajansı ve de Yüksek Seçim Kurulu ilişkisi buna örnek gösterilebilir.
  • Sosyal medya üzerinden manipülasyon yapmak. Özellikle Rusya’nın ve de Çin’in farklı ülkeler üzerinde uyguladığı bu sistem ülkemizde hem ‘manuel’ diyebileceğimiz maaşlı elemanlar hem de sistemler üzerinden Gülen-AKP savaşından beri kullanılmakta.
  • Seçim günü sandık güvenliği ve de oy sayımı. Bu konuda insan doğası ile ilgili bir sorun olduğu açık ama otoriter sistemlerde sandıklardan oy çalınmasını ya da oyların değişmesini engelleyecek tek yapı muhalefet partileri oluyor. Son Cumhurbaşkanlığı seçimleri bunun acı bir örneği.
  • Seçim sonuçlarını yargı yolu ile değiştirme. Buna da en büyük örnekleri hem Doğu Avrupa’dan hem de 1990’ların sonlarında Balkanlar’dan verebiliriz. Ancak elbette son yerel seçimlerdeki İstanbul örneği diğer rakiplerinin önüne geçti.

SEÇİM GÜVENLİĞİ KAZANACAK ADAY KADAR ÖNEMLİ BİR KONU

Türkiye için yukarıdaki 10 örnekten daha da fazlasını saymak mümkün. SADAT, Halkın Özel Harekatı, Ak Gençlik Ocakları, Özel Hareket Derneği, Türkiye Devlet Fedaileri gibi paralel yapıların seçim öncesinden, seçim günü ve de seçimin hemen sonrasında neler yapabilmeye niyetli ve de kabiliyetli olduklarını bilmek çok zor. Bunun da ötesinde bürokrasinin ve de güvenlik birimlerinin mevcut rejime ne kadar bağlı kalacaklarını da bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var. Otoriter rejimler kendi siyasal güçlerini kaybetmemek adına birçok yolu tarih boyunca denediler ve günden güne kendilerini geliştirerek denemeye de devam ediyorlar. Hal böyle olunca da adaylar arasındaki az puan farkını bir şekilde kapatmış ve de öne geçmiş şekilde sonuçları ilan edebiliyorlar.

Kısacası ‘atı alan bir şekilde Üsküdar’ı geçiyor’. Bunun için öncelikle kazanacak ve mümkünse de farklı kazanacak adayı tercih etmek gerekiyor. Bunun da ötesinde seçim güvenliği meselesini sadece son güne bırakmamak gerekiyor. Zira yukarıdaki örneklerin %90’ı seçim günü değil seçim öncesi ile alakalı. Bu noktada Türkiye’de son bir ayda yaşananları bile hesaba kattığımız zaman şimdiden işi çok sıkı tutmanın gerekli olduğunu görebiliriz.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI