İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz yargılanan Rüya Sağır, Hüseyin Eligül, Atilla Yörük, Asiye Öztürk, Nazlı Can ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada Hayati Elöz'ün avukatı olduğunu söyleyen Selman Ok, müvekkilinin bankanın İzmir Bornova'daki şube müdürü tarafından benzer yöntemle zarara uğratıldığını öne sürerek, davaya katılma talebinde bulundu.

Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’nda aksama Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı’nda aksama

Mahkeme heyeti, bu talebin reddine karar verdi.

Tutuklu sanık Erzan, Fatih Terim'in davaya müşteki olarak katılmasına ilişkin savunma yaptı.

Erzan, Terim'in hesap hareketlerini inceleyemediğini ancak hesabındaki miktarların teftiş kurulu ve bilirkişi raporlarında eşleştiğini iddia ederek, hesabına giren ve hesabından çıkan paraların 3 milyon dolar olmadığının bilirkişi raporuyla doğrulandığını savundu.

Hakimin, "Sen Fatih Terim'den 'Bir yere yatıracağız' diyerek elden para aldın mı?" sorusu üzerine Erzan, şunları kaydetti: "Fon adı altında hiçbir zaman para almadım. Sadece aramızdaki dostane ilişkiden kaynaklı bana 300 bin dolar ve 400 bin dolar olmak üzere iki defa para ödendi. 'Ev al, arsa al.' diye değerlendirmemi istedi. Bankacılık işlemlerinden dolayı değil, aramızdaki abi-kardeş ilişkisindendi. Elden verdiği 700 bin dolar faiziyle iade edildi. Ocak 2022'den itibaren bana nakit ödemeler yaptı. Galatasaray olsun, Türkiye Futbol Federasyonundan gelen geliri olsun bütün resmi bakiyelerin hepsi kendi rızasıyla işlendi. Bana elden verdi."

Sanık Erzan, Terim'in zorla faizli para talep etmediğini, kendisine, "Paramız var mı? Ne kadar paramız var?" diye zaman zaman sorduğunu, kendisinin de sanık Rüya Sağır aracılığıyla Fatih Terim'e ödeyebilecekleri miktarı ilettiğini dile getirdi.

'Usulsüz işlem yapmadım'

Fatih Terim'in işlemlerinde usulsüzlük yapmadığını, Terim'in mesaj atarak veya personeli aracılığıyla kendisiyle iletişim kurduğunu söyleyen Erzan, Terim'den aldığı toplam 700 bin doları başkalarına faiz olarak ödediğini anlattı.

Fatih Terim'in avukatı Okan Demirkan'ın, "Seçil Hanım, saklama hesabında 3 milyon dolar bulunduğuna dair Rüya Sağır tarafından Fatih Terim'e SMS olarak gönderiliyor. Rakam gittikçe artıyor. Bu mesajları gönderen dosyaya göre sizsiniz. Nasıl açıklayacaksınız?" sorusuna Erzan, "Ben hocaya 'hayır' diyemediğim için zaman zaman Rüya'ya '1 milyon, 2 milyon dolar.' dediğim günler oldu ama bu rakamlar hiçbir zaman hocanın hesabında olmadı. Hesap hareketlerine bakılırsa çıkar" yanıtını verdi.

Emre Belözoğlu'nun avukatı Şekip Mosturoğlu'nun "Denizbank'ta gişe dışı uygulamaları kim biliyordu?" sorusu üzerine Erzan, "Bütün üst kurul biliyordur, o dönem kim ise. Hakan Ateş'in bilgisi olmadan kimse gişe dışı uygulaması yapamaz" dedi.

Savunmasının devamında sanık Erzan, Hakan Ateş ile önce genel müdürlükte, daha sonra ise Çorlu'da şube açılışında tanıştığını belirterek, Fatih Terim'le ise Galatasaray Spor Kulübü Tesisleri'nde müşteri ziyaretleri kapsamında tanıştığını anlattı.

'Bu insanların hepsi faizin hukuka aykırı yerden geldiğini biliyordu'

Terim ve Ateş'in dostluğa dayanan ilişkileri olduğunu söyleyen Erzan, "Ben hiçbir zaman 'Fatih Terim fonu' diye bir durumdan bahsetmedim. Bu insanların hepsi faizin hukuka aykırı yerden geldiğini biliyordu, bana 'Git, kimden alacaksan al, parayı bize ver.' diyorlardı. Hepsi bunu biliyordu ama bu konuşulmuyordu. Onlara göre para nereden gelirse gelsindi. Herkes bir 'fon furyası' türetti. Bunu da kendi aralarında söylemeye başladılar. Ben asla kişiye özel bir fon adı altında bir şey söylemedim" diye konuştu.

Dosyaya yeni eklenen müştekilerden 74 yaşındaki Sevim Sinih, tarlasını sattığını ve oradan gelen 1 milyon 250 bin lirayı kendisinin, 1 milyon lirayı ise müşteki eşinin sanık Nazlı Can'a verdiğini söyledi.

Sanık Erzan'la bankanın Florya şubesindeki odasında görüştüklerini, Erzan'ın burada kendisine ıslak imzalı kağıt verdiğini anlatan Sinih, "Seçil bana, 'Paran çoğalıyor Sevim abla.' dedi. Sonradan 1 milyon 300 bin geri aldım ve oğluma ev aldım ama kızıma alamadım. Ben Nazlı'ya güvendim. Mağdurum, şikayetçiyim" dedi.

Duruşmada söz alan bir kısım müştekilerin avukatı Rezan Epözdemir, gazeteci Lube Ayar'ın sosyal medya hesabından kendisi hakkında mahkeme salonunda söylemediği ifadeyi söylemiş gibi paylaşım yaptığını kaydederek, Ayar'ın duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti.

Ayar ise söz konusu ifadeyi salonda o şekilde duyduğunu söyledi.

Tanık olarak dinlenilen eski banka çalışanı Volkan Çiftçi, 2016 ile 2020 yılları arasında Erzan'la Florya'daki şubede çalıştığını, o dönem Erzan'la ilgili olumsuzluk yaşanmadığını anlattı.

Duruşmaya, avukatların beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere ara verildi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

Sanık Erzan'ın 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor

Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.

Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün de aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın ise "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.