Sağlık Bakanı Koca “Virüsün yayılma hızının azaldığı düşüncesi yanıltıcıdır. Virüsün hasta etme yönünde azalması bilimsel bir veri değildir. Bilim Kurulu’muzda doğrulanmadıkça bu tip haberlere itibar etmeyin. Umutlarınızı kesinleşmemiş bilgilerle yıpratmayın” uyarısında bulundu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyriyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu.
Koca’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Yeni vakalarımızda yakın günlerdeki artışlarla tedirginlikler yaşamaya başladık. Vaka sayılarındaki artışlar kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artışlardır. Riske karşı alınacak tedbirler biraz çabayla kolay olan tedbirlerdir. Yapmamız gereken tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor.
Covid-19’a karşı bilinçli davranan herkes bugünün şartlarında hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Bulaşmanın önünü keserek kahramanlar arasında yer almalıyız. Bu salgının sağlığımızı tehdit ettiği ne kadar doğruysa, kişisel hürriyetimizi bir ölçüde sınırlandırdığı da doğrudur. Alınacak üç tedbir, maske, mesafe, temizlik, hem sağlığımızın, hem de hürriyetimizin koruyucusudur. Tedbirlere uyarsak hürriyet alanımızı genişletebiliriz.
Alınacak 3 tedbir; maske, mesafe ve temizlik, hem sağlığımızın hem de hürriyetimizin koruyucusudur. Tedbirlere uyarsak hürriyet alanımızı genişletiriz, uymazsak vaka sayılarının, tedavi gören hastaların artması, virüse yakalanma endişesi ortak hayatımızı geriletecektir.
Virüsün yayılma hızının azaldığı düşüncesi yanıltıcıdır. Virüsün hasta etme yönünde azalması bilimsel bir veri değildir. Bilim Kurulu’muzda doğrulanmadıkça bu tip haberlere itibar etmeyin. Umutlarınızı kesinleşmemiş bilgilerle yıpratmayın. Maske ve mesafe kuralı konusunda yanlış kanılar bulunmaktadır. Virüsü belirtisiz bir şekilde taşıyorsak bunu bilemeyiz. Haberimiz olmadan biz de başkalarına bulaştırırız. Büyüklerimizi tehlikeye atmış oluruz.
Bildiğiniz gibi maske mecburiyetinin getirildiği il sayısı 60’ın üzerindedir. Uygulama destek bulmuştur, uyumsa aynı düzeyde değildir. Maske kullanan kişilerin bir kısmının da dikkatli olmadığı görülmektedir. Günlük kullanılan maskeler ertesi gün koruyuculuğunu kaybetmektedir. Maskemizi takarak kazandığımız üstünlüğü mesafeden ödün vererek kaybetmemeliyiz.
Dün itibariyle 1 Mart’tan bir yana ülkemizde toplam vaka sayısı 99 bin 906’dır.
Son 1 hafta içinde İstanbul’daki vakaların tüm vakalara oranı yüzde 51.16’dır. Son bir hafta içinde Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır’da dikkat çeken bir artış var.
Salgın boyunca nüfusa kıyasla toplam vaka sayılarının en düşük olduğu 5 il ise şunlardır; Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın’dır.
İstikrarlı şekilde azalma gösteren 5 ilimizi de anmak istiyorum;
Tekirdağ 2 hafta içinde günlük ortalama vaka sayısını %31.35 oranında azaltmıştır. Balıkesir günlük ortalama vaka sayısını 2 hafta içinde %21.72 oranında azaltmıştır. Samsun günlük ortalama vaka sayısını 2 hafta içinde 20.42 oranında azaltmıştır. Kırşehir günlük ortalama vaka sayısını 2 hafta içinde 20.27 oranında azaltmıştır. Düzce günlük ortalama vaka sayısını 2 hafta içinde 19.91 oranında azaltmıştır. Gümüşhane’de ise 2 hafta içinde hiç vaka görülmemiştir.
Toplum Bilimleri Kurulu’muz salgınla mücadelede toplumsal eğilimleri anlamaya yönelik analizler yürütüyor. Kurulda üzerinde durulan şu düşünce dikkat çekici olmuştur: Salgın toplumuzda travmatik etkiye yol açmıştır. İzole bireysel yaşam ruhsal gerilimi artırmıştır. Mücadelenin bu döneminde iyimserliğimizi, yapıcılığımızı korumalıyız. Sağlığın bir bütün olduğunu unutmamalıyız. Kendi ruhsal hayatımızın da bir normali olduğunu onu korumak gerektiğini bilmeliyiz.
Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız. Düğün törenleri, hasta ziyaretleri ve asker uğurlamaları tavizsiz bir şekilde tedbirlere uyularak düzenlenebilir. Son bir ayda covid pozitif vakalarının yaş eğiliminde düşüş göze çarpıyor. Hareketlilik arttıkça daha fazla gencimizin taşıyıcı olduğu fark ediliyor. Büyüklerimizi evde izole ederek korumayı başarmıştık. Ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar. Salgın boyunca vefat edenlerde 60 yaş üzeri ve bir alt hastalığı olanların oranı yüzde 72’Ye yakındır. Entübe hastalarımızın yaş oranı 67.4’e yükseldi.
Bu bize yaş arttıkça daha dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor. 1 aylık süre içinde zatüre gelişen vakaların ortalama yaşlarını göstermiş oluyor. Baştan yaş ortalaması 36 iken giderek daha yaşlı gruba çıktığını görüyoruz.
(Almanya’nın Türkiye’ye yönelik kısıtlamasının nedeninin Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaç olduğu iddiası var) Yarın bakanlarımız Almanya’ya gitmiş olacaklar Türkiye’deki başarıyı tüm dünya biliyor. Tedaviyle ilgili bildiğiniz gibi Bilim Kurulu’nun bir rehberi var. Bu rehber çerçevesinde Hidroksin Klorokin kullanıyoruz. Dünya bu ilacı bizden farklı uyguladı. Dünyadan farklı uyguladığımız nokta şu, tüm dünya yoğun bakımdaki hastalarda, entübe olan hastalarda kullandı. Biz ise bu ilacı çok iyi bildiğimiz için erken dönemde kullandık. Almanya ise bu ilacın kalp üzerinde yan etkilerinin olabileceği kaygısını taşıyor. Biz zaten bunun takibini sağlıyoruz. Bizim hastanın izni dışında bir tedaviyi uygulamak gibi bir zorunluluğumuz yok.
(Bazı Bilim Kurulu üyelerinin okulların açılması konusunda kaygıları var) Daha okulların açılmasına zamanımız var. Bilim Kurulu’nda bu konu, bugün için gündeme gelmemiş oldu. Bunu salgının seyri belirler. Okulların açılmasına yakın dönemde, Bilim Kurulumuz bunu tartışır. Bu anlamda önerimizi paylaşmış oluruz. Şu anda okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı. Ama önümüzdeki dönem için uzaktan eğitime yönelik çalışmalar var.
65 yaş üstüne yönelik kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu, öneri olarak söylüyor. Bu kısıtlamanın devamından yanayız.
