Cuma, Nisan 19, 2024

Putin’in Batı’ya savaş açtığı gün

“Rusya devleti, çok güçlü”, “Putin, müthiş öngörülü bir stratejist” denirken; aslında tarihi olarak güçlü devletlerin bile, yolsuzluk ve liyakatin gözardı edilmesiyle kendini yok etmesinin bir örneğine tanık oluyoruz.

Rusya lideri Vladimir Putin’in kariyeri boyunca, Batı’yı karşısına alarak yaptığı kritik konuşmalar oldu. Bunlardan en dikkat çeken ilki, 15 yıl önce Münih Güvenlik Konferansı’nda  ABD’yi “bir efendi, tek bir egemenin” olduğu tek kutuplu bir dünya yaratmakla suçladığı ve ABD eksenli düzeni “ölümcül” olarak nitelediği konuşmaydı.

Putin’in bu konuşmasının, 2007’de Türk Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmayı’nın kurumsal internet sitesinde paylaşıldığını hatırlatalım. Şubat 2022’de, Putin’in meşhur “Münih Güvenlik Konferansı konuşmasına” dair şu satırları yazmıştım:

“Her ne kadar Putin, Rusya’nın perspektifinden konuşsa da, demek ki; dünya genelinde de yarattığı bir ‘çekim alanı’ olmuştu. O nedenle, Türkiye de “S-400’ler alışverişi” tartışmasının içine bir günde veya tek bir iktidarın görüşüyle düşmedi; artık öyle kolay da çıkamaz.”

Ve şöyle devam etmiştim:

“Yine de Putin’in kariyerinin en sarsıcı konuşması, 21 Şubat 2022 gecesi yaptığı idi. ‘Luhansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetleri’ni’ tanıma kararını duyurduğu konuşması, Kremlin’i yakından takip edenler için ‘sürpriz mesajlarla’ dolu değildi. Hatta dünyanın nefesini tutup beklediği bu konuşma, Putin’in 12 Temmuz 2021’de Kremlin’in sitesinde yayınlanan yaklaşık 5 bin kelimelik, ‘Ruslar ve Ukraynalıların bütünlüğü üzerine’ başlıklı makalesinin neredeyse seslendirilmesi gibiydi.”

Bu konuşmanın sarsıcı yönü, Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edileceğinin açık ilanı olmasıydı. Ve zaten, 24 Şubat 2022’de “o kadarı da olmaz” denilen ihtimal gerçekleşti. Rusya, Ukrayna’yı işgal etti.

Geriye bakınca, net biçimde ortada olanlar şunlar: Kremlin’in istihbarat ve askeri kaynakları, Ukrayna’da başarabilecekleri konusunda Putin ve çevresini fazlasıyla yanılttılar. Başarabileceklerinden çok daha fazlasını kendilerine layık gördüler.

Bu öngörüsüzlükte, yolsuzluk önemli rol oynadı. Ukrayna’daki “bilgi kaynaklarının” da Rusya’nın kendi istihbarat ve askeri çevrelerinin de yolsuzluklar, liyakatsizlikler ve nepotizm gibi sebeplerle doğru veri akışı sağlamaması yani…Rusya’nın askeri kaynaklarının Ukrayna’yı günler içinde tüm bir ülke olarak zaptetmeye yarayacak denli güçlü olduğu ve buna karşılık, Ukraynalıların kayda değer bir savunma gerçekleştirmeyecekleri öngörüldü. Aslında, Kremlin’in kendini düşürdüğü hâl; yolsuzluk ve liyakate sadakatsizliğin bir ülkeyi ne hale düşürebileceğinin bir örneği.

“Rusya devleti, çok güçlü”, “Putin, müthiş öngörülü bir stratejist” denirken; aslında tarihi olarak güçlü devletlerin bile, yolsuzluk ve liyakatin gözardı edilmesiyle kendini yok etmesinin bir örneğine tanık oluyoruz.

Türkiye’de de 1990’lardaki “Susurluk” durumu da 2016 Darbe Girişimi’ne giden süreç ve o dönem de sonrası da aslında “devletin altının oyulmasının” tipik örnekleri idi…Bu açıdan, Türkiye’de “devlete” ve devlet geleneğine çok güvenen milliyetçi çevrelerin, Rusya ve Putin; Kremlin’in sonunda bir intihar eylemi gibi Ukrayna’yı işgal etmesinden ders alacakları çok şey var.

“Satranç oyuncusu gibi hamleleri önceden gören” olarak nitelenen Putin, 30 Eylül 2022 itibariyle, Batı’ya karşı tam bir savaş açtı. Mesele, Ukrayna’nın işgali ötesi; artık Rusya’nın varlık savaşı. Yani, Putin’in çizdiği çerçeve ile; “Rusya’nın, Batı Emperyalizmi’ne karşı açtığı küresel çapta varlık savunmasının” savaşı.

“Satanistlik” ile de suçladı Putin, 30 Eylül 2022 konuşmasında Batı’yı: “geleneksel değerler” ve “çocukları cinsiyet değiştirmeye ve eşcinselliğe zorlama”, “tarihi emperyalizm ve Batı sömürüsü” temaları üzerinden, ABD ve Avrupa Birliği’ne de fiilen savaş açtı.

Putin’in öngörüsüzlüğünde, yolsuzluk önemli rol oynadı. Ukrayna’daki “bilgi kaynaklarının” da Rusya’nın kendi istihbarat ve askeri çevrelerinin de yolsuzluklar, liyakatsizlikler ve nepotizm gibi sebeplerle doğru veri akışı sağlamaması…

O nedenle, konu aslında; Luhansk, Donetsk, Zaporizhzhia, Kherson’un Rusya topraklarına katılmış varsayılması değildi. Ki-zaten, tartışmalı olan bu alana gerçekleşen saldırılar, Rusya sınırlarına saldırı kabul edilmekle kalmayacak; nükleer bir “yanıt” da tetiklenebilecek.

Putin ve günümüzün Kremlin çevresi; Ukrayna’nın Kırım’dan sonra yaklaşık yüzde 20’sinin daha “Rusya toprağı” olduğunu iddia eden bir konuşma ile sadece Batı’ya karşı gövde gösterisi yapmadılar…Aynı zamanda, kendilerinin iktidarda olduğu sürece Ukrayna Savaşı’nın bir tür “Batı’ya karşı bir intihar saldırısına” dönüşmesine de onay ve destek vermiş oldular.

Şimdi, dünya genelinde Batı ile tarihi derdi olan ülkeler ve siyasi hareketlerin de veya en hafifinden, ABD-Avrupa Birliği ile “pazarlık” meselesi olanların da bir “Rusya kapısı” olacak. Bu arada, Putin’e karşı bir darbe olsa ve bugünkü yönetim değişse de “demokratik” bir şansı yok Rusya’nın.

Dünyanın en büyük nükleer gücü Rusya’nın, Putin’li veya Putin’siz Batı’ya karşı bir intihar saldırısına giriştiği gündü 30 Ekim 2022: bir dönüm noktası…

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

1 Yorum

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI