PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat günü PKK’nın kongreyi toplayıp kendini feshetmesine yönelik yaptığı çağrının ardından PKK 5-7 Mayıs tarihlerinde 12’nci kongresini gerçekleştirdiğini duyurdu.
PKK’dan yapılan açıklamada, kongrenin bütün çalışma alanlarını temsil eden delegelerle iki farklı alanda birbirine paralel olarak gerçekleştirildiği bildirildi. Öcalan’ın çağrısı üzerine toplandığı belirtilen kongrede, tarihi öneme sahip kararlar alındığı kaydedildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "PKK 12. Kongresi, hazırlanmasında en çok emeği geçenlerden biri olan şehit Sırrı Süreyya Önder’i de saygı ve minnetle andı. 12 yıldır Önder Apo’ya yoldaşlık yapan bu değerli insanın barış ve demokratik toplum amaçlarını başarıya ulaştırmak için herkesi elbirliğiyle çalışmaya çağırdı. PKK 12. Kongresi’nin sonuçlarına ve alınan kararlara ilişkin geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgeler, iki farklı alandaki sonuçlar birleştirildikten sonra çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacaktır.”
Açıklamada, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadeleyi sürdürecekleri belirtildi.
DEM Partililerden PKK kongresi değerlendirmesi
PKK kongresi ile ilgili konuşan DEM Partili Ayşegül Doğan, siyasete büyük sorumluluk düştüğünü söyleyerek "Ancak ülkeyi yönetenler bu konuda daha sorumlu ve daha cesur adımlar atmalılar" dedi.
Halk TV’de katıldığı programda konuşan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK’nin kongre açıklamasını değerlendirdi. Doğan, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in geçtiğimiz günlerde yaptığı “Her yeni ve olumlu gelişme bir sonraki olumlu gelişmeyi çağıracaktır” sözlerini hatırlatarak “İşte biz mesela DEM Parti olarak bize soranlar adına, toplum adına buradan bir kez daha kendilerine sesleniyoruz. Tam da bu cümlenin altının doldurulmasını bekliyoruz” dedi.
'Siyasete büyük sorumluluk düşüyor'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “siyasete çok büyük sorumluluk düştüğünü” söylediğini belirten Doğan, “Mesela bu konuda aynı cümleleri kuruyoruz. Bakınız biz de siyasete büyük sorumluluk düştüğünü söylüyoruz ve siyasetin bu sorumluluğu taşıması gerektiğini söylüyoruz. Ancak bugün ülkeyi yönetenler bu konuda daha sorumlu ve daha cesur adımlar atmalılar. Bu bir toplumsal ihtiyaç bu DEM Parti’nin ipe un sermek için ya da koşul olarak ortaya koymak için yaptığı bir tespit değil. Bir toplumsal ihtiyaç olarak saptamayı ortaya koyuyoruz. Bunun giderilmesi nasıl mümkün olabilir? Siyasi bir kararla siyasi bir irade ile mümkün olabilir. Bunu da yapacak olan bugün hükümet edenlerdir, iktidarda olanlardır, iktidar blokudur” diye konuştu.
'Barış mümkün, bir ihtimal değil artık'
DEM Partili Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ortaya koyduğu çabanın çok değerli ve anlamlı olduğuna değinerek şunları kaydetti:
* Bunu sürdürülmesi gerekiyor diğer muhalefet partilerinin genel başkanları da dahil olmak üzere herkesi heyecanlandıran bir konudan bahsediyoruz. Çünkü artık bir çatışmalı sürecin son bulmasının mümkün olabileceğinden söz ediyoruz. Barış imkanından, ihtimalinden değil, bunun mümkün olduğunu gösterebileceğimiz tarihsel bir zamana girdik. Barış mümkün, bir ihtimal değil artık. Demokratik bir Türkiye mümkün. Bu bir ihtimal değil. Zaten farklı düşünenler ve bu konuda farklı düşüncelere sahip olanların bu konuları konuşması tartışması gerekirdi. Biz müzakere ve mücadele partisiyiz. İktidarla hemfikir olduğumuz için değil ama bazı konularda hepimizin, tüm Türkiye toplumu olarak hemfikir olması gerekiyor.
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş da, PKK'nin kongresini açıklaması ardından yaptığı açıklamada, "Sayın Abdullah Öcalan’ın 'Demokratik Toplum ve Barış Çağrısı' doğrultusunda gerçekleşen PKK kongresi, yeni bir döneme kapı araladı. Bu adım, siyasetin konuşması, halkların eşit ve özgür geleceği için demokratik zeminde buluşmasıdır" dedi.
Konuya ilişkin X hesabından yazılı açıklama yapan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş şunları kaydetti:
* Bugün, halklarımızın özgürlük ve demokrasi yürüyüşünde tarihi bir eşiğe tanıklık ediyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın 'Demokratik Toplum ve Barış Çağrısı' doğrultusunda gerçekleşen PKK kongresi, yeni bir döneme kapı araladı. Bu adım, siyasetin konuşması, halkların eşit ve özgür geleceği için demokratik zeminde buluşmasıdır.
* Bu tarihi sorumluluk, artık hepimizin omzundadır. Barışı kalıcı kılmak, halklarımızın ortak iradesiyle, eşitlik temelinde çoğulcu ve demokratik toplumu birlikte inşa etmekten geçiyor. Farklılıkları zenginlik, ortak yaşamı ilke sayan bir demokratik toplum mümkün; bunun mücadelesi bugün daha anlamlı, daha yakıcıdır. Bu yolda kararlıyız: Barışı, halkların ortak eseri olarak geleceğe mutlaka taşıyacağız.