HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan’ın açıklamalarında öne çıkan bölümler şöyle:
“Türkiye yol ayrımındandır. Bir yanda halklara nefes aldırmayan faşizm bir yanda da ülkeye nefes aldıracak güçlü bir demokrasi seçeneği var. Bir yanda karanlık var diğer tarafta aydınlık var. Leyla bu karanlığı dağıtmak için 104 gündür açlık grevinde.
Açlık grevleri zalimlerin kurduğu tecrit sistemi ve faşizme dur demek için yapılan bir müdahaledir. Tarihi bir direniştir. Tecride dayanan İmralı sistemi bugün tam 20’nci yılında. Bu sistemin özü bir kişiye uygulanan tecrit değildir, barışı özgürlükleri adaleti emeği esas alan demokratik cumhuriyet seçeneğini engellemek için kuruldu.
Hukuku dışlamaya dayalı bir yönetim biçimi karşımıza çıkmaktadır. Demokratik hak ve özgürlüklere, demokratik siyasete parlamentonun iradesine darbe yapıldıysa ülke yarı açık cezaevine dönüştürüldüyse bunun ardında yatan tecrit sistemidir.
Tecrit faşizmi ayakta tutmak için oluşturulan bir sistemdir. Tecrit sistemi toplumu demokrasiyi barış planlarını çökertme planıdır. Türkiye Cumhuriyeti, bir tecrit devletine, Tecrit Cumhuriyeti’ne dönüştürüldü.
Ülkeyi tecritten çıkartmak için el ele omuz omuza vermeliyiz. Demokratik seçeneği daha da yükseltmeliyiz. Bunu hep birlikte başaracağız, Leyla ile başaracağız, Sebahat ile başaracağız, açlık grevindeki arkadaşlarla başaracağız.
Bir vekilimize 10 bin polis atıyorlar. Siz zannediyor musunuz bizim vekillerimiz geri adım atacak. Asla yılmayacaklar, asla geri adım atmayacaklar. Evrenlerden Çillerlerden korkmadık sizden de korkmayacağız. Çünkü biz Leyla’nın yoldaşlarıyız.
Sandıkta yenemeyeceklerini gördükleri için arkadaşlarımıza polislerini salıyorlar. Her bir vekilimizin karşısına polis ordusunu yığdılar. Fiziki saldırılarda bulundular. Saldırılar sadece vekillere değil çocuklara kadar uzandı. Van’da gözaltına alınan üç çocuğa insanlık dışı işkenceler yaptılar. Devletin üniformalı polislerin gözaltına aldığı Merve Demir’e mide bulandırıcı tacizi bütün dünya gördü. Devlet bu iğrenç saldırıya sahip çıktı. Tacizciyi korudu. Bu cesareti onları mevcut iktidar veriyor. AKP iktidarının ülkeyi getirdiği budur.
Patatesin, soğanın fiyatını HDP mi arttırdı? Türkiye’yi Suriye bataklığına HDP mi çekti? Halka hesap vermeleri gerekirken utanmadan 6 milyon seçmene terörist diyorlar! Beka sorunu varsa bu sizin eserinizdir. O halde derhal çekilmeniz, istifa etmeniz gerekmez mi? Yakında ‘Tek soğan, tek patates, tek biber’ derlerse şaşırmayın.
Bu rejim, seçim sonrası halkın sırtına büyük vergiler yüklemeyi planlıyor. Seçimden sonra AKP-MHP ittifakının ajandası zam yağmurları olacak. Bakın söylemedi demeyin: Kriz tırmanacak, işsizlik ve yoksulluk artacak. Şimdi 31 Mart’a kadar günü kurtarmanın peşindeler.”
