Bir anda toz pembe hayallere aldık yine. Şimşek - Erkan rasyonel programının normal sonuçlarını izliyoruz. Toparlanma daha da sert olabilirdi. Halen herkesin beynini ve gönlünü yakan bir korku var. “Ya tek adam bir sabah uyanıp Nas var, Şimşek- Ekan ikilisi size güle güle” derse. Dünyada faiz artışının sonu;  Fed’in faizi sabit bırakması ve ardından “faiz artışı bitti” iması ile anlaşılan dünyada faiz artışının sonuna geldik. Dünya artık “faiz indirimi ne zaman başlayacak ve kaç baz düşecek” konusuna odaklanacak gibi duruyor. Piyasa oyuncularının üçte ikisi ABD ekonomisinin durgunluğa girmeden yumuşak iniş yapacağına, Temmuz 2024 ayından önce faiz indirimine başlanacağına ve 75 baz indirim olacağına inanıyor. Üçte birlik kısım ise son gelen, beklentinin üstündeki Tüfe rakamlarını dikkate alarak 2024 yılında faiz indirimi olmayabileceğine inanıyor.

Ecb ise Euro bölgesinin ekonomik durgunluktan çabuk çıkabilmesi için faiz indirimine daha çok ihtiyacı olmasına rağmen henüz FED kadar net düşüş sinyali vermiyor. Yine faiz artırımları kabusunun bittiği konusunda tüm dünya hem fikir.

Piyasalar, 2024 yılı için  100 baz faiz indirimini zaten son bir ayda satın almıştı. Yani altının ve hisse senetlerinin daha önceki zirvelerini denemesi, ABD tahvillerinin desteklerini kırması 100 baz faiz indirimi beklentisiydi. Bundan sonra gerçekleşmeler aynı etkiyi yaratamayabilir.

Japonya faiz konusunda ayrışabilir.  Pandemi sonrası fırlayan enflasyon ortamından Japonya’nın büyük fayda sağlayabileceğini yazmıştım aylar önce hatırlarsanız. Biliyorsunuz Japonya 1990 lı yıllardan beri ya eksi enflasyon ya sıfır enflasyon ile yaşıyor. Haziran 2014 ile Nisan 2015 arasındaki on aylık süreçte %2 de istisnai olarak yaşadı. Haziran 2022 ayından bu yana geçen 18 aylık sürede ise enflasyonları %3 üstünde seyrediyor. Dünyada kabul görmüş doktirine göre bir ülkenin sağlıklı büyümesi için  %2 civarında bir enflasyona ihtiyaçları olduğu. 19 Aralık da BOJ faiz kararını açıklayacak. Şimdiye kadar işlerine yansıyan yüksek enflasyonu artık sakinleştirmek için faiz artışına gidilecek beklentisi var. BOJ faizi  eksi %0.10.  Bu hafta  faiz artışı şaşırtıcı olmaz. Türkiye’de faizler artmaya devam edecek.  Piyasaların beklentisi Merkez Bankasının bu hafta 250 baz, Ocak 2024 toplantısında 250 baz puan daha artırıp faiz artışlarını sonlandırması. Hem merkez bankasının faiz artışı hem bankaların döviz KKM hesaplarından TL ye dönüşlere yüksek faizler vermesi sonucu mevduat faizleri %55 ile %60 arasına çıkmış durumda. Krediler ;  Doğal olarak da ticari kredi faizleri %53,10, tüketici kredi faizleri %60 seviyesine çıktı. 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi %42 civarında. Bugün 100 liraya alacağın bir mal veya hizmeti bir yıl sonra 142 liradan alacaksın demek kabaca. Kredi kullanırsan bugün 100 liraya alacağını, kredi ile alırsan 160 liraya alacaksın demek.  İmalatçı açısından ise 100 liraya imal edeceğini kredi kullanarak 153 liraya üreteceksin demek. Kredi kullanımı doğal olarak düşüyor.

8 Aralık BDDK verilerine göre ilgili hafta, kredi toplamı binde bir azalmış.  Tüketici ve ticari krediler azalırken çok ilginç aylar sonra kredi kartı borçları da azalmış. Buna rağmen perakende satış verileri güçlülüğünü henüz koruyor.

TCMB rezervleri;  İki yıl boyunca her gün biraz daha eriyen MB döviz rezervlerini konuşurken bir aydır dolan kasayı konuşuyoruz. Brüt rezerv 141, 4  milyar dolar oldu. Mayıs ayında 98,4 milyar dolara düşmüştü.  Net rezerv 38,2, Swap hariç net rezerv ise eksi 42,1 milyar dolara yükseldi.  Kasayı bu hale kim getirmişti? Eski MB başkanı mı!? Gülmeyin, Gülmeyin. Lütfen! Toz pembe Türkiye; Bir anda toz pembe hayallere aldık yine. Şimşek -  Erkan rasyonel programının normal sonuçlarını izliyoruz. Toparlanma daha da sert olabilirdi. Halen herkesin beynini ve gönlünü yakan bir korku var. “Ya tek adam bir sabah uyanıp Nas var, Şimşek- Ekan ikilisi size güle güle” derse. Daha önceleri kaç kez yaptı, bu sefer yapmayacağının garantisi ne!? Hiçbir şey.

Kısa vadeli dış borç 220 milyar dolar oldu. Hem sürekli yüksek faizle yurtdışından borçlanıyoruz hem sürekli borcumuzu yüksek faiz ile çeviriyoruz. Hakan Kara Kasım ayında bankaların dış borç çevirme oranlarında tarihi zirveler bekliyor. Mayıs 2023 ayında dış borç çevirme oranı %110.

Toplam dış borcumuz 475 milyar dolar. Her sene deli gibi büyüyüp zenginleşiyoruz sözde, dış borcumuz hiç azalmıyor. Ocak – Kasım 2023 bütçesi 532 milyar lira açık verdi.

Doğrudan sermaye gelmiyor.  Porföy ürünlerine kısa vadeli kar için yabancı gelmeye başladı  ama gayrımenkul dışında  doğrudan yatırıma gelen yabancı yok. Ekim 2023 ayına göre on aylık dys net girişi 2,9 milyar dolar. 3,1 milyar dolarlık  gayrımenkul girişini saymazsanız 171 milyon dolar doğrudan yatırım çıkışı var. 2006 ile 2008  yılları arasındaki üç yılda  Türkiye’ye 60 milyar dolar üstünde  net yabancı doğrudan yatırımı girmişti. Bu tutarın sadece 9 milyar doları gayrımenkul yatırımıydı.

Yabancı portföy yatırımı hızlandı.  Haziran 2023 başından  8 Aralık haftasına kadar geçen neredeyse 5,5 aylık sürede DİBS ve hisse senetlerine 4 milyar dolar üstünde giriş oldu. Bu girişi Elvan- Ağbal ikilisi daha önce 2,5 ayda sağlamıştı. TL nin değeri düşüp TL ürünler ucuzlayınca kısa vadeli yabancı yatırımcıların gelmesi son derece normal. Önemli olan bu dövizi orta vadede “kazan, kazan” prensibine çevirmek için yatırıma yönlendirebilmek ve doğrudan yabancı sermaye çekebilemek. Yoksa yabancı deli para kazanıp çekip gidiyor; kurduğumuz pembe hayaller kabusa dönüveriyor. Son yirmi bir yılda hayallerin kabusa dönme sürecini defalarca yaşadık. Faiz gelirleri ciddi kazanç sağlamaya, dünyada faizler gevşemeye başlayınca yabancı geldi. Bir ay önce %27 den on yıllık tahvil alan geçen Cuma %23 ile tahvili satabilirdi. Kazanca bakar mısınız!

KKM döviz hesaplarından TL  faize geçiş var, vatandaşın döviz talebi yok, ithalat düşüyor. Döviz fiyatlarının normalde düşmesi gerek; oysa gevşemiyor. Bunu ilk defa görüyorum.  2023 yılına MB 128 milyar dolar rezerv ile girmişti ve  genel seçimlerden  sonra Mayıs  sonunda, MB rezervleri 98 milyar dolara düştü. 30 milyar dolar azaldı. Yerel seçimlerden sonra aynı durumlala karşılaşabilir miyiz!?

Dolar/TL;  29,05 direnç.  28,60 destek, 27,70 ise ana direnç şimdilik. 21 günlük ağırlıklı ortalama fiyatı. 2021 yılı başından  beri 21 günlük ağırlıklı ortalamanın altında kalamadı. Yukarı gidecek bir hareketlenme de göremiyorum. Bist100;  Yüksek TL faizi, konut ve hisse fiyatlarının artışını engelliyor. Daha öncede belirtiğim gibi 7700 ile 8200 arasında sıkışma Mart seçimlerine kadar devam edecek sanki. Borsa  faiz artışlarının sonucunu görmek isteyecek gibi duruyor. Altın/ons;  Gecen hafta; “Bir buçuk, iki ay 1970 ile 2075 dolar arasında sıkışma olasılığı kuvvetli. 1970 dolar kırılırsa yeniden 1850 dolar seviyelerini görebilir. 2075 doların üstünde iki hafta kapanışı yeni trend demek” diye tahmin etmiştik. 1973 dolardan döndü.  Sıkışma tahminimde değişiklik yok. Bir ay sonra trend kararını verir gibi. Ya herkesin beklentisini gerçekleştirir 2075 dolar üstünde haftalık kapanış yapıp  2500 dolara yönelir. Ya da herkesi yanıltıp düşüşe geçer. Bence iki olasılık da yarı yarıya henüz. Dolar endeksi ve ABD Tahvil;  Haftalık kapanışta 103,80 desteğinin üstünde kalamadı. 101,80 desteğine yöneldi. Güçlü desteği 100,40 puanda. Global oyuncular içinde doların gücünün bittiği inancı hızla yayılsa da, ekonomik durgunluğa girmeden ekonomisini dengeleyen ABD nin etkisiyle doların 2024 yılında gücünü koruyacağına inananlar az değil.

ABD 10 yıl tahvil faizi geçen hafta %3,90 seviyesini denedi. Burası da kırılırsa ana desteği olan %3,25  seviyelerini görebilir. 2024 yılında ABD %2 enflasyon hedefini tutturacak gibi, %3,25 tahvil faizi güzel gelir demek.

Bitcoin; Ekim ayının ikinci haftası “hedefinin 42150 dolar olacağını” belirtmiştim. Hareketin devamı için haftalık kapanışın 42250 doların üstünde olması gerekiyor. Geçen  hafta sert satış yese de kapanış 42250 doların üstünde kaldı. Dünya Emtia Endeksi;  Dünya emtia fiyatları dibe değdi, değecek neredeyse. 2022 Nisan ayında dünya emtia fiyatlarının zirve yaptığını artık düşüşe geçeceğini tahmin etmiş ve yazmıştım. Bence artık dibi de gördük. Gecen hafta endeks  95 puanı gördü, 95 puan altını görse bile altında kalamayacağını tahmin ediyorum.

Türkiye sürekli kendi kendini tutuşturmaya çalışırken 145 puandan 95 puana düşen emtia endeksi Türkiye’ye durmadan su sıktı. Brent petrol 125 dolardan 70 dolara düştü. Bu süre içinde dolar 16 liradan 29 liraya çıktı. Brent petrolün 125 dolarda kaldığını düşünsenize, halimiz nice olurdu. Artık kendimizi tutuşturmaktan vazgeçsek iyi olacak. Su bitti.

Editör: Murat Kartalkaya